IBM’i yenileyen tarih öğrencisi
BT dünyasının dev şirketi IBM, özellikle son on yıl içinde geçirdiği evreler ile muhafazakar kalıbından çıkarak yepyeni ve çok kârlı bir iş modelinin meyvelerini uzun süredir topluyor. Hisse senetlerinin değeri sürekli büyürken son olarak portföyünde şimdiye dek hiçbir teknoloji şirketinin hisse senetlerini bulundurmayan ABD’nin en zengin ikinci adamı Warren E. Buffet’in geçtiğimiz Kasım ayında 10 milyar dolarlık IBM hisse senedini satın aldığını açıklaması yatırımcıların bu şirkete olan güveninin en somut örneği oldu.
Kişisel bilgisayar işini bundan böyle kurumsal pazarda eskisi gibi etkin bir iş olmayacağını öngörerek bırakmasında ve düşük karlı milyonlarca dolarlık yan kuruluşlarını satarak IBM’i dünyanın en büyük servis şirketine döndürmesinde en etkin rolü 1973 yılında bu şirkete giren ve 2011 yılının sonunda da dokuz yıllık CEO görevinin ardından şirketin yönetim kurulu başkanı olan Samuel Palmisano oynadı.
Johns Hopkins üniversitesinde bir tarih öğrencisi ve üniversitenin futbol takımının en popüler oyuncusu olan Palmisano profesyonel oyuncu olmasına çok yaklaşmış iken kendini satış elemanı olarak IBM’de buldu. Bu şirkette çeşitli kademelerdeki görevinde çok başarılı olan Palmisano 1993 yılında IBM’in başına CEO olarak dışarıdan getirilen Louis Gertsner’in şirketin iş gücünde büyük bir kesintiye giderek ve maliyetleri azaltarak IBM’i yeniden karlı bir şirket haline dönüştürmesindeki çalışmalarına en yakın desteği verdi.
IBM’in düşük kar getiren ve gittikçe azalan işlerini tasfiye etmesinin ardından yapılan uzun vadeli teknoloji değerlendirmesinde kişisel bilgisayar işinin kurumsal pazarda bundan böyle yenilik için büyük fırsatlar yaratmayacağı nedeniyle şirketin kurumsal servis işine odaklanması yönünde atılan ilk büyük adım PC bölümünün satılması oldu.
2004 yılında başta Dell’in de talip olduğu PC işini Lenovo’ya satan IBM bu Çin şirketini seçmekle dünyanın en hızlı büyüyen pazarında çok önemli bir konuma geldi. Ayrıca yılda 20 milyar dolar satışı olan ancak fazla karlı olamayan disk sürücüsü ve diğer donanım işleri de satıldı. Öte yandan 2001 yılında Compaq’i satın alarak IBM’in aksine PC işine daha çok önem veren Hewlett-Packard’da geçen yılın son üç aylık döneminde bu işin satılması ile ilgili çalışmalar başladı. Ancak şirketin yeni CEO’su Meg Whitman’ın görevine başladıktan sonra bu adımın şimdilik geri çekilmiş olduğu görülüyor.
IBM‘in attığı en büyük adımlardan biri de dünyaca ünlü iş danışmanlık şirketi Pricewaterhouse Coopers’ı 3.5 milyar dolara satın almak oldu. IBM böylece bilgisayar satmaktan ayrılıp pazarlama, tedarik ve üretim alanlarında müşterilerin sorunlarına çözüm ve proje üreterek çok daha karlı bir şirkete dönüştü. IBM ayrıca 2005 yılından beri 25 yazılım şirketin satın alımı için 14 milyar dolarlık yatırım yaptı ve Ar-Ge bütçesini de yüzde 20 büyüterek yılda yaklaşık 6 milyar dolara çıkardı. IBM’in ayrıca 2008 yılında başlattığı Akıllı Gezegen adındaki girişiminde enerji dağıtımı, trafik düzeni yönetimi, sağlık, su tüketimi gibi alanlardaki yürüttüğü küresel projelerin sayısı 2000’i geçiyor.
Palmisano özellikle genç teknotratların çalışmalarına önem verirken geçen yıl araştırma dalında IBM’e iş için başvuranların yüzde 87’si işe alındı. Beş araştırma görevlisinin de Nobel ödülü kazandığı IBM’in 100 yıllık tarihinde dokuzuncu ve ilk kez bir kadın CEO’su olarak görevine başlayan Palmisona’nın halefi Virginia Rommety de yaptığı ilk açıklamada şirketin , yerleştirdiği standart ve stratejilerini daha da ileri götürmeye çalışacağını vurguladı.