Sektör teknolojik gelişmede dur durak tanımıyor
İş zekâsı konusuna dikkat çeken BI Technology Genel Müdür Yardımcısı Müjde Işım’a göre, finans sektöründe çok yüksek hacimlere ulaşan verinin doğru, standart ve belirli kurallar çerçevesinde yönetilebilmesine ve raporlanabilmesine olan ihtiyaç ve kurumsal iş zekâsı platformlarına yatırım artarak devam ediyor. Hızla artan yoğun bilgi kümeleri içinde problemlerin, neden-sonuç ilişkilerinin ortaya çıkarılması ham veri üzerinde yapılan çalışmalarla mümkün değil artık. İş birimleri büyük hacimdeki veri kümelerini işleyebilmek, verileri görselleyerek, etkileşimli biçimde ve daha analitik yaklaşımlarla incelemek ve sonuçlara ulaşmak istiyorlar. Bu gelişmeler, geleneksel yöntemlerin dışında yeni yaklaşımların doğmasına ve veriyi kullanabilme yetisinin artırılması yönünde iş zekâsı platformlarının oluşmasına neden oldu.
Bilgi güvenliği bankalar için her zaman çok önemli bir kriter. Biznet Genel Müdür Yardımcısı Onur Arıkan, bu yüzden özellikle kanunlar ve yönetmeliklerin bankaların verdikleri hizmetin sürekli olarak denetlenmesini, bulunan eksiklerin giderilmesini istediğini kaydetti. Arıkan, “Hatta bankalardan, hizmet aldıkları servis sağlayıcıların da düzenli olarak denetlemesi bekleniyor. Bu da uyum konusunda bankaların süreçlerini kolaylaştırıcı sistemlere ve hizmetlere ihtiyaç duymasına yol açıyor. Güvenlik denetimlerinin ve risk analizinin önemi her gün biraz daha artıyor” dedi.
Bilgi güvenliği alanında öncü olan finans kurumları güvenlik duvarı, IPS, web güvenliği gibi temel ağ güvenlik cihazlarını zaten yıllardır kullanmaktalar. Endersys Yönetim Kurulu Başkanı Barış Şimşek, bu nedenle artık temel ürünlerden ziyade BT denetleme, single-sign-on, risk yönetimi, zafiyet yönetimi, sızma testleri, güvenlik standartları ve politikalarıyla uyumluluk, uyumluluğu otomatize etme, kritik verilerdeki değişikliklerin takibi gibi piramidin daha üstündeki ürün ve hizmetlerin önem kazandığını dile getirdi.
E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, 2011 yılı verilerine baktığımızda son bir yıl içinde bankacılıkta e-imza kullanımının arttığını ifade etti. Orhun, şunları söyledi: “2010’da kamu ve bankacılıkta ayda 2 milyon e-imza doğrulaması gerçekleşirken, 2011’de bu rakam 3 milyona çıktı. Elektronik imzanın maliyet açısından getirdiği avantajları ve kullanımdaki optimizasyonları fark eden bankacılık sektöründe elektronik imza her geçen yıl yaygınlaşıyor. Banka ve finans sektörü müşterilerinin onlardan talep ettiği bilgi güvenliğini elektronik ve mobil imza ile gidermeyi tercih ederek çok doğru bir adım atmış oldu. Önümüzdeki dönemde elektronik ve mobil imzalı bankacılık işlemleri daha da önem kazanacak. Çünkü banka müşterileri bu teknolojinin sunduğu güvenlik ve kolaylığa alışırken, bankalar da elektronik ve mobil imzanın onlara getirdiğinin maliyet tasarrufunun farkında.”
Enuygun.com Genel Müdürü Çağlar Erol’a göre, telefon bankacılığı yeni bir çağ başlatmıştı ancak mobil ve internet bankacılığına duyulan ilgi çok daha büyük oldu. Şu an sıkça rastladığımız kampanyalar internet üzerinden başvuru ve internet şubelerinin kullanımını özendirecek, kolaylaştıracak nitelikte. Bankalar, günlük hayattan kopuk olmamak için müşterilerinin akıllı telefonlarında, seçecekleri uygulamalarda, Facebook gibi sosyal mecralarda başarılı kampanyalar yürütüyorlar.
Glasshouse Türkiye Kıdemli Teknik Mühendisi Timur Poyraz, sektörde son dönemde internet bankacılığının hızla geliştiğini, güvenli bir altyapıyla kaliteli ve anında hizmet için rekabet edilir hale geldiğini gözlemlediklerini aktardı. Poyraz, şöyle konuştu: “Bankaların bu amaçla geliştirdikleri uygulamalar arka planda bilgi saklama ve koruma politikalarının da daha sıkı bir şekilde güncellenmesi ve sürekli erişilebilir kılınması zorunluluğunu beraberinde getirmekte. Bilgiyi yedeklerken kullanılan teknoloji, günümüzde aynı zamanda bilginin birden fazla yerde tutulması ve ihtiyaç duyulması halinde çabuk geri dönülebilir olması gerçeğini iyice ortaya çıkardı. Yedekleme anlamında kullanılan deduplication ya da replication gibi teknolojiler de bu işin olmazsa olmazları.”
90lı yıllara kadar yapısal verinin büyümesi söz konusuyken, 90’lı yıllardan sonra karmaşık ve yapısal olmayan verinin boyutu hızla artmaya başladığını kaydeden SAS Türkiye, Kuzey Afrika ve Orta Asya Genel Müdürü Gökhan Nalbantoğlu, burada yapısal olmayan veri derken sosyal medya, web tabanlı veri, bulut verileri, mobil araçlardan akan veri gibi kavramlardan bahsedildiğini belirtti.
