Bankanıza değil operatörünüze borçlanın
Her şey, cep telefonu faturasının ‘sadece mobil iletişim harcamalarının tüketiciye yansıtılabileceği bir kağıt parçası olması’ fikrinin ortadan kalkmasıyla başladı. Yıllar önce, doğal felaketlerde insanlara yapılacak yardımlar için toplanan bağışlara ‘Yardım’ yazıp 1111’e göndererek katılırdık. Bu bağışların tutarı kontörlü hatlardan kontör düşer, faturalı hatlara ise fazladan ücret olarak yansırdı. Üstelik faturalı hatlarda ödeme bir sonraki fatura dönemine yansıdığından kredi kartıyla ödeme yapmış gibi olurduk.
Bu yöntem hâlâ kullanılmakla beraber, yeni çağın pazarlama yöntemlerine uygun bir evrim içerisine girdi. En temel örnekse, internet paketi satın alıp, bu internet bağlantısı ile eriştiğimiz servislere tek tıkla üye olabilmemiz olsa gerek. Artık cep telefonu faturalarımız tıpkı kredi kartı ekstrelerimiz gibi çalışıyor. Telefonun asıl işlevi olan sesli görüşmeye ne kadar harcadığımızı bile anlamamız çok zor.
Bu alandaki gelişimin farkına varan ve mobil dünyanın sınırlarını keşfederek pazarlama alanına yeni açılımlar getirmek isteyen şirketler de boş durmuyor. Herkes mobil ödeme teknolojilerinin ne kadar ileri gidebileceğini merak eder durumda. Dünyada ve gelişen bir pazar olan Türkiye’de geniş bant internet kullanımının yaygınlaşması ve akıllı telefon satışlarının göz yaşartıcı şekilde artması, mobil ödeme alanında farklı teknolojilerin artık devreye girmesi gerektiğini gösteriyor. Şimdilerde NFC (Yakın Alan İletişimi) kavramı gündemde. Mobil telefonların hayatın her yerindeki ödeme ve abonelik işlerini üstlenmesi ve cüzdanlarımızı kabartan kredi kartının büyük ölçüde yerini alması gündemde.
Diğer taraftan gerek sokakta gerekse internet ortamında ‘Mobil Ödeme’ logolu birçok satış noktası görüyoruz. Bunlar SMS tabanlı satışlar olarak şu anda mobil ödeme konusunda en çok rağbet gören ödeme şekli. Çünkü kullanımı kolay ve kısa mesaj gönderebilen tüm telefonlar tarafından destekleniyor.
Cebinizden ödemek başka, ‘cep’ten ödemek başka
Mobil Ödeme konusunu hız, kullanım kolaylığı ve güvenlik gibi başlıklar altında incelemek mümkün. Genellikle 50 TL’nin altındaki günlük harcamaların kredi kartı ya da nakit para taşımadan gerçekleştirilmesini sağlayan mobil ödeme yöntemi son derece güvenli. Çünkü orta boy bir pizza ve 1 kutu meşrubatın parasını ödemek için binlerce liralık kredi kartınızı yanınızda taşımanız gerekmiyor. 20 TL’lik bir harcama tek bir kısa mesaj gönderimiyle faturanıza yansıyor. Zaten operatörünüz aylık toplam limitinizi ne kadar yükseltirse yükseltsin, bir defada yapabileceğiniz harcama düşük olduğundan cep telefonunuzun başkalarınca kullanılması durumunda da kredi kartına göre çok daha güvenli olduğunuzu söylemek mümkün. Ödeme yaptığınız noktada kredi kartı şifresi başta olmak üzere hiçbir bilginizi kullanmak zorunda kalmamanız da güvenliği artıran bir başka avantaj.
Kullanım kolaylığı açısından baktığımızda da durum kullanıcı lehine. Mobil cihaz kullanıcılarının tamamına yakınının onlarca yıldır en iyi bildiği iletişim yönteminin SMS olduğunu (özellikle ülkemizde) düşündüğümüzde mobil ödemenin son derece hızlı ve kullanım kolaylığım sağlayan bir yöntem olduğunu söylemek mümkün.
