Cep telefonu ve tablette ne kadar köfte o kadar ekmek
Eskiden sadece ‘cep telefonu menüsü’ derken bugün işletim sistemi diyoruz. Aslında bugün akıllı telefonu akıllı yapan da büyük oranda işletim sistemi. Çünkü belli fiyat seviyesinde tüm markalar benzer donanımlar sunmaya başladı. Apple’ın iOS’u bu noktada standart bir donanım üzerine kurulu olarak gelmesinden dolayı daha avantajlı görünüyor. Android’de ise çok çeşitli cihaz bulunduğundan kararlı bir işletim sistemi ve telefon ikilisi seçmek önem kazanıyor.
Şirket e-posta hesabınızı da kullanabileceğiniz, dolayısıyla iş akışınızı plajda da sürdürebileceğiniz bir telefon sahibi olmak istediğinizi varsayalım. Sosyal platformlardaki hesaplarınızı uygulamalar üzerinden takip edebilmek de dahil olmak üzere iPhone’a gerçek birer alternatif olabilecek modeller kesinlikle 1.000 TL’lik psikolojik sınırın üzerinde kalıyor. Çünkü her ne kadar oyun oynamak gibi bir derdiniz olmasa da, birkaç uygulama yükledikten sonra sizi çileden çıkaran bir arayüzle karşılaşmamak için hızlı işlemci ve bol bellek (RAM) ikilisine mutlaka ihtiyacınız olacak. Samsung’un Galaxy, HTC’nin HD, BlackBerry’nin Bold serileri ilk akla gelen modellerden. Bu tip ürünler genelde geniş ve yüksek çözünürlüklü birer ekrana da sahip olduğundan bir tek çalışma süresi (pil) sorununuz kalıyor. Mevcut telefonunuzun adaptörünü 3-4 günde bir çekmeceden çıkarıyordunuz, yeni telefonunuzun adaptörünü ise muhtemelen ancak 3-4 günde bir çekmeceye kaldırabileceksiniz. O da belki bir gün için.
Bütçeyi 1.000 TL’nin altına çektiğinizde ise çok daha seçici davranmanız gerekiyor. Çünkü telefon sayısı inanılmaz bir şekilde artarken bunların sadece bir kısmı sizin ihtiyaçlarınızı sorunsuz bir şekilde karşılayabiliyor. Yoksa sadece teknolojinin artıklarını satın almış oluyorsunuz.
Tablet: İyi bir içerik görüntüleyici
Unutmamanız gereken en önemli şey: Tablet bilgisayarın amacının içerik üretmek değil, içerik görüntülemek olduğu. Yani, internette sörf yapmak, fotoğraf albümünüzü görüntülemek, film izlemek gibi her şeyi kolayca yapabildiğiniz tablet bilgisayarı yazı yazmak veya video düzenlemek gibi ‘üretici’ amaçlarla kullanmanız çok zordur. Sadece dokunmatik klavye yüzünden değil, bağlantı kısırlığı ve uygulamaların uygun olmaması da büyük etkenler.
Tablet konusunda söylenebilecekler de aslında akıllı telefonlarla çok yakın ama dokunmatik ekranın kalitesi tahmin edebileceğiniz gibi ön plana çıkıyor. Apple’dan önce bu kavramda birçok ürün geliştirilmiş olmasına rağmen iPad’in tutulmasında aynı iPhone’da olduğu gibi işletim sisteminin başarısı çok büyük. Apple iOS işletim sistemi standardizasyon, performans ve kararlılık bakımından çok iyi. Bunun yanında Android işletim sistemli ürünler pazarın büyük bölümünü kaplıyor. Aralarındaki en büyük fark, Android’in tüm ürünlere uygun olarak geliştirilmeye çalışılması. Bu da zaman zaman sorunları beraberinde getirebiliyor. Oysa ki iOS ile çalışan iPad’in konfigürasyonu hiçbir zaman değişmediğinden uyumluluk çok daha iyi.
Hangi tableti seçmeli?
Kamuoyunda ‘Apple iPad ve diğerleri’ yargısı pek değişmese de ürünlerin artı ve eksilerine değinmek şart. Tercihinizi Android tabanlı bir ‘iPad killer’dan yana kullanırsanız USB bağlantısı ve bellek kart okuyucu gibi hayati önem taşıyabilecek özelliklere de sahip olmanız mümkün. Tatildeyken makinenizle çektiğiniz fotoğrafları bellek kartınızla tablet bilgisayarınıza aktarmak, burada görüntülemek ve hatta yedeklemek mümkün oluyor. Diğer taraftan bu fotoğrafları arkadaşınızın USB belleğine anında atmanız da cabası. iPad kullanıyorsanız tatilde bunları yapmak için bir de bilgisayar (netbook veya notebook) taşımanız gerekeceğini unutmayın.
Fan sesinden kurtulmak için tablet alıp kucağına dahi koyamayan birçok insan olduğunu unutmayın. Çünkü maalesef hâlâ, özellikle düşük fiyatlı modellerde netbook mantığı geçerli olduğundan aktif (fanlı) bir soğutma sistemi kullanılabiliyor. Bu da tabletin ruhuna aykırı. Genel olarak tablet seçerken; kullandığı işletim sistemi için var olan uygulamaların işinize yarayıp yaramayacağından, ekranın kesinlikle kaliteli bir dokunmatiğe, makul bir çözünürlüğe, görüş açısına ve parlaklığa sahip olduğundan, bağlantı seçeneklerinin işinize yarayacağından (3G, kablosuz, Bluetooth), pil ile çalışma süresinin yeterince uzun olduğundan emin olmalısınız.