Engeli bırak, potansiyele bak, fırsatı sun!
Engelli istihdamını artırmayı, engellilerin farklı konulardaki bilgi birikimini geliştirirken, iş piyasasının da ‘engelli’ gerçeğini doğru anlaması hedefiyle yola çıkan Engelsiz Kariyer yapısı, bir internet portalı ile başlattığı çalışmalarını giderek genişletiyor. Dünyanın imrendiği bir yapıyı ortaya koyduklarını gururla vurgulayan bu yapının fikir babası Mehmet Kızıltaş, işverenlerin engellinin engeliyle değil, potansiyeli ile ilgilenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Kızıltaş hedeflerini, projelerini anlatıyor, eleştirilerini ve takdirlerini de esirgemiyor…
>>Engelsizkariyer.com yapısı giderek büyüyor. Bu yapıya işveren ilgisi artıyor mu?
Mehmet Kızıltaş: Sitemiz 2008 Mart’ında kuruldu ve 4’üncü yılına girdi. İşverenlerin ilgisi artıyor. Çünkü ülkemizde artık doğrudan sadece aranan personele ulaşılabilen mecraların önemi ve kıymeti artmaya başladı. Engelsiz Kariyer burada bir örnek ve bir ilk. Bir işveren bir kariyer sitesine ‘engelli’ ilanı verdiğinde, bu ilana başvuran kişilerin yüzde 90’ı engelli olmayanlardan oluşuyor. Bu da bir arayışta zaman kaybı demek. Oysa bizim yapımızda sadece engellilerden oluşan bir veritabanı olduğu için şirket ilan yayınladığında veya veritabanında arama yaptığında karşısına çıkan aday sadece engelli. Böylece hem zamandan hem paradan kazanıyor hem de doğru adayı şirketine kazandırıyor.
Geliştirdiğimiz CV formu da önemli bir ilk. Çünkü diğer sistemlerde engellilere yönelik tematik bir CV formu yok. Bunlarda özgeçmiş oluştururken ‘terör mağduru musunuz, eski hükümlü müsünüz, engelli misiniz?’ sorularından uygun olanı seçiyorsunuz. İşveren olarak arama yaptığınız zaman da kişinin engellilik bilgisi yok. Bizim yapımızda ise engellilik durumu, varsa işyerinde mimari ve teknik ihtiyaçların neler olduğu, hangi kurslara gidildiği, hangi eğitimlerin alındığı gibi detaylar yer alıyor. Hedefimiz; işverenin özgeçmiş üzerinde yüzde 80’e varan oranda adayın uygun olup olmadığına karar vermesini sağlamak. Bunu başardığımız için de işverenlerin vazgeçilmezi haline geldik.
>>Engelli istihdamında hangi sektörlerden şirketlerin ilgisi ön planda?
Mehmet Kızıltaş: Bankacılık, lojistik, yiyecek içecek, zaman zaman havacılık sektörü ve hepsinin önünde de bilişim sektörü geliyor. Örneğin bilişim sektörü içinde yer alan çağrı merkezleri en fazla engelli aday arayanlar. ‘Home agent’ olarak evden çalışma için de olabiliyor, engelli arkadaşımızın hareket kabiliyeti varsa işyerinde de istihdam yaratılabiliyor.
>>Engelsiz Kariyer Akademi nedir?
Mehmet Kızıltaş: İnsan Kaynakları Zirvesi’nde üç yıldır işverenlere yönelik paralel oturumlar düzenliyoruz. Engelsiz Yaşam Fuarı’nda da engellilerin kişisel gelişimini sağlayacak kariyer uzmanlarını getirip onların kişisel gelişimini sağlayacak eğitimler verdik. Ardından bu yıl, üzerinde 2 yıl çalıştığımız bir projeyi hayata geçirdik. Meslek edindirmek ve vasıflandırmak için sektör taraması yaptığımızda, ilgili sektörlerin talep ettiği pozisyonlarda meslek dallarıyla ilgili eğitim vermeyi düşündük. Özellikle bilişim sektörü engellilerin çalışmasına en uygun sektör. İlk etapta bilişimle ilgili eğitim vermemizin uygun olacağını düşündük. Yazılımcıların bu alanda çok ilgi gördüğünü fark ettik ve kapsamlı bir içerik hazırladık. İŞKUR bunu fonladı. 20 engelli 1 ay önce eğitimini tamamladı. Sınıfı geçen 10 kişi, 60 ve üzeri puanlar aldılar. 1 arkadaşımız KoçSistem’de işe başladı. 4 arkadaşımız da işe yerleşmek üzere görüşmelere gidiyor. İkinci grubumuz da şu anda devam ediyor. Onlar da Eylül sonunda mezun olacak. Eğitim toplam 300 saat. Bunun 280 saati yazılım eğitimi, 20 saat de kişisel gelişim eğitimi.