Mobil ödemede yeni dönem: NFC
NFC tabanlı servisler tarafında farklı teknolojilerden bahsetmek mümkün. Bazı servislerde, temassız ödeme cep telefonu üzerindeki NFC donanımı üzerinden gerçekleştirilirken, bazı servislerde cep telefonu içindeki SIM kart kullanılıyor. SIM kart üzerinden verilen hizmet, NFC teknolojisini destekleyen bir cep telefonuna sahip olmayan kullanıcıların da servisi kullanabilmesini sağlıyor. Bu durumda kullanıcı sadece SIM kartını değiştiriyor. NFC özellikli ödeme cihazlarının yaygınlaşması, genel anlamda mobil ödeme penetrasyonunun artması için kilit noktalardan biri olarak görülüyor. Son yıllarda hayatımıza giren mobil ödemenin yaygınlaşmasında önemli bir rol oynayacak olan NFC (Near Field Communication-Yakın lan İletişimi) teknolojisinin, mobil dünyada gelecek vaat eden teknolojilerin başında geldiğini vurgulayan E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, “Bu teknoloji cüzdanımızda taşıdığımız her şeyi cep telefonumuzla yapmamızı sağlıyor. Kredi kartları, mevduat kartları, para, akbil, sinema ve maç bileti dışında sadakat kartlarının dahi çok farklı uygulamaları tamamen elektronik ve mobil ortama taşıyacak. İleride İETT otobislerine bindiğimizde, bugün ‘akbil basmak’ için kullandığımız cihaza cep telefonunu yaklaştırmak yeterli olacak. Bir sinema bileti, NFC alıcısı olan sinema afişi kadar yakın hale gelebilir. Cep telefonumuzu afişe uzatıp doğrudan sinema salonuna gidebileceğiz” dedi.
NFC teknolojisi bugün akıllı telefonların özellikler listelerinde boy göstermeye başladı. Hatta artık çoğu telefonda, bu özelliğin olması, ekran kalitesi ve işlemci hızı kadar önemli bir özellik olarak yansıtılıyor. Çünkü SMS tabanlı mobil ödemenin bir adım önüne geçmesi planlanan NFC tabanlı ödemelerin, bunu desteklemeyen bir telefon ile gerçekleştirilmesi daha zor. Yakın zaman içinde hemen hemen tüm telefonların bu teknolojiyle gelmesi öngörülüyor.
Dünya ne yönde ilerliyor?
Gartner tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2011 yılı sonunda dünyada mobil ödemeyi kullanan insan sayısı 141,1 milyonu aşacak. Bu, 2010 yılında ulaşılan 102,1 milyondan tam yüzde 38,2 daha fazla, öte yandan mobil ödemedeki işlem hacmi de neredeyse yüzde 76 artış oranıyla 86,1 milyar dolara ulaşmış durumda. Gatner araştırmacılarına göre rakamsal sonuçların iyi görünmesine rağmen istenen sonucun elde edilebildiğini söylemek güç.
Gartner Araştırma Direktörü Sandy Shen, gelişmekte olan pazarlardaki uygun şartlara rağmen büyümenin istenen düzeyde olmadığını söylüyor. Birçok servis sağlayıcının mobil ödeme stratejilerini yerel ihtiyaçlarla yeni yeni bütünleştirmeye başladığını ve henüz kimsenin Kenya ve Filipinler’deki gibi başarılı modelleri kendi ülkelerine taşıyamadığını belirten Shen, bu pazarlardaki mobil cihaz penetrasyonunun yüksek, banka penetrasyonunun düşük olmasının çok daha hızlı bir gelişmeyi beraberinde getirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Gartner, gelişen pazarlarda, SMS (Short Message Service) ve USSD’nin (Unstructured Supplementary Service Data), mobil ödeme tarafında baskın teknolojiler olarak uzun bir süre kalacağını öngörüyor. Diğer taraftan gelişmiş marketlerde ise WAP’ın (Wireless Application Protocol) teknolojisinin uzun bir süre daha devam edeceği belirtiliyor. Yine bu pazarlarda mobil ödemenin büyük ölçüde uygulama indirme ve mobil ticaret tarafında uygulanıyor. WAP ödemeleri, Kuzey Amerika’da yüzde 90, Batı Avrupa’da ise yüzde 70’lik bir paya sahip.
