İTÜ ARI Teknokent, Koronavirüs tanısı koyabilen kit geliştirdi
İTÜ ARI Teknokent firması Bioeksen, HSGM Viroloji Laboratuvarı ile koronavirüs tanısını 90 dakika gibi kısa bir sürede koyabilen patojen kiti geliştirdi.Bioeksen Kurucusu Canan Zöhre Ketre Kolukırık, “Geliştirdiğimiz kitin dünyadaki diğer muadillerinden farkı, virüsün kesin tanısında klinik olarak doğru sonuçları yaklaşık 90 dakika gibi kısa bir sürede vermesidir” dedi.
Türkiye’nin inovasyon üssü İTÜ ARI Teknokent firması Bioeksen, koronavirüs tanısını 90 dakika gibi kısa bir sürede koyabilen patojen kiti geliştirdi. Geliştirilen kit, T.C. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (HSGM) Viroloji Laboratuvarı’nın ortak Ar-Ge çalışması sonucu ortaya çıktı. Bioeksen Kurucusu Canan Zöhre Ketre Kolukırık, Marmara Üniversitesi Biyoloji Bölümü’ndeki lisans eğitiminin ardından, İTÜ Çevre Biyoteknolojisi Bölümü’nde yüksek lisans yaptığını belirterek, “İTÜ Çevre Biyoteknolojisi Bölümü’nde devam eden doktora eğitimimde tez aşamasındayım. Akademik çalışmalarım sırasında edindiğim bilgi ve tecrübeyi inovatif ürünlere dönüştürme isteğimle Bioeksen firmasını kurdum” dedi. Akademik çalışmaları sırasında, İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi’nden akademisyenlerin oluşturduğu Mikrobiyal Ekoloji Grubu’na (MEG) katıldığını anlatan Kolukırık, “MEG’de birlikte çalıştığımız akademisyen arkadaşlarımızla, Ar-Ge çalışmalarımız sırasında edindiğimiz bilgi ve tecrübeyi, inovatif ticari ürünlere dönüştürmek istedik. Bu kapsamda, 2014 yılında KOSGEB Ar-Ge İnovasyon desteğini alarak şirketimizi kurduk. 2014’den bu yana 32 farklı Ar-Ge projesini TÜBİTAK, Kalkınma Bakanlığı ve KOSGEB desteğiyle gerçekleştirdik ve bu projeler sonucunda 162 farklı moleküler biyoteknoloji ürünü ortaya çıktı. 2019’da ürünlerimizin Türkiye çapında rutin satışına başladık. Ürünlerimiz kısa sürede sahada karşılık buldu ve Sağlık Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Tarım ve Orman Bakanlığı gibi hayati öneme sahip kamu kurumlarının temel nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamaya başladı” diye konuştu.
Doğru sonucu 90 dakikada veriyor!
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne (HSGM) bağlı il halk sağlığı merkez laboratuvarlarının, 2019’dan bu yana, Türkiye’de dolaşımda olan 24 farklı viral etkenin moleküler tanı çalışmalarını, Bioeksen’in ürettiğimi sistemler ile yürüttüğünü belirten Kolukırık şunları söyledi; “Bioeksen personeli, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile yapılan hizmet anlaşması kapsamında, halk sağlığını tehdit eden viral etkenlerin Türkiye’de taranması kapsamında aktif bir rol oynamaya başladı. Koronavirüs salgını ortaya çıktığında, zaten iş birliği içerisinde olan HSGM ve Bioeksen, DSÖ rehberliğinde hızlı bir aksiyon alarak, iki hafta gibi kısa bir süre içerisinde salgına yol açan koronavirüsün (SARS-CoV-2) tespiti ile ilgili bir kit geliştirdi ve Bioeksen bu kitin üretimine geçti. Geliştirdiğimiz kitin dünyadaki diğer muadillerinden farkı, virüsün kesin tanısında klinik olarak doğru sonuçları yaklaşık 90 dakika gibi kısa bir sürede vermesidir. Bioeksen’in tespit sistemleri SARS-CoV-2’nin (salgın koronavirüsü) negatif olduğu durumlarda, hastalığa neden olabilecek diğer 24 viral etken tipinin taranmasını sağlayarak, hastalığın nedeninin ortaya konmasında büyük bir avantaj sağlıyor. Geliştirilen ürünün WHO acil durum listesine girmesi söz konusu, ilgili süreç halen devam ediyor.”
