“Bu veri merkezini görmeye yurtdışından bile geliyorlar”
Önemli bir değişim geçiren ve bu değişimde teknoloji yatırımlarının büyük rol oynadığı Türkiye Finans’ta bunun meyvelerinden biri veri merkezi yatırımı.Türkiye Finans’ın organizasyonunda bilişim yatırımlarının yeri, önemi nedir, bankanızın BT vizyonunu anlatır mısınız?
Türkiye Finans’ın BT ekibinin ana misyonu, bankanın en güncel, en modern teknolojilerle donatılmış ve de verimli şekilde çalışmasını sağlamak. Bankamızda bir süredir önemli bir değişim yaşanıyor. Bu değişimle beraber daha dinamik, daha aktif olma gerekliliği de var. Pazar payını artırma stratejisi de gündemde. Şu an 182 şubesiyle hizmet veren bankamızda, şube sayısında düzenli artış olacak. Bu vizyona paralel olarak gerekli altyapıları sağlamak için en verimli, işlevsel fonksiyonları geliştirmek adına gerek altyapı gerekse uygulamalar tarafında hızlı ve kaliteli bir şekilde hizmet sunmaya çalışıyoruz.
BT organizasyonunuzda kaç kişi çalışıyor?
109 kişinin üstünde bir ekiple çalışıyoruz. Bir BT ekibinde olması gereken her birimimiz mevcut. Yazılım müdürlüğünden analiz ve kalite güvence müdürlüğüne kadar. Geçen sene iş sürekliliği müdürlüğümüz de organizasyona katıldı, bu birim BT’ye de çok yakın çalışıyor.
2011’de BT alanında ne gibi yatırımlar yaptınız?
Bu yıl biraz daha altyapı kısmına odaklandık. Bir veri merkezini hayata geçirdik. Bankanın en az 10 yılık tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bu veri merkezi en temel yatırımımızdı. Ağ tarafında yatırımlar yaptık, tüm şubelerimizi fiber optik bağlantılarla merkeze bağladık. Bu ilklerden olduğumuz bir alan. Ayrıca sunucu altyapımızda modernizasyon yaptık. Birtakım sunucularımızı daha az enerji harcayan, daha yüksek kapasiteli sunucularla değiştirdik. Sanallaştırma tarafında önemli yatırımlar yapıyoruz. Veri merkezine artık yeni hiçbir cihazı fiziksel sunucu olarak sokmamaya çalışıyoruz. Veri merkezinin taşınma işlemini yaptık, taşıma operasyonu kritiktir. Ben bunu açık kalp ameliyatına benzetiyorum. Kalp atarken kalp nakli yapmaya.
2012 için bu alanda hedefleriniz neler?
Veri merkezini yaparken hemen yakınına veri merkezinin içindeymiş gibi çalışan bir bina da yaptık, buna da high availability center dedik. Bir nevi iş sürekliliği merkezi. Amacımız, veri merkezindeki yedek duran sistemlerimizi oraya konumlandırmaktı. 2012’de buradaki sunucu sayısını artıracağız, eksikleri gidereceğiz. Veri merkezinde aksaklık olduğunda bu merkezde uygulamalar devam edecek. Ankara’da olağanüstü durum merkezimizin de, bu merkezde sıkıntı olduğu takdirde devreye girecek şekilde eksikliklerini tamamlayacağız. İlave yatırımlar yapıp iş sürekliliğini garanti edeceğiz. Sanallaştırma tarafında çabalarımız devam edecek. Yazılım anlamında geçtiğimiz sene tüm kredi skorlama sistemini otomasyona çeviren bir uygulamayı hayata geçirdik. Önümüzdeki dönemde mobil teknolojilere daha fazla yöneleceğiz. NFC ilgimizi çeken bir alan. Bireysel tarafta özellikle hızlı kredi verilmesini sağlayan ürünlere ağırlık vereceğiz. ADK tarafına yine daha fazla ağırlık vereceğiz.
Veri merkezi yatırımına gelirsek. Bu yatırımla ilgili bilgi verir misiniz?
10 milyon dolarlık bir toplam yatırım söz konusu. Geçen hafta aktif olarak hayata geçti. Datacenter Dynamics etkinliğinde de bu merkezle ilgili iki sunum yaptık, büyük ilgi gördü. Bu merkezimizin Türkiye’nin en iyisi olduğunu düşünüyoruz. Referans ziyaretleri oluyor. Yurtdışından da gelip burayı görmek isteyenler var. Ziyaret edilmek istenecek bir veri merkezi kurduk. En iyisini yapalım istedik ve uzun vadeli bir yatırım yaptık. Büyümeye açık bir yapısı en önemli avantajımız olacak.
“Türkiye’nin en iyisi olduğunu düşünüyoruz”
Veri merkezinin yapımında önemli rol oynayan iki isim de Türkiye Finans Bilgi Sistemleri Operasyon Müdürlüğü Müdürü Ahmet Yılmaz ve veri merkezi projesinin lideri olarak çalışan Mehmet Barış Muş. Mehmet Barış Muş, bu süreç hakkında şunları söyledi: “Büyüme sürecinde mevcut yapı yetersiz kalıyordu. 2008’in son çeyreğinde yeni bir veri merkezi için çalışmalara başladık. Dünya çapında veri merkezi danışmanlığı yapan bir şirketle anlaştık. Veri merkezinin kavram ve tasarım çalışmaları yapıldı. 2009’un başında inşaata başlandı. 2011’in Eylül ayında tüm testler bitti ve taşıma işlemi başladı. Veri merkeziyle ilgili dünyada belirlenmiş standartlar var. Çalıştığımız danışmanlık şirketi de bu standartlara hakim bir şirketti. TİER III Plus standardına göre inşa ettik. Önümüzdeki sene sertifikasyon işlemlerine de başlayacağız. Veri merkezi için sertifikasyon alan ilk banka olacağız.”
Yatırım boyunca üst yönetimden gerekli desteği aldıklarını anlatan Yılmaz ise merkezin çevreci yönüne de dikkat çekiyor ve şu bilgileri veriyor: “Verimlilik değeri çok önemlidir. Bunda dünya standardı 1.3. Bu standardı yakalayabilen banka Türkiye’de yoktu, bizim hedefimiz bunu yakalamaktı. Soğutma tarafında yeni çıkan ürünleri kullandık. Sayısal kompresörlü klimalara yöneldik. İhtiyaç olduğunda fan devreye giriyor, ihtiyaç olmadığında free cooling yapıyor.
Ayrıca bütün tesisatımız yanmayan kablolarla yapıldı.”
1969 yılında doğan, Ege Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Mühendisliği mezunu olan Öbek, Koç Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yaptı. Çalışma hayatına Bilpa’da başlayan ve Egebank’ta devam eden Öbek, daha sonra Koçbank’ta çeşitli pozisyonlarda görev aldı. 2006 yılında yaşanan Koçbank ve “Yapı ve Kredi Bankası” birleşmesinden sonra Sistem Geliştirme Grup Başkanlığı görevini sürdürdü. 2008/2010 yılları arasında Yapı ve Kredi Bankası’nda BT Yönetiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. 2010/2011 yılları arasında Vodafone Türkiye’de Bilişim Teknolojilerinden Sorumlu Bölüm Başkanı olarak görev yaptı. Haziran 2011’den itibaren ise Türkiye Finans Katılım Bankası’nda Bilgi Sistemleri’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevinde.