Bulut servislerinde işbirlikçi yaklaşımlar
Hiper ölçekli, farklı konumlarda bulunan bulut depolama sistemi mimarilerinin kullanımının artacağını öngören DDN Ülke Müdürü Oğuzhan Bayburs, önümüzdeki yıllarda daha işbirlikçi yaklaşımlar beklediklerini belirtti. “Bulut servis sağlayıcıları, web içerik kuruluşları ve sosyal ağ şirketleri resmi, özel ya da melez (hibrid) bulutlar kurarak hiper ölçekli depolama projelerine imza atacaklar ve böylece yeni, daha yüksek kâr paylı, içerik tabanlı uygulamaları mümkün kılabilecekler” diyen Bayburs, servis sağlayıcıların, ellerindeki hizmetleri farklılaştırmak için endüstri lideri performans, daha iyi hizmet, destek, maliyet, dayanıklılık ve daha üstün hizmet seviyesi anlaşmaları (SLAs) sunacaklarını dile getirdi. “S3, WebDAV ve IOS uyumu ile akıllı telefon ve tablet uygulamaları ile, çok kullanıcılık (multi-tenancy) desteği ve tedariği ile faturalama sistemlerinin bütünleştirilmesi sağlanacak” diyen Bayburs, büyük hacimlerdeki sayısal medya varlıklarının (video gibi içerikler) küresel olarak depolanabileceğini ve dağınık yapılar arasındaki iş akışını hızlandıracağını vurguladı.
“Örneğin, Güney Amerika’da yaratılan bir içerik, Los Angeles ve Londra’da yaratılan canlı çekim içeriği, Hindistan’da meydana gelen aynı verinin post-prodüksüyonu ile görüntülenebilir, derlenebilir ve bütünleştirilebilir olacak” diyen Bayburs, önümüzdeki yıllarda istihbarat birimleri ve savunma kurumlarının; petabyte’lık uydu görüntülerini, uzaktan algılama verilerini, iletişimleri, web trafiğini ve video takip verilerini makul maliyetlerle etkin bir şekilde depolayarak, coğrafik olarak farklı yerlerde bulunan analistlerin dünyanın herhangi bir yerinden bu verilere ulaşmalarını sağlayabileceğine dikkat çekti.
Buluta geçiş sanallaştırmayla sağlandı
Sanallaştırma ile birlikte buluta geçiş için ilk adımın atılmış olduğunu işaret eden Oytek Bilişim Hizmetleri Sistem Yönetimi Müdürü Kudret Gülcan, sunucu tarafında belli bir düzeye gelmiş olan sanallaştırma teknolojisinin veri
depolama ürünlerinde de yoğun olarak kullanılacağını öngörüyor. Sunucu ve veri depolama ürünlerinin sanallaştırıldığı bir veri merkezinin buluta geçişinin çok daha hızlı olacağını
dile getiren Gülcan, veri depolama ürünlerinin çeşitli yazılımlarla bütünleştirilerek verinin yaşam döngüsü için altyapı hazırlanacağını söyleyerek, verinin hangi ortamda ne kadar süre ile saklanacağı, ne zaman arşivleneceği ve ne zaman silineceği gibi işlerin, ilgili birimler tarafından belirlenerek devreye alınabileceğini belirtti.
Kurum içerisindeki verinin tipinin çok önemli olduğunu vurgulayan Datacore Genel Müdürü Serdar Özçelik, bunların, günlük operasyonel veriler ve referans veriler olarak sınıflandırılabileceğini kaydetti. Günlük operasyonel verilerin kullanım ömürlerini yitirdikten sonra referans veri olarak saklanmakta olduğunu, büyümelerin ise dosya sunucularında, e-posta uygulamalarında ve ağırlıklı olarak kurum içinde saklanan referans verilerde gerçekleştiğini söyleyen Özçelik, bu durumun ise ciddi bir ‘akıllı veri yönetimi’ gereksinimi ortaya çıkardığını dile getirdi ve şunları söyledi: “Kurumlar depolama yatırımlarını kontrol etmek istiyorlarsa, arşiv yönetimine doğru ilerlemek zorundalar. Arşiv yönetiminde olan verinin ise operasyonel yapı içerisinde hızlıca devredilebilmesi için gerekli alt yapıların hazırlanması gerekmektedir.”