“Yüzde 100 yerli ilk robotik moleküler analiz cihazını geliştirdik”
Kolukırık, İTÜ ARI Teknokent firması Bioeksen ekibinde moleküler biyolog, gıda mühendisi, çevre mühendisi, biyomühendis, biyokimya uzmanı, veteriner hekim, laboratuvar teknikerleri gibi farklı branşlardan insanlar bulunduğunu ifade ederek, ürettikleri tıbbi cihazları kullanıcı bildirimleri ve uluslararası literatüre dayanarak sürekli geliştirmeye çalıştıklarını söyledi. Firmalarının insan sağlığı, hayvan sağlığı ve gıda güvenliği alanlarında, moleküler biyoteknoloji araçlarıyla hızlı patojen tanısına yönelik ürünler geliştirdiğini anlatan Kolukırık, “Patojen tanısında günler süren analizleri saatler mertebesine indiren inovatif çözümlerimiz, bulunduğumuz sektörde hızla ilerlememizi sağladı. Bioeksen sadece bir sarf üreticisi olarak kalmayıp, Türkiye için bir ilki gerçekleştirmiş, yüzde 100 yerli ilk robotik moleküler analiz cihazını geliştirmiş ve üretimine geçmiştir. En büyük müşterilerimiz arasında, aynı zamanda Ar-Ge partnerimiz de olan Sağlık Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Ar-Ge ve rutin analiz laboratuvarları bulunuyor. Ayrıca Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulunan hastaneler, gıda ve veteriner kontrol laboratuvarlarına da doğrudan ya da distribütörler aracılığı ile satış yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de koronavirüsü tehlikesinin yanı sıra Influenza A virüsü yaygın”
Kolukırık, Sağlık Bakanlığı’nın, koronavirüs konusunda çok hızlı ve etkin bir şekilde çalışmalar yaptığını ifade ederek, Bioeksen’in tespit sistemlerinin koronavirüs dışındaki tüm viral etken tiplerini de taradığı için, bu sene Türkiye’de dolaşımda olan etkenler hakkında bilgi sahibi olabildiklerini söyledi. Kolukırık, “Sahadan aldığımız verilere göre, bu sene Türkiye’de koronavirüsü tehlikesinin yanı sıra Influenza A virüsü yaygın” dedi.
“İTÜ ARI Teknokent farklılığı ortaya koyuyor”
İTÜ ARI Teknokent bünyesinde olmanın kendilerine bir prestij kattığını ifade eden Kolukırık, “İTÜ ARI Teknokent gerek vizyoner yaklaşımı gerekse bünyesindeki firmaları dünya çapında büyütmek için olan çabası ile farklılığını ortaya koyuyor. Mevcut ekosistemde farklı sektörlerden firmalarla bir arada bulunmak bize farklı bakış açıları katıyor.
Bioeksen ailesi olarak, Ar-Ge partnerlerimizle birlikte, dakikalar mertebesinde kesin patojen tanısı yapabilecek sistemler geliştirerek, patojen tehlikesinin insana ulaşmadan tespiti ve kontrolünü sağlayacak ürünlerle, insanların hayatlarına pozitif bir şekilde dokunmak, en büyük hayalimiz” dedi.
Kolukırık, bugüne kadar KOSGEB, TÜBİTAK ve Kalkınma Bakanlığı’ndan Ar-Ge ile ürün geliştirme destekleri aldıklarını belirterek, son yıllarda kendi bütçeleriyle Ar-Ge yaptıklarını kaydetti. Kısa vadede moleküler patojen tanısı alanında Türkiye’nin yurt dışı bağımlığını asgari seviyeye indirebilecek kalitede ve miktarda kit ve cihazı geliştirmek ve üretmek istediklerini anlatan Kolukırık, “Önümüzdeki 10 yıl içerisinde, muadili olmayan ve kritik problemleri çözen ürünler geliştirerek, bulunduğumuz sektörün dünya liderleri arasında yer almak gibi iddialı bir hedefimiz var” diye konuştu.