Akıllı şehirler, sürdürülebilir nitelikleri ile öne çıkacak
Mimarlık, mühendislik, inşaat, eğlence, eğitim, üretim ve medya sektörlerine özel yazılımlar üreten Autodesk, Raffles Hotel İstanbul’da gerçekleştirdiği “Autodesk İnşaat Sektörünün Geleceği Zirvesi”nde bine yakın katılımcıyı ağırladı. Tüm gün süren; inşaat, mühendislik, üretim ve mimarlık alanındaki profesyonellerin ve üst düzey yöneticilerin katıldığı zirveye Autodesk Mimarlık, Mühendislik, İnşaat (AEC) ve Üretim Bölüm Müdürü Naji Atallah, Autodesk EMEA Kamusal Altyapı Strateji Lideri Marek Suchocki ve Yüksel Proje Genel Müdürü Mete Baykır gibi birçok konuşmacı katıldı. Autodesk Türkiye Ülke Lideri Murat Tüzüm, “Birleşmiş Milletler’in (BM) ortaya koyduğu araştırmalar, 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar olacağını ve bunun yaklaşık 7 milyarının da şehirlerde yaşayacağını gösteriyor. Bu oran Türkiye için de geçerli ve nüfusun yüzde 86’sının, yani 82 milyon kişinin şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Bu da daha fazla yiyecek, daha fazla su, daha fazla konut, daha fazla üretim, daha fazla ulaşım, daha fazla enerji ve daha fazla altyapı demek” açıklamasını yaptı. Tüzüm şu bilgileri verdi:
“İhtiyacı karşılamak üzere inşaat sektörünün 2050 yılına kadar dünya genelinde her gün yaklaşık 13 bin konut inşa etmesi gerekirken, dünyanın çevresini her yıl 30 kez dolanacak uzunlukta yollar ve tren raylarına da ihtiyaç olacak. Tüm ihtiyaçları daha az kaynak kullanarak, daha az atık ve daha az karbon emisyonu salacak şekilde karşılayıp, çevreye dost bir ekosistem inşa etmeliyiz. Autodesk Zirvesi, sektördeki farklı paydaşların bir araya gelip Türkiye’deki sektörün karşı karşıya kaldığı zorlukları ve çözümleri konuştuğu etkili bir platform. Zirvede uzmanların önerileri, 2023 vizyonu kapsamında gerçekleşmesi beklenen büyümeye katkı sağlayacak.”
Naji Atallah ise, “Binalar su tüketiminin yüzde 25’ini gerçekleştiriyor ve dünyada 4 trilyon dolar değerinde varlık, iklim değişikliği nedeniyle tehdit altında. BM, 2050 yılına kadar 5 milyon insanın susuzluk sorunu yaşayacağını açıkladı. Bu nedenle ürünlerimizi tasarlarken tüm dünyayı tehdit eden iklim değişikliğinin etkilerini de göz önünde bulunduruyoruz. Müşterilerimizin teknolojimizi kullanarak hem ticari hem sürdürülebilir hedeflere ulaşmalarına yardımcı oluyoruz. Teknolojiyi ve üretim süreçlerini bir araya getirerek daha akıllı, sürdürülebilir binalar, şehirler ve altyapılar tasarlayabiliriz. İnşaat sektörü gelecekte pek çok geleneksel yöntemi kullanmayacak, geleceğin binaları ve yolları daha modüler olacak, eskiyen bölümleri kolaylıkla değiştirilerek yenilenebilecek. Geleceğin şehirleri daha sakin, daha güvenli, daha az trafiğin ve kirliliğin olacağı şehirler olacak” dedi.