Bu eğitimle Türkiye’de nitelikli bir ‘engelli işgücü piyasası’ oluşmasına büyük bir katkı yaptık. Engelli her işi yapar. Önemli olan çalışma olanaklarının ve fırsatın verilmesi. Dünya bu işe böyle bakıyor.
>>İşverenler bu
eğitim yapısına nasıl bakıyor?
Mehmet Kızıltaş: Akademi bu eğitimlerle meslek edindirme kurslarını başlattı ve bunu başarıyla sürdürüyoruz.
Ama burada bir sorun var: Biz engellilere temel eğitim veriyoruz. Onların kendilerini geliştirip şirketlerine artı değer katan elemanlar olabilmesi için işverenlerin de onlara fırsat verebilmesi, çırak seviyesinde onları alıp 3-6 aylık periyodlarda onları kendilerini geliştirebilecekleri bir biçimde konumlandırmaları gerek. Oysa şirketlerin hatası, onları hemen sisteme uyum sağlamak istemeleri. Burada sıkıntı yaşıyoruz. İşverene de bunu anlatmaya çalışıyoruz.
>>Eğitimler konusunda başka çalışmalar olacak mı?
Mehmet Kızıltaş: Akademi için Enocta ile bir anlaşma yaptık. Onların sayısız eğitim içeriğini engelli arkadaşlarımızın alması için bir web bütünleştirmesi oluşturuyoruz. Önümüzdeki günlerde yayına başlayacağız. Sisteme üyelik bilgilerini girenler, e-öğrenme sayfasından ücretsiz eğitimlere ulaşabilecek. Bu da ikinci büyük e-öğrenme yapımız olacak. İlk aşamada engellilere uygun Enocta eğitimlerini seçtik. Bu, bize bir analiz yapma olanağı verecek. Amacımız her engelliye bir şeyler katabilmek.
>>Özel istihdam bürosu olarak çalışmalarınız, işe yerleştirme çalışmalarınız nasıl ilerliyor?
Mehmet Kızıltaş: İşe yerleştirmede en önemli sorun işverenin engellinin eğitim potansiyeli ve niteliğinden çok, engeliyle ilgilenmesi. Böyle olunca hem kotayı dolduramıyor hem de başarılı engelliye ulaşamıyor. Bunun önüne geçmeye çalışıyor, engelli adayın engeliyle değil, onun potansiyeli ve eğitimiyle, deneyimiyle, yapabilecekleriyle değerlendirilmesini
sağlamayı istiyoruz.
Küresel bazda önde
gelen bir şirketin Fransa’da engellilere yönelik bir danışmanlık şirketi kurduğunu biliyoruz. Almanya’da bunu nasıl başardığımızı bize sordu. Bulgaristan ise bu modelin orada da yapılabilmesi için bizi davet etti. CNN International’da da bu çalışmamızla ilgili bir haberimiz yer aldı.
Türk medyası da bizi destekliyor. Biz de bu sorumlulukla bu yapıyı sürekli geliştiriyoruz. Ama işverenlerin bitmeyen önyargıları yüzünden
istihdam sürecinde zorlanıyoruz.
>>Yeni hükümetin ‘engelli politikasını’
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mehmet Kızıltaş: Hükümetin engellilerle
ilgili, istihdam dışında, yaptıklarına bakarsanız,
son 20 yıla bakınca,
hatalarıyla doğrularıyla
ama devrim niteliğinde sayılacak atılımları var. Bu noktada haklarını yememek gerek. İşverenlerin ‘50 çalışanda yüzde 3 engelli istihdamı’ zorunluluğunu kaldırma baskısına rağmen, hükümet bu zorunluluğu kaldırmadı.
Bunu yapsa engelli istihdamı çok büyük zarar görürdü. Zaten bu yasal zorunluluk, cezai müeyyideler ve İŞKUR’un takibi olmasa birçok şirket engelli çalıştırmaz. Hükümet diyor ki, ‘50 çalışanda yüzde 3 engelli yani 2 kişi al, onların SSK primlerini ben ödüyorum. Bu 2 kişiyi aldıktan sonra 4 eleman daha mı alacaksın, onu da engelli al ve SSK priminin yüzde 50’sini ben karşılıyorum’ diyor. Yine şirkete bir teşvik. O yüzden çağrı merkezleri engellileri çok istiyor. Engelli çalışan onlara neredeyse bedavaya geliyor. Asgari ücret kadar maaş karşılığında SSK primi devletten.
