İstanbul’un bilgi toplumu olma nabzı tutulacak
TBV, Sabancı Üniversitesi ve TÜBİSAD ‘İstanbul Bilgi Toplumu İzleme Grubu’ oluşturuyor._x000D_
Türkiye Bilişim Vakfı (TBV), İstanbul’u dünya çapında daha rekabetçi ve daha yenilikçi bir kent yapmaya yönelik bilgi ve iletişim teknolojileri ekseninde yeni bir adımı, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteği ile atıyor. İstanbul’daki bilişim sektörünün bir envanterini çıkartarak, bilişimin, İstanbul’a sağladığı katma değeri hesaplamak ve bu değerin daha fazla nasıl artırılacağını araştırmak amacıyla TBV, İstanbul Bilgi Toplumu İzleme Grubu oluşturuyor. Sabancı Üniversitesi ve Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği’nin de (TÜBİSAD) katılımıyla başlatılan girişim kapsamındaki ‘İstanbul Bilgi Toplumu İzleme Grubu’ Projesi, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve üniversitelerden konusunda uzman ve lider kişilerden oluşacak 15 kişilik yapısıyla bir yıl boyunca çok yönlü bir izleme ve değerlendirme platformu olarak görev yapacak. Kamu kesimiyle yapılacak işbirliği alanında örnek olacak projenin çıktısı ise 2012 Temmuz ayında ortaya konacak olan ‘Rekabetçi ve Yenilikçi Bir Kent: İstanbul’da Bilgi ve İletişim Teknolojileri ile Kalkınma’ başlıklı rapor olacak. İstanbul’un bilişim alanındaki potansiyeli, Avrupa Birliği Müktesebatı’nda “Bilgi Toplumu ve Medya” ve “Bilim ve Araştırma” fasıllarına uyum çalışmaları kapsamında değerlendirilirken, İstanbul’daki BİT sektörünün de Ar-Ge ve yenilikçilik konusunda ilerleyebilmesi için gerekli en az üç yasa ve mevzuat önerisi de bu rapor kapsamında ortaya atılacak. Bu yeni girişimle ilgili konuştuğumuz Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve TAGES Genel Müdürü Leyla Arsan’a göre proje taşıdığı misyon ve ilkler nedeniyle çok önemli. Projenin bölgesel bazda ilk kez bir izleme veritabanı oluşturacağını belirten Arsan, sürdürülebilir bir izleme sisteminin de temelini oluşturacağını işaret etti. Projeyle, herkesin mevcut sistemle ilgili görüşünü ifade edebildiği, görüşlerin değerlendirilerek somut önerilere dönüşebildiği, ilgili kesim ve yasa yapıcılar ile paylaşıldığı yenilikçi bir platformun oluşturulduğunu belirten Arsan, TBV olarak Bilgi Çağı Dergisi kanalıyla izledikleri bilgi toplumu ve bilişimin gelişim sürecini çok yönlü ve sürekli olarak ele almak üzere uzmanlar ve paydaşlarla birlikte yol alacakları bu projeyi geliştirdiklerini dile getirdi.
Ar-Ge, inovasyon
izleme metodolojileri
ve parametrelerini kullanacağız
Proje ile hedeflerinin İstanbul bazlı bölgesel bir stratejik hareket noktasının ortaya konması olduğunu belirten Arsan, “Bölgesel rekabet gücünü artırıcı ön çalışmaları yapacağız. Kurduğumuz izleme mekanizması ile ‘Hangi konularda ne tip Ar-Ge projeleri yapılıyor, ne kadarı fonlanıyor, fonlanmıyor?, ‘Üniversite-sanayi işbirliği ne kadar?, ‘TÜBİTAK bu konuda ne kadar iyi?, Bilişim sektörünün ihracatı’, ‘Mevcut teknopark yasası, 5746 Ar-Ge yasası İstanbul’da bilişim sektörüne hitap ediyor mu?’ gibi pek çok nokta var. Projemizin amacı da; bunu ölçmek değil, ölçmeye baz oluşturacak birtakım parametreleri de ortaya koyup bunu izlemek ve veritabanı oluşturmak. Ar-Ge- inovasyon izleme metodolojileri ve parametreleri biliyoruz, nelere bakmamız gerektiğini biliyoruz. Projede ortak olarak Sabancı Ünivertesi’nden Cemil Arıkan ve Selçuk Karaata’nın olması da çok önemli. Altıncı çerçeve programında yapılmış İspanyolların KOBİ’leri izlemek üzere oluşturdukları bir projeleri var. KOBİ’leri izleme mekanizması kurmuşlar. Bu konuda bir yazılım geliştirmişler. Ondan da yararlanacağız. Onlar da projede bir danışman olarak çalışıyorlar” diye konuştu.
Çok paydaşlı, demokratik bir izleme ve değerlendirme sistemi kurmuş olacağız
Projede izleme grubunu on beş kişi olarak öngördüklerini dile getiren Arsan, kuruluş aşamasında olan grubun yapısı hakkında da şöyle konuştu: “Grupta içerikçiler yani bu izleme işini yapan kişiler, bilişim sektörünü iyi bilen, Türkiye çapında gözlemleyen kişiler olacak. Strateji geliştirme kısmı için de sektörü geleceğe taşıyacak noktalara öncülük edebilecek kişiler yapı içinde olacak. Her bir STK’dan bir temsilci mutlaka olacak. Tabii bir de iletişim tarafı söz konusu. Çünkü bu aslında bir iletişim ve lobi projesi aynı zamanda. Kasım ayında bir arama konferansımız olacak. Aslında bizim öncelikli birkaç konuyu İstanbul’da sektör olarak tespit etmemiz çok önemli. Bunun için her paydaşı biraraya getirmek istiyoruz. Grup lobi yapınca içerikçilerde mevzuat önerileri üzerinde çalışacaklar. Ne yapmamız gerekiyor sorusunun yol haritasını çizeceğiz ama bizzat önerileri de somut olarak önereceğiz. Bunu yaparken de; web üzerinden her yerden görüş toplayacağız. Demokratik bir süreçle bunu yapmaya çalışacağız. Bizim önerilerimiz, gerçekten ortak bir platformla belirlenmiş olacak.”
Dijital Türkiye Platformu’nu da besleyecek bir girişim
Projenin önemli bir yanının da AB bacağı olduğuna dikkat çeken Arsan, İstanbul’un bilişim alanındaki potansiyeli, Avrupa Birliği Müktesebatı’nda “Bilgi Toplumu ve Medya” ve “Bilim ve Araştırma” fasıllarına uyum çalışmaları kapsamında değerlendirilmiş olacak. Daha önce oluşturulan “Dijital Türkiye Platformu” nu da bu projenin alttan besleyeceğini ve harekete geçireceğini ifade eden Arsan, “Proje sonunda Temmuz 2012’de oluşturacağımız raporla; hem Türkçe hem İngilizce olarak yasal mevzuat önerilerini de toplayacağız” diye konuştu.