Açık kaynak kod ‘devleşiyor’
Açık kaynak kodunun en büyük temsilcilerinden Red Hat firmasının etkinliğinde Linux, OpenShift Red Hat Smart Management ve yeni uygulamalar tanıtıldı.
“Expand your possibilities” mottosu ile ABD’nin ilk kurulan şehirlerinden Boston’da gerçekleştirilen Red Hat Summit 2019, üç gün boyunca açık kaynak dünyasını bir araya getirdi. ABD bağımsızlık savaşının da başladığı bu güzel ve temiz şehir Boston, küresel bazda açık kaynak kod yazılımcıları dahil olmak üzere 8 binin üzerinde misafiri konuk etti.
Yapılan son araştırmada, Linux kullanımının dünya çapında kullanıcılarına yılda 7 milyar dolarlık BT yatırım tasarrufu sağladığı açıklandı. Araştırmaya göre, bu tasarruf yüzde 52 oranıyla lisanslamadan, yüzde 25 standart iş yükünden kurtulmaktan, yüzde 5 de planlanmayan sistem durmalarının önüne geçilmesinden sağlanacak. Ayrıca, bu ekosistemin Linux iş ortaklarına 2019 yılı sonunda 80 milyar dolar, 2023 yılı itibariyle ise 135 milyar dolar kazandıracağı tahmin edilirken, Red Hat, kullanıcısı ve müşteri ekosistemi ile 640 bin yeni iş imkanı yaratılacağını da öngörüyor. Yani Red Hat ile ilgili pozisyonlarda işte tam bu kadar kişinin çalışacağı tahmin ediliyor.
IBM’in 2018 Ekim’inde Red Hat’i satın almasıyla etkinliğin en önemli konuklarından biri de IBM CEO’su Ginni Rometty oldu. Yüzlerce kişinin merakla izlediği büyük oturumda Red Hat CEO’su James Whitehurst sordu: “IBM neden bizi aldı?” Cevap basitti: “Siz güzel işler yapıyorsunuz, şirket kültürünüz muhteşem ve OpenShift sizde”. 20 yıldır süregelen işbirliklerinin önemini anlatan Rometty, geçmişte beraber gerçekleştirdikleri projelerin önemini de vurguladı.
İşbirliği, tüm adımların temelinde var
Red Hat Summit 2019’da ilk vurgulanan yenilik Red Hat Linux Enterprise V8 oldu. Hibrit bulut yapılarının önem kazandığı günümüzde Red Hat Linux Enterprise, bulut ve ayrıca tüm karmaşık uygulamaların, özetle tüm kurumsal yapıların kullanımına sunuldu. Bu yapıya destek veren Microsoft da etkinliğe CEO’su Satya Nadella ile katıldı. Nadella, sohbetinde Red Hat Azure OpenShift ürünündeki işbirliklerinin yanı sıra Red Hat şirketinin kültüründen övgüyle söz edince, biz de Red Hat Türkiye Müdürü Haluk Tekin’e bu kültürün ne olduğunu sorduk. Haluk Tekin, Linux kültürünün paralelinde şirket içi iş yapış şekillerinin de birlikte hareket etme yönünde olduğunu, bunun da şirket kültürünün temelini oluşturduğunu ifade etti. Unix temelli yapı gereği, bugüne kadar kurumsal firmaları hedeflediklerini, fakat bundan sonra KOBİ’lere de ulaşacaklarını, onlara daha ekonomik ve güvenli yapı sunabilmek için kadrolarını da buna uygun yapılandırdıklarını söyledi.
Etkinlik boyunca Red Hat OpenShift 4 ile Enterprise Kubernetes teknolojisi tanıtılırken, kullanıcılara bu yapıların kullanım kolaylığı ve güvenliği hakkında da bilgiler iletildi.
Çözümler, destekleri ile değer kazanıyor
Sonuç: Bir yazılım firmasının kaç yazılımcısı olabilir? 1000, 5000, 20000, belki biraz daha fazla. Fakat açık kaynak kodu yazılımlarını destekleyen, geliştiren milyonlar var. Konu sadece açık kaynak kodu değil, aynı zamanda ‘açık’ insan kaynağı. Bir yazılımı geliştirirken binlerce yazılımcının bunun bir yerinden tutması, sorun çıktığında dünyanın her noktasından birilerinin soruna çözüm araması ile oluşan dev bir topluluk söz konusu. Dünyanın gittiği yön de işte bu. Araştırmalar, büyük ölçekli firmaların yüzde 89’unun açık kaynak kodunun önemini vurguladığını, BT liderlerinin yüzde 68’inin bir önceki yıla kıyasla açık kaynak kodu daha çok kullandığını ifade ediyor. Geliştiricilerin en sevdiği platformlar da yüzde 83.1 ile Linux, yüzde 77.8 Docker ve yüzde 76.8 ile Kubernetes olarak sıralanıyor.
KUTU ——————–
“Güvenlik bir yama değil, yaşatılması gereken bir süreç”
Red Hat Summit 2019 buluşmasında görüşme fırsatı bulduğumuz Red Hat Middleware Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Mike Piech, açık kaynağı farklı kılan unsurları, teknolojik yeniliklerde açık kaynağın yerini ve işin kaçınılmaz olarak ‘güvenlik’ tarafına dair sorularımızı yanıtladı:
“Bence açık kaynak ‘istenilenleri mümkün kılan’ bir araç. Açık kaynağın sosyal etkisi ve insanların açık kaynakla çalışarak yenilikler yapması, bunun için de yazılıma yüklü paralar ödemesinin gerekmemesi burada önem kazanıyor. Ayrıca açık kaynak kod kullananlar, Red Hat ve diğer açık kaynak şirketlerinin desteğinin hep yanlarında olduğunu bilirler. Açık kaynak dünyasında yaratma ve geliştirmede sürekli birçok insan görev üstlenir. Biz ürün satmıyoruz. Çünkü elimizdeki her şey açık kaynak. Bunun yerine üyelik (subscription) modeli uyguluyor, yamalama imkanı veriyoruz. Ama belli başlıklarda garanti ve lisanslama desteğimiz de var. Sonuçta lisanslama, açık kaynak dünyasında da bazı insanların tercihi oluyor. Bu açık kaynak dünyasında ve yaptığımız her şeyde birlikteyiz. 5G, IoT, M2M gibi yeniliklerde güvenlik ise işin en zorlu ve önemli tarafı. Geçiş noktalarında (gateway), Red Hat’in önem verdiği bir başlık ve bir dizi güvenlik yetkinliğimiz ile size konfigürasyon konusunda da destek veriyoruz, geçiş noktalarında güvenliği desteklemeye önem veriyoruz. Sonuçta bizim spesifik güvenlik ürünlerimiz yok. Biz bunun yerine güvenliği mimarinin bizzat içinde konumlandırıyoruz. Böylece yaptığımız her şeyin doğal bir parçası güvenlik halini alıyor. Ama görüyoruz ki, günümüzde insanlar konu güvenlik olduğunda bunu sadece bir yama gibi düşünmeye meyilliler. Oysa bu artık çok demode bir düşünce. Bunun yerine insanlar, güvenliği bir süreç olarak ele almalı. Örneğin DevOps yapısının yanında artık tüm güvenlik mimarisinden sorumlu SecOps yapısı da var.”