Devletin bu katkısını ilk keşfeden çağrı merkezleri oldu. Her sektörden her şirket aslında böyle yararlanabilir. Hükümetin bu konudaki duruşunu, eski hükümetlere oranla bu nedenle çok olumlu buluyorum.
İşverenlerin engelli çalıştırmadıkları için kesilen aylık ve geriye dönük faiziyle ortalama bin 600 TL civarında bir ceza var. Devlet bunları geriye dönük faiziyle talep ediyor, bunu bir fona yatırıyor. Derneklere ve eğitim birimlerine de ‘Engellilere meslek edindirme kursu yapın, size de bu fonu vereyim’ diyor. Ama burada eskiden bir hata yapıldı, bu projeyi kötüye kullanan bir sürü dernek oldu. Ancak artık İŞKUR bunu anladığı ve sıkı denetlediği için bu kaynağı güvendiği yerlere vermeye çalışıyor.
>>Her engelliye bir kariyer koçu da tayin ediyorsunuz değil mi?
Mehmet Kızıltaş: Evet. Eğitim dışında, her kişiye birer kariyer koçu tayin ettik, bu desteği verdik. Üyesi olduğum Koçluk Platformu Derneği’nden bu desteği alıyoruz. Eğitimlerde birinci grubun finalinde ikinci grup yeni başlamıştı. İkisini birleştirdik, TÜBİSAD ve Microsoft Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağan’ı davet ettik. Dünyada ilk defa Türkiye ofisinde görme engelli bir kod yazarı olan Hasan Özdemir ABD merkeze bağlı çalışıyor. Microsoft’ta çalışan bir diğer engelli de Soydan Kızgın. Kursiyerlerimize özel bir buluşma olan bu etkinliğin moderatörlüğünü Çağan yaptı. Dünyanın en büyük markasında çalışan engelliler, kursiyerlerimiz için bir örnek oluşturdu.
Sonuçta sorumlu bir vatandaş olarak devletin kurduğu yapıları, verdiği olanakları doğru kullanırsak güzel sonuçlara ulaşabiliriz. Kişisel ve kurumsal sorumluluklar burada önemli. Medyada ismimiz görünsün diye bir şeyler yapmamalıyız.
>>Bu yapıda yenilikler neler olacak? Planlarınız ve öncelikleriniz neler?
Mehmet Kızıltaş: 2012 yılında öncelikle sitemizi yenileyecek, yeni bir yapılanma ile işverenin karşısına çıkacağız. Engelli aday arayan şirketlere engelli veritabanı ile daha hızlı ulaşabilme, hızlı aday bulma modülleri ile ve site içinde işveren ve engelliyi biraraya getirecek bir platform ile mesaj modülleri yaratabiliriz. E-öğrenmeyi geliştiriyoruz. Meslek edindirme kurslarını, yani akademi içindeki eğitim yapısını da geliştirebiliriz. Burada halen web yazılımcılığı eğitimi var, ama 2012’de sosyal medya kullanıcılarını geliştirmeyi de planlıyoruz. Engellilere çok yönlü bir eğitim vermek istiyoruz. Ayrıca engellilerle doğru iletişim metotlarını anlatan bir kitap hazırlıyoruz.
Son çalışmalarımızı yapıyoruz.
Şubat ayındaki İnsan Kaynakları Zirvesi’nde bir imza günü düzenleyeceğiz. Bu hap niteliğinde bir kitap olacak, gerçekten yaşanmış olaylar ve bunlara uygun illüstrasyonlar yer alacak.
Hem engelliye hem de işverene tam destek
Mehmet Kızıltaş, “Bizi standart İK sitelerinden ayıran özelliklerimiz var” diyor, bunları şöyle sıralıyor:
“Biz bir taraftan engelli insan kaynakları portalı gibi içerik sağlıyoruz, şirkete ve iş arayana her konuda rehber sunuyoruz. E-öğrenme de var. Diğer tarafta ise bir veritabanı söz konusu. Bireysel ve kurumsal üyelek bölümü var. Diğer kariyer sitelerinden en büyük fark da bu, yani bilgi vermesi. Bizim için önemli olan engelli istihdamını geliştirmek. Gururla belirtiyorum ki, bugüne kadar işe yerleşen adaylarımızın hepsi de görevine devam ediyor.”