Bilgisayar ve internetle aramız nasıl?
90’LARIN sonunda TUİK’in yaptığı araştırmalar ve tuttuğu istatistikleri yıllara göre önünüze yayıp incelediğinizde, ilginç bir görüntüler ortaya çıkıyor. Örneğin aynı insan kitlesi seneler içinde kullanıcılık açısından nasıl bir ilerleme göstermiş?
2004’te 16-24 yaş dilimi içinde olan ve büyük çoğunluğu 2011 yılında 25-34 yaş dilimi içine gelmiş olan insan grubunda kadınlar erkeklerin 2,5 katı oranda bilgisayar ve internet kullanıcısı olabilme başarısı göstermişler. (Bkz. Tablo.1). Genç kadın nüfusun, kadın-erkek eşitliğine doğru gidişi açısından sevindirici bir gözlem. Yaş dilimlemesinin üst ucunda ise, kadınlar gene erkeklere göre 2,5-3 kat ilerleme göstermişler. Ama insan sayılarına baktığınızda tüm bu ilerlemelere karşılık kadınlar her yaş diliminde hep geride.
Eğitim durumuna göre ilerleyen senelerle bir değerlendirmeye, eldeki verilerle ne yazık ki olanak yok. Çünkü bir kişi seneler geçtikçe yaşlanıyor ama 7 sene önce ilkokul mezunu olan birinin günümüzde lise mezunu olduğunu varsaymamız olanaklı değil. Buna karşılık, eğitim düzeyinin bir başka açıdan karşılaştırması yapılabilir (Bkz. Tablo 2).
Bu karşılaştırmada, eğitim düzeyinin yarattığı uçurumu ve bunun 7 yılda ne kadar kapandığını görebiliriz. Her ne kadar TÜİK’in Ağustos 2011 tarihli 170 sayılı haber bülteninde uçurumun sürdüğü belirtiliyorsa da (doğru), önemli ölçüde kapandığını gözlemlemek mümkün. 2004’te, her 100 lise mezunu internet kullanan kadına karşılık ancak yaklaşık 2 ilkokul mezunu internet kullanan kadın varmış. Bu 1:41,5 oranını 7 yılda 1:6,1’e indirmişiz, 6,8 kat iyileşme sağlamışız. Bu iyileşme erkeklerde 5,2 kat. Bilgisayar kullanımında da iyileşme kadınlarda 5,2, erkeklerde 4,1 kat. Eğitim düzeyi arttığında, ortaokul mezunları ile üniversite mezunlarını karşılaştırdığımızda, uçurumun o kadar büyük olmadığını, en kötü durumun 6.28 kat ile 2004’te kadınların internet kullanımında olduğunu, bunun da 7 yılda 3,5 kat iyileştirildiğini görüyoruz. Özetle, eğitim düzeyine bağlı uçurumun kapatılmasında 5-6 kat iyileştirmenin olması, toplumun bilgisayar okur-yazarlığında topyekûn bir seferberliği başarmış olduğunu gösteriyor.
Ulaştırma Bakanlığı web sitesine göre, ülkemizde 8.042.557 genişbant bağlantı abonesi ve 40 milyon civarında internet kullanıcısı vardır. Buradan ülke nüfusunun yarıdan fazlasının interneti kullandığı anlaşılmaktadır. Bu oran, 27 AB ülkesi ortalaması olarak 2005’te %43, 2007’de %51 ve 2010’da %65 olarak verilmektedir . Aynı kaynakta, Türkiye için verilen %33lük 2010 oranının, tüm nüfus için değil, 16-74 yaş dilimi için olduğu da dikkate alınırsa, sağlıklı bir karşılaştırma yapılamayacağı sonucunu vermektedir. Ancak unutulmamalıdır ki, ülkemizin kendine has özelliklerinden ötürü, bir internet bağlantısından çok sayıda internet kullanıcısı yararlanabilmektedir. Beri yanda, Eurostat’ın sözü edilen tablosunda AB ile Türkiye’nin karşılaştırması yapıldığında, 2010 yılı için %33’e karşılık %65 ile AB’de iki katı internet kullanımı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilgisayar ve internetle bu kadar içli dışlı olmuşuz da, bunu ne amaçla yapmışız? Bu iletişim olanağını ne tür hizmetleri almak için kullanıyoruz? Gene TUİK tablolarına bakalım. TUİK web sitesinde 2006 için kayıt yok, dahası, 2004’ten bu yana değişen hizmet türleri nedeniyle bir süreklilik de olmayabiliyor. Hizmetler, bir diğerinin amacına uygun devamı ise, bunlar uç uca eklendiğinde Şekil 1.deki görünüm elde ediliyor.
Şekil 1’de, yazarın kişisel değerlendirmesine bağlı olarak, örneğin bloglar’ı ve sosyal siteleri kullanma, “kendini topluma ifade etme” kavramı çerçevesinde aynı başlık altında toparlanmıştır. Gene, TÜİK web sitesinde 2011 yılı için veri bulunmayan iki inceleme alanına yıllar ortalamasına yakın birer sayı yazar tarafından eklenmiştir.
2004 yılındaki değerlerin güvenilirliği, 2005 yılında tümünde oluşan düşüş nedeniyle kuşku uyandırmaktadır. Ancak 2005 yılı başlangıç olarak alınırsa, çoğu hizmetin kullanımında artış görülmektedir. 2005 kullanımına göre 2011’de %34lük bir artış vardır.
Artan abone ve kullanıcı sayılarına karşılık kullanıcı başına internetten yararlanma oranının 7 yılda ancak %34 artması düşündürücüdür. Bu durumun, internet üzerinde interneti daha derin kullanmayı özendirecek yeni hizmetlerin çıkmamasından kaynaklandığı gözlemlenmektedir. Bilişimcilerin kullanma alışkanlıklarını artırıcı yeni hizmetlere eğilmesi beklenir.
Hizmetlerin kullanımında, Eurostat’ın Türkiye 2010 için verdiği tabloda2 27 AB ülkesi toplamı için verdiği verilere göre, ePosta kullanımında AB’nin %44’ü, sağlıkta AB’nin %53’ü, öğrenme amacıyla internete başvurmada da %44’ü kadar bir kullanım gösteriyoruz.
Sosyal paylaşım sitelerinin çıkmasıyla birlikte ülkemizde bu sitelere gösterilen olağanüstü ilgi, bir kullanım patlaması yaratmış, ama son yıllarda %40lık bir gerileme ile durulmuş gibi görülmektedir.
PTT’nin sağladığı pullu posta hizmeti , 2005 yılından 2008’e kadar toplam %12 kadar yükselmiş 2009’da %10luk düşüşle 2006 düzeyine inmiştir. Düşüşte, tebrik kartları beşte birine düşerek başı çekmektedir. Tebliğ kağıtları %69 artışla kayda değer artış gösteren tek kalemdir. Eğer mektup iletilerinde toplamda bir azalma olmadıysa, pullu postanın yerini ePosta’ya bırakmakta olduğu söylenebilir.
1 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=8572
2 http://epp.eurostat.ec.europa.eu/tgm/table.do?tab=table&init=1&language=en&pcode=tin00061&plugin=1
3 http://www.ptt.gov.tr/source.cms.docs/ptt.org.tr.ce/docs/sektor_raporu_2009.pdf