İnternet sansürü ve uluslararası toplum
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Medya Özgürlüğü Temsilciliği Türkiye’de internet sansürü ile ilgili bir rapor yayınladı (http://www.osce.org/documents/rfm/2010/01/42294_en.pdf). Raporu Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr.Yaman Akdeniz hazırladı.
Rapora göre, 5651 sayılı internet sansürü yasasıyla engellenen sitelerin sayısı Aralık 2009 itibarıyla 3700’ü buluyor. MÜYAP’ın telif hakkı ihlali gerekçesiyle engellettiği siteleri ve 5651 ile FSEK dışında engelleme yapılamaz hükmüne rağmen terörle mücadele vb. gerekçelerle engellenen siteleri de eklediğimizde 6 binden fazla sitenin sansürlendiği ortaya çıkıyor. Bu tabloya, TİB’in Mayıs ayından bu yana bilgiye erişim hakkını hiçe sayarak erişim engelleme bilgilerini kamuoyundan gizlemesini de eklersek, niçin internet sansürcüsü ülkeler liginde başa oynadığımızı anlamak zor olmaz.
MÜYAP telif haklarını koruduğunu iddia ediyor. Algılayamadığı veya algılamak istemediği, gerek hukuk devleti, gerekse insan hakları açısından tartışılamaz olan bir nokta var: İstisnasız herkesi ilgilendiren düşünce, ifade ve iletişim özgürlüğü, hele de bir kesimin mülkiyet hakkının korunmasından daha üstün ve önceliklidir.
Ulaştırma Bakanı da, Youtube engellemesinin yarattığı yoğun tepkiyi göğüslemek için, vergi ödememekten, temsilcilik açmamaktan dem vuruyor. İyi de, Youtube Atatürk’ü korumak için engellenmemiş miydi? Bunun vergiyle, ekonomiyle ne ilgisi var? Yoksa onlar da karşı tarafı masaya oturtmak için engellemeleri mi kullanıyor?
Bu rapor önemli gelişmelere yol açabilir. Müzakerelerin devamı için internet sansürünün önlenmesi gereğine son ilerleme raporunda vurgu yaptı. Yakında Türkiye, bir hukuk devleti olduğunu kanıtlamak için düzenlemeleri reforme etmek zorunda kalabilir…