SOPA kırıldı, sıra ACTA’da
18 Ocak 2012’de küresel bir internet boykotuyla ABD’de Kongre ve Senato tarafından askıya alınan SOPA ve PIPA’dan sonra telif hakkı lobileri bu kez umutlarını ACTA’ya bağlamış durumdalar. ACTA, yani “Anti-Counterfaiting Trade Agreement” (Sahteciliğe Karşı Ticaret Anlaşması), teklif hakkı lobileri ve onların satın aldığı ABD Ticaret ve Dış ilişkiler otoritelerin birçok ülkeye dayatmaya çalıştığı uluslararası bir anlaşma. Anlaşmanın adı yanıltıcı, çünkü “sahtecilikten” çok, internetin telif hakkı koruması için denetim altına alınması fikri üzerine kurulu ve bu amaçla devletleri internet akışını, özellikle de P2P ağlarını kontrol edebilecekleri düzenlemeler yaratmaya, sistemler kurmaya ve bu sistemleri telif hakkı lobileriyle birlikte kullanmaya teşvik ediyor. Anlaşma görüşmeleri yaklaşık dört yıldır tüm demokratik teamüllere aykırı bir şekilde tamamen kapalı kapılar ardında yürütülüyor.
Ama internet çağında hiç bir şey gizli kalamadığı için görüşmeler de ortalığa sızdı. Bu sızıntılar, ABD’nin bir çok ülkeye kendi yazdığı telif yasalarını empoze etmeye çalıştığını gösterdi. Bu arada ACTA’nın etrafındaki uluslararası konsensüs yara aldı çünkü Avrupa Komisyonu P2P ağları başta olmak üzere internetin telif hakkı koruması amacıyla filtrelenemeyeceğini karara bağladı.
Ama bu da lobileri durduramadı ve 26 Ocak 2012’de Tokyo’da yapılan görüşmelerle AB üyesi 22 ülke anlaşmaya ön imza koydu. Bu imzalar nihai değil. Asıl belirleyici görüşmeler Haziran 2012’de yapılacak. Bu arada, ACTA görüşmelerinin mimarlarından Fransız Avrupa Parlamentosu üyesi Kader Arif, görüşmelerin demokratik ilkeleri ihlal ettiği gerekçesiyle çekildi. Bu durum da anlaşma karşıtı geniş bir kesimin elini güçlendirdi. Çünkü gerçekten de anlaşmalar AB standartlarına tamamen ters bir biçimde tamamen kapalı kapılar ardında yürütülüyor ve telif hakkı lobileri gibi, demokratik temsiliyet bakımından değeri sıfır olan çıkar grupları yasamayı yozlaştırıyor. Bu bakımdan AB’de bu anlaşmayı zor günler bekliyor. Daha şimdiden Polonya, İrlanda, İtalya ve Fransa’da ACTA karşıtı sokak protestoları başladı bile.
Ayrıca 18 Ocak direnişi internet kullanıcılarının internete erişim haklarına daha bilinçli bir şekilde sahip çıkmalarını sağladı. Dün SOPA ve PIPA’ya karşı yönelen öfke bugün ACTA’ya karşı yöneliyor. Bir çok eylem planlanıyor ve bunların tümü küresel ölçekte gelişiyor. Nasıl ABD’de yasama kullanıcıların gür sesine kayıtsız kalamadıysa, aynı gelişme bu kez özellikle Avrupalı parlamenterler için söz konusu olacak.