Veride hızlı büyüme ihtiyaçları belirliyor
Servus HDS Çözümleri Departman Müdürü Onur Karabulut, Gartner’ın yaptığı bir araştırmanın, 2009 yılında 0,9 zettabyte olan veri miktarının 2020 yılında 40 kat büyüyerek 36 zettabyte seviyelerine çıkacağını gösterdiğini belirtti. “Şirketler açısından bakıldığında, artan veri miktarı öncelikle yeni kapasite ihtiyacını doğuruyor olsa da, bunun yanında; veriye daha hızlı ulaşabilme, veriyi saklayabilme, arşivleme ve felaket anında kurtarma ve tüm veri merkezini daha hızlı ve daha ekonomik yönetme gibi unsurlar daha fazla önem kazanıyor” diyen Karabulut, bu anlamda verilerini ve verilerin yönetimini iş süreçlerine dahil edebilmiş olan kurum ve şirketlerin önümüzdeki 10 yılda kazançlı çıkacağının öngörüldüğünü vurguladı.
Konsolidasyon önem kazandı
Aynı zamanda, verilerin efektif olarak kullanılması ve saklanabilmesi amacıyla konsolidasyon gereksinimlerinin karşılanmasının da önem kazandığını dile getiren Karabulut, “Tüm dünyada tartışılan big data (büyük veri) kavramı, bu konuda yeni teknolojilerin yanı sıra aynı kurumların da ellerindeki verinin içeriği ve olması gereken katman veya sistem mimarisi konusunda yeniden düşünmelerine sebep oluyor” dedi. Karabulut, yatayda ölçeklenebilir, PB’larca veriyi barındırabilen, erişim performansı yüksek ve üzerinde verinin yönetimi için akıllı bir yapı barındıran sistemlerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde geleneksel blok tabanlı yüksek performanslı kurumsal veri depolama sistemleri kadar önemli hale geleceğini sözlerine ekledi.
Depolamanın rolü değişecek
Bugün veri depolamanın analiz sistemlerine ve iş zekâsına bütünleştirilmesinden söz edildiğini dile getiren HP Veri Depolama Çözümleri Ülke Müdürü Selçuk Öznal, “10-20 yıl gibi bir süre içinde, sanallaştırma teknolojisinin geliştiği ve dünyanın ilk ‘sanal zekâ’ çözümlerinin pazara sürüldüğü zaman, depolamanın veri merkezindeki rolü tekrar değişecek. Bu kez de iş zekâsının depolama çözümlerine bütünleştirildiğini, sanal zekâ kullanan veri depolama birimlerinin sürekli güncellenen verileri gerçek zamanlı olarak analiz ettiğini göreceğiz. Bunu şöyle ifade edebiliriz: Pasif veri depolama döneminden çıkıyor ve depolanan bilgilerin sürekli analiz edildiği aktif depolama dönemine giriyoruz” dedi.
IBM Türk Veri Depolama Sistemleri Takım Lideri Alpay Özer ise sayısal verilerin yılda yüzde 60’ın üzerinde artış gösterdiğini ve gelecek 10 yıl içerisinde 44 kat artmasının planlandığını dile getirdi. Sundukları bilgi işlem çözümlerinin, sayısal veri patlamasını kontrol altına almak ve giderek daha ‘veri odaklı’ hale gelen dünyada BT verimliliğini artırmak için bütünleştirilmiş, esnek sistem mimarilerine odaklandığını söyleyen Özer, “Azalan BT bütçeleri iş gücüne, fiziksel alana, enerjiye ve teknolojiye yapılan her yatırım başına daha fazla verinin işlenmesine, daha ağır iş yüklerinin yürütülmesine ve daha yüksek kapasiteye olanak sağlayacak ve yeni gelir akışları ve iş modelleri oluşturulmasına yardımcı olacak yeni yollar ortaya çıkartan inovasyonlar gerektiriyor” diyen Özer, veri depolama sistemlerinin de bu süreçler içerisinde inovasyon gerektiren bileşenlerden biri haline geldiğine dikkat çekti.
Veri merkezi kapasitesi 25 bin metrekareye koşuyor
Veri depolama ihtiyaçlarına Türkiye ölçeğinde bakan ABH Veri Merkezi Müdürü Bektaş Özkan, “2008 yılında yaptığımız bir araştırmada Türkiye’de toplam veri merkezi kapasitesi 10 bin metrekare civarındaydı. Yeni yapılan ve yakın zamanda açılacak veri merkezleri ile birlikte bu kapasitenin yaklaşık 25 bin metrekare olmasını bekliyoruz. Avrupa ve ABD ile kıyasladığımızda Türkiye’nin bağımsız çalışan veri merkezi kapasitesi çok düşük çünkü, ülkemizde şirketler hâlâ kendi veri merkezlerini işletiyor” dedi ve veri merkezi yönetmenin kurumlara ciddi maliyetler getirdiğine dikkat çekti.
Özellikle bulut bilişim ile birlikte şirketlerin kendi veri merkezlerini işletmek yerine işi zaten bu olan profesyonel servis sağlayıcılarından hizmet alma yönünde yoğun bir eğilim gösterdiklerini kaydeden Bektaş, “Bu kapsamda önümüzdeki 3-5 yıl arasında mevcut kapasitenin iki katına çıkacağını tahmin ediyoruz. Yapılacak yeni yatırımlarla birlikte ülkemizin ihtiyacı olacak veri merkezi kapasitesinin istenen seviyelere ulaşacağını düşünüyoruz” dedi. Veri depolama ve yönetiminin kurumlar açısından rekabetçi avantajlar sağladığına inandıklarının altını çizen Bektaş, ABH’nin bu alanda kurumlara zengin bir hizmet ve çözüm portföyü sunduğuna dikkat çekti.
Veri depolama çözümlerinde ihtiyaçların değişmesi, verinin miktarı ve önemiyle doğrudan ilişkili. Bu doğrultuda sektörün geleceğini araştırmalarla ortaya konan rakamlara göre değerlendiren Dell Türkiye ve Gelişen Avrupa Kurumsal Ürünler Pazarlama Müdürü Tunç Erkan, IDC’ye göre ‘dijital evren’ yaklaşık 500 exabayt (500 milyar gigabayt) büyüklüğünde olduğunu ve bunun her 18 ayda bir iki katı büyüklüğe ulaşacağını öngördüğünü dile getirdi. Forrester’ın ‘Veri Miktarlarındaki Yüksek Artış Ortamında Veri Depolama Maliyetlerini Kontrol Altında Tutmak’ başlıklı 2010 raporuna dikkat çeken Erkan, 2007’de BT bütçelerinin yüzde 10’u seviyesindeki veri depolamanın, 2009’da yüzde 17’ye çıktığını hatırlattı ve ESG’nin ‘2010 BT Harcama Hedefleri’ araştırmasıyla belirlenen ‘bu yılın beş BT önceliğini’ şu şekilde sıraladı: Sanallaştırma teknolojilerinin kullanımının artırılması, veri güvenliği girişimleri, veri yedekleme ve kurtarmanın geliştirilmesi, ağ altyapısının bir üst seviyeye taşınması, veri artışının kontrol altına alınması.
Tunç Erkan, bu sonuçların Türkiye pazarı için de benzer değerler taşıdığına inandıklarını, gerek büyüme, gerekse yatırımlarda belirgin payı olması nedeniyle Türkiye’nin gelişen pazarlar içinde önemli bir yer edindiğini söyledi.