Mobil ödeme pahalı bir seçenek olabilir
Türkiye’de geleneksel (SMS ile yapılan) mobil ödemenin yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri, bu ödeme yöntemini seçenlere uygulanan farklı fiyat politikaları. Çevrimiçi alışverişte artık birçok sitenin kredi kartı, havale ve kapıda ödeme seçeneklerinin yanına koyduğu ‘mobil ödeme’ seçeneği, birçok kullanıcının bu yolu tercih etmemesine neden olacak fiyat farklarını beraberinde getiriyor. Örneğin internette 15 TL fiyata sahip bir ürünü satın almak istediğinizde, ödeme aşamasında ‘kredi kartına 12 taksit’, ‘x karta yüzde 2 indirim’ gibi seçenekler görürken, ‘Mobil Ödeme’yi seçerek daha yüksek bir fiyat ödeyebiliyorsunuz. Ayrıca mobil ödeme yapabilmek için belirtilen numaraya mesaj gönderdiğinizde, operatöre bağlı olarak 40 ile 50 kuruş arasında kısa mesaj ücreti ödemek zorundasınız. Tüketicinin zaten küçük olan alışverişlerini bu şekilde pahalı hale getirmek, penetrasyonunun artırılmaya çalışıldığı bir ortamda beklenen sonuçları alabilmek açısından olumsuz bir etki yaratıyor.
Türkiye’nin güçlü bir ekonomik büyüme içinde olduğunu ve nüfus yapısıyla çok genç bir ülke olduğunu belirten SmartSoft Genel Müdürü Murat Göksenin Güzel, kredi kartı ve cep telefonu kullanıcı rakamlarına bakıldığında Türkiye’nin mobil ödeme için ciddi anlamda uygun bir zemin olduğunu vurguladı. Yine dünyadaki kredi kartı ve cep telefonu kullanıcı rakamlarına bakıldığında bankacılıkta mobil çözümlere ilerleyen zamanlarda daha sık rastlanacağının önemli bir gerçek olduğunun altını çizen Güzel, kamu kurumlarının, banka ve GSM operatörlerinin bu bütünleşme aşamasında uyumlu bir işbirliği içinde olmalarının önemine dikkat çekti.
“Bankacılık sektörü sürekli kendini yeniliyor. İnovatif çözümlerin hızla yayılmasıyla birlikte bankalar ve mobil operatörler de başarılı projeler üretiyor. SmartSoft ile Türkiye artık ödeme sistemlerine ilişkin çözümleri ve çip teknolojisi ile dünyaya teknoloji satan bir ülke konumunda” diyen Güzel, bankalara dönük altyapı hizmetleri alanında Türkiye’nin, şu anda dünyanın en yenilikçi pazarları arasında olduğunu belirtti ve ekledi: “SmartSoft gibi sürekli AR-GE çalışmaları yürüten Türk firmaları sayesinde teknolojiye en hızlı uyum sağlayan ülkelerden biri konumundayız. NFC tarafında yapılan bütün inovasyonlar, Türkiye’de pazarın ve bankacılık altyapısının çok ileri düzeyde olmasından kaynaklanıyor. Ülkemizde rekabet ve inovasyon anlamında iyi bir altyapı mevcut. Bu durum da hızlı ve rekabetçi olmamızı gerektiriyor ve inovasyonların ülkemizden çıkmasını sağlıyor.”