YAZILIM TABANLI VE MARKA BAĞIMSIZ BULUŞMA
Hiçbir trend veya teknoloji, ne kadar eski olursa olsun, mevcutta çalışan ve hizmet veren bir veri merkezini yıkıp baştan yapmayı mecbur kılmıyor. Üretim ortamlarının taşınması, finansal yükler getirdiği gibi, yüksek bir risk de taşıyor. Hiper bütünleşik mimariyi bu noktada farklı kılan özellik, yazılım tabanlı, marka bağımsız bir çözüm olması. “Software-defined” yapısı sayesinde kurumlar mevcut altyapılarında bulunan donanımları kullanarak, minimum ek yatırım ile dönüştürüyor ve yeniliklere açık bir ortama kavuşabiliyorlar. “Hiper bütünleşik mimariler kendi içlerinde iş sürekliliğini sağlamak adına bazı sınırlı özellikler sunmakta” eklemesini yapan Veeam Türkiye Ülke Müdürü Kürşad Sezgin, şu bilgileri verdi:
“Müşterilerimiz yedekleme ve kopyalama ihtiyaçlarını bu sınırlı özelliklerle karşılayamayacaklarının farkında. Gerek iş sürekliliği gerekse regülasyonlarla uyumluluğun sağlanması adına Veeam olarak çok önemli bir misyonu yüklenmekteyiz zira kurumlar hiper bütünleşik mimarinin yanında klasik mimarideki altyapılarını kullanmaya devam ediyorlar ve her iki platformu ve hatta bulut ortamındaki verilerini de aynı yedekleme çözümü ile yönetebilmek istiyorlar. Ülkemizde Hiper Bütünleşik Altyapı’nın kurumsal farkındalığı, bilişim sektörü terminolojileri ve mimarileri içinde en çok bilinen, en çok konuşulan konular arasında. Veri miktarının katlanarak artması, iş yapış modellerindeki köklü değişiklikler, verinin hızlı analiz edilme ihtiyacı ve rekabetteki artış sonucunda kurumlar bu dijital dönüşümü kurumsal bir strateji olarak benimsemek durumunda kaldılar. Bu dönüşüm süreci, merkez – şube – bulut üçgeninde en yeni teknolojileri benimsemeyi de beraberinde getiriyor. Yazılım tabanlı, boyutlandırması kolay, marka bağımsız “software-defined” çözümler de bu yeni teknolojilerin başında geliyor.”
Yapılan araştırmalar, kurumların bilişim altyapılarını ortalama yüzde 54 gibi bir oranla hiper bütünleşik yapıya geçirdiğini gösteriyor. Bu kurumların üretim ortamlarında hiper bütünleşik mimariyi kullanma oranları yüzde 63 ve geriye kalan kurumlar da test ortamlarında bu yapıya geçmiş durumda. “Üretim ortamlarındaki kullanımın, özellikle dahili kullanımdaki (on-premise) uygulamaların büyük bir hızla arttığını gözlemlemekteyiz” bilgisini paylaşan Kürşad Sezgin’e göre, klasik mimarilerde olduğu gibi hiper bütünleşik mimarilerde de yedekleme ve kopyalama stratejilerinin önümüzdeki dönemde iş sürekliliğinin sağlanması adına önemini koruyacağı görülüyor. Kurumlar ise halihazırda kullanmakta oldukları yedekleme ve kopyalama çözümlerinin aynı zamanda hiper bütünleşik ortamlarıyla da uyumlu olmasını ve yönetilebilmesini talep ediyor.