Teradata Türkiye Ülke Müdürü Gamze Aydın, finans sektöründe son dönemde gerçekleştirdiğimiz çözümler, başlıca sosyal ağ ve ilişki analizleri, pazarlama optimizasyonu, müşteri odaklı kampanya çözümleri, müşteri sadakat yönetimi, Fraud analiz ve önleme çözümleri ile veri ambarı konsolidasyon projeleri şeklinde sıralandığını açıklarken, “Tüm bu çözümlerin ortak noktası ise, kurumun ürettiği veya sosyal medyada oluşan veriyi bilgiye ve aksiyona dönüştürmek; müşteri odaklı hizmet ve ürün yaklaşımları gerçekleştirme yönelimi. Bu sistemlerden birçoğu otonomik çalışan, kendiliğinden öğrenen ve karar alan sistemler. Müşteri sayılarının milyonlar ile ölçüldüğü bu sektörde müşteri seviyesinde hizmet verebilmek için otomasyon çok önemli bir nokta” şeklinde konuştu.
“İki yıl içinde anahtar teslim proje satın alımına geri dönülecek”
“Bankacılık sektöründe son dönemde sadakat, self-servis ve iş zekâsı ile yönetim raporlama konularında artan bir talep var” diyen İnnova Genel Sektör ve Finans İş Geliştirme Grup Yöneticisi Bilgehan Baykal, bununla birlikte özellikle büyük bankaların veri merkezlerini şehir dışına taşıma eğiliminin 3-4 sene daha süreceğini söyledi. Baykal, “Maliyet baskıları nedeniyle son yıllarda artan dışkaynak eğiliminin proje yönetiminin banka tarafından yapıldığı kaynak kiralama modeline dönüştüğünü gözlemliyoruz. Bu yöntemin uygulanmasının temel sebebinin bütçe ve kadro sıkıntıları olduğu bilinmekte. Özellikle kurumsal projelerde gereken süreklilik ve destek ihtiyaçları nedeniyle kaynak kiralama yönteminin 2 yıl içinde tekrar anahtar teslim proje satın almaya döneceğini düşünüyoruz” dedi. VeriFone Güney Avrupa ve Rusya Bölgesi Pazarlama Direktörü Aslı Karabörklü şunları söyledi: “NFC akıllı mobil telefonlar üzerindeki bir uygulama ile ödeme yapabilme anlamına geliyor. Tabii bunun ödeme kabulu tarafında da contactless/temassız özelliğine sahip terminaller olması gerekiyor. Bunlar şu an bizim ürün yelpazemizdeki en gözde ürünler. Bunun dışında diğer bütün mobil ödeme cihaz, teknoloji ve servisleri öne çıkıyor. Bu servisler özellikle perakende ve ulaşım sektörlerinde ilgi görüyor.”
Votech Bilişim Şirket Ortağı Volkan Erinçmen, “Bu sebeplerden dolayı ülke genelinde teknolojik anlamda öncü konumda olan finans ve bankacılık sektörü, yeni ürün sunma yarışı içerisinde bilişim teknolojilerinin ne denli önemli olduğunun da farkında. Genel anlamda hayatın daha dinamik ve zamanın ne denli önemli olduğu bilinci yükseldikçe, birey ve kurumların da finans kuruluşlarından beklentilerini artırmakta. Bu bağlamda tüm teknolojik uygulamalarda olduğu gibi, her an her yerde katma değerli hizmetlere kesintisiz erişim en önemli eğilim haline geliyor. Bu eğilimin finans kuruluşlarına getirdiği yük; yüksek performanslı, kesintisiz çalışan ve self servis kanallarında zengin ürün çeşitleri sunmak. Finans kuruluşlarının müşterilerini daha iyi analiz ederek kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmaları da verilen hizmetin kalitesi açısından günümüzdeki en önemli faktörlerden birisi haline geliyor” dedi.
KoçSistem Finans Sektörü Müşteri İlişkileri Grup Yöneticisi Hatice Kartal’a göre, sektörde 2012’de de yeni satın alma ve birleşmeler beklenebilir. Her türlü yeniliğe hazır olmak için hızlı, güvenilir ve esnek sistem bütünleştirmeleri, BT’nin öncelikli çalışma konusu. Mevcut BT kaynaklarının etkin kullanımı yanında hız ve esneklik ihtiyacını karşılamak amacıyla dışkaynak kullanımının artacağına yönelik güçlü sinyaller var. Finans sektöründe müşteri ve ürün çeşitliliğinin artacağı öngörülüyor. Mevcut müşteri segmentlerine başta “Y” kuşağı olmak üzere yenileri eklenmekte. Bu nedenle, özelleştirilmiş ürünler ve bu ürünlere daha çok kanaldan erişim beklentileri, BT gündeminde önemli bir yer alacak. Özellikle internet ve mobil bankacılık hızla yaygınlaştığından, bu kanallar üzerinden yapılan işlem çeşitliliği de artıyor. Türkiye, finans sektöründeki sağlıklı yapısı sayesinde bölge ülkelerinde yeni fırsatlar da yaratıyor. Bu fırsatlar, iş birimlerinin alışkın olduğu BT hizmet standartlarının yerinde ya da uzaktan sağlanmasıyla uygulