‘10 yılda 10 milyar Dolarlık yazılım ihracatına ulaşılmalı’
Altınbaş Üniversitesi’nde düzenlenen Teknorama toplantılarının ikincisinde Doç. Dr. Işın Çelebi, Doç. Dr. Cemil Arıkan, Prof. Dr. Oğuz Bayat ve Yusuf Işık, teknolojinin yol açtığı hızlı dönüşüm ve Türkiye’nin değişimin dışında kalmamak için izlemesi gereken stratejiler ele alındı.
Altınbaş Üniversitesi’nde Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Talat Çiftçi liderliğinde düzenlenen Teknorama toplantılarının ikincisinde teknolojinin ulaştığı nokta ve önümüzdeki dönemde yarabileceği transformasyonlar masaya yatırıldı.
“BİLİM VE TEKNOLOJİYİ GİRİŞİMCİLERE BIRAKMAK GEREK”
Panelde konuşan Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi ve eski Ekonomi Bakanı Doç. Dr. Işın Çelebi, bilgiyi pratik hayata geçirmeye büyük önem verdiğini belirterek sadece teori konuşmanın gelişime katkı yapmadığını ifade etti. Düşünce özgürlüğü ve sorgulama özgürlüğünün olmadığı yerlerde teknolojik gelişmenin mümkün olmadığını belirten Doç. Dr. Çelebi, bilim ve teknoloji politikasının devlet eliyle yürüyeceğine inanmadığını, bunu girişimcilere bırakmak gerektiğini vurguladı.
Doç. Dr. Işın Çelebi, 2022’de iş dünyasında talep edilecek becerileri şöyle sıraladı: “Analitik ve inovatif düşünce, etkin öğrenme stratejilerine sahip olma, yaratıcılık, özgünlük ve girişkenlik, yeni teknolojileri dizayn etme ve programlama yeteneği, eleştirel düşünce ve analiz yeteneği, kompleks problemleri çözme becerisi, liderlik ve sosyal nüfuz, duygusal zeka, muhakeme, problem çözme ve hızlı kavrama yeteneği, sistem analizi ve değerlendirmesi.”
Türkiye’nin hızlı biçimde fiber optik altyapını kurması gerektiğini belirten Doç. Dr. Işın Çelebi, teknolojideki gelişmeleri yakalamak için ilk olarak bu yatırımı tamamlamak gerektiğini vurguladı.
Altınbaş Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Oğuz Bayat ise dijitalleşmenin sadece otomasyon olarak ele alınmaması gerektiğini belirtti. Teknoloji üretimini bir sistemsel bakış açısı ile dünya ve ülkedeki durum analizi, işi yapabilecek insan gücü ve ekonomik kaynaklar ile birlikte değerlendirilmesi gerekliliğinin anlattı. Geleceğe yön verecek teknolojileri ise 5G ve ötesi, nesnelerin interneti (IoT), yapay zeka ve robotik, veri analitiği ve blok zinciri (Blockchain) olarak sıraladı. Bu alanlarda dünyada önde gelen yeni büyük firmaların ortaya çıkacağını ve ülke olarak bundan pay alınması gerektiğini söyledi. Az kaynak ile çok fazla iş yapılmaya çalışılmasının ve hedeflerin yüksek tutulmasının kalitede, proje tamamlama süreçlerinde sorun yaratacağına dikkat çeken Bayat, yazılım ürünlerinde başarının odaklanarak ve uzun sürede oluştuğunu anlattı. “Gelecekten iyi bir pay almak istiyorsak düşünme tarzımızı değiştirmek, uluslararası ve disiplinler arası çalışmayı arttırmak, üniversite mezunlarının ARGE ve bilişim odaklı yetişmesini başarmak zorundayız” diyen Bayat, üniversitelerin de bu hızlı gelişen ve değişen bilişim dünyasını öngörerek eğitimde dönüşüm yapmasının önemini vurguladı.
“10 YILDA 75 BİN TEKONOLOJİ ŞİRKETİ”
Ekonomist Yusuf Işık da yaptığı konuşmada, yapay zekanın tüm dünyanın hızlı bir sayısallaşmadan geçtiğini belirterek, matematiğin yeni teknolojilerin gelişiminde kilit rol oynayacağını belirtti. Yapay zekanın 2030’da 27 trilyon dolarlık bir katma değer yaratacağının öngörüldüğünü belirten Yusuf Işık, biyoteknoloji ile de tıpta yepyeni bir ufkun açıldığını belirtti. Füzyon enerjisi, robotik gibi teknolojilerin de dünyayı değiştirdiğini belirten Yusuf Işık, Türkiye’nin değişime ayak uydurabilmek için üst düzeyde bir eğitimi bir an önce uygulaması gerektiğini vurguladı. Yusuf Işık, 10 yıl içinde 10 milyar dolarlık yazılım ihracatına ulaşılması ve bu sürede 75 bin teknoloji odaklı şirket kurulması gerektiğini vurguladı.
Panelde konuşan Doç. Dr. Cemil Arıkan kendi özgeçmişinden örnekler vererek, teknolojinin geçmişte en çok kamu kuruluşlarında konuşulduğunu belirtti. Üniversitede görev yaparken aldığı teklifle ASELSAN’ın araştırma biriminde çalışmaya başladığını ve daha sonra Roketsan’ın genel müdürlüğünü üstlendiğini belirtenDoç. Dr. Cemil Arıkan, dönemin Savunma Sanayi Müsteşarı Vahit Erdem’in desteğiyle liyakate dayalı, çok iyi bir kadro kurduğunu vurguladı. TÜBİTAK Başkan Yardımcılığı döneminde ise tüm Türkiye’yi dolaşarak şirketleri yakından tanıma fırsatı bulduğunu belirterek, bu dönemde Arçelik, NETAŞ gibi şirketlerin Ar-Ge atılımı başlattığını anlattı.