Müziğe formül uyar mı?
İngiltere’de Bristol Üniversitesi’nde yapay zekayla meşgul Model Analizi ve Zeki Sistemler Laboratuvarı (PAIS) hangi tür müziğin, listelerde “ilk 5”e girebileceğini tahmine çalışıyor.
Araştırmayı yürüten -tuhaf isimli, herhalde Hollandalı- Tijl De Bie ve ekibi bir Hit Potansiyeli Formülü önerdiler. Şimdiye kadar yaptıkları çalışmaya bakılırsa, bir “single”ın İngiliz pop listelerinde ilk 5’e girme şansını yüzde 60 doğrulukla saptadılar.
Formüllerine 23 tane ölçüt katkı yapıyor: Parçanın “ses yüksekliği” yani resmen gürültüsüne bakıyorlar. Sonra tempo, vuruş çeşitlemeleri, dans ettirme oynaklığı, harmonik karmaşası ve başka teknik özelliklere… Bütün bunları harman edince ortaya çıkan formülü, bu işleri anlattıkları ScoreAHit sitesinde görebilirsiniz.
Orada, hit olmuş parçaları formülle bildiler veya bilmediler listesi var.
İnsanı makine sayan “mühendis bakış açısı,” Tijl Bey’in yaptığını, personel performans değerlendirmelerinde, davranış analizlerinde yapmaya çalışır hep. Onların nazarında insan, bir bilgisayardır. Davranışları saptanabilir. Bu, basit ve otomatik davranışlar için doğru olabilir. Ama insan, bütün yaratıklar içinde en tahmin edilemezi yapabilen üstün bir varlık. Onu, matematik formüllerle çözmeye çalışmak, ancak akademik bir şıklıkla sınırlı kalır. Hele sanat gibi çok farklı boyutlu bir ürüne formül uydurmak???
Tijl Bey’in formülünde zaten kültürün, görselliğin, sosyalliğin etkisi gibi “insani” özellikler yok. Bunları zaten ölçmek zor. Geriye kalıyor, “ölçülıbıl” matematikler. Eh, o da Pavarotti’nin “Nessun Dorması”nın neden hit olduğunu açıklayamıyor mesela…