Bilgi artışına paralel olarak önümüzdeki 10 yıl içerisinde, şirketlerin, cihazlarının kapasitesini artırmak durumunda kalacağını öngören Prolink Veri Depolama ve Yedekleme Ürün Sorumlusu Esra Özyürek, “Bugün terabyte’lar seviyesinde olan veri 10 yıl içerisinde, küçük ölçekli şirketlerde bile petabyte seviyesine ulaşacak ve kurumlar veri depolama cihazlarının geleceğini bizzat kendileri yönlendirecek” dedi.
Günümüzde, şirketlerin veri depolama alanında daha fazla bilgi ve deneyime sahip olduğunu belirten Özyürek, işletmelerin kendi ihtiyaçlarını çok daha iyi analiz edebildiğini ve hangi markanın ne gibi avantajları olduğunu çok iyi belirleyebildiğini kaydetti.
“Durum böyle olunca, veri depolama sektöründeki başrol oyuncuları için rekabet daha da yoğun yaşanıyor. Bir veri depolama cihazının birkaç şeyi iyi yapması şu an için kabul görse de, önümüzdeki zamanda talep, her şeyi en iyi şekilde yönetebilen çözümleri önemli hale getiriyor” diyen Özyürek, performans gereksiniminin de hızla arttığı düşünüldüğünde, önümüzdeki 10 yıl içerisinde kurumsal şirketlerin altyapılarını yenileyerek high-end platformlara yavaş yavaş geçiş yapacaklarını ve orta seviyedeki Pazar ile ‘high-end’ arasındaki çizgilerin silikleşmeye başlayacağını öngördüğünü söyledi ve sözlerini şöyle noktaladı: “En büyük patlamayı da giriş seviyesindeki ürünlerde göreceğiz. Bu segmentteki cihazlar halen USB bellek ve harici sabit disk ile yedekleme yapan KOBİ’ler için başlıca tercih olacaktır. Veri artışını küçük işletmeler de hissedecek ve çok sayıda işletme daha akıllı ve yetenekli veri depolama cihazlarına yönelecek.”
Bulut mimarisinin önümüzdeki süreçte çok daha etkin bir şekilde kullanılacağını belirten Avnet Technology Solutions IBM Teknik Danışmanı Mert Han Yağcı, “Son 5 yıla bakarak cevap vermem gerekirse, ‘bulut’ mimarisi her alanda etrafımızı saracak gibi görünüyor. Şu anda oyun konsolları bile internet üzerinden erişilip istenilen verilerin kaydedilebileceği alanlar sunuyor. Bu durumun sonuçlarından biri, veri depolama ihtiyacının, insanlık varolduğu sürece devam edeceğidir” dedi. Özellikle internete erişim hızlarının artması ve kesintisizliğin çok yüksek oranlarda (yüzde 99.99999) sağlanabilmesiyle, birçok BT hizmetinin veri merkezlerince verilebilmesinin sağlanacağını dile getiren Yağcı, “Öncelikle kurumların, sonrasında da ev kullanıcıların erişimine kadar hızla ulaşacak bu mimari, her türlü iş ihtiyacına çözüm sunabilecek. Şirketler, kaynak planlamalarına anlık olarak karar verebilecekleri gibi, kullandıkları sistemi genişletmek istediklerinde de herhangi bir atıl yatırım riskine katlanmadan ve belki dakikalar içerisinde istedikleri tüm kaynaklara sahip olabilecek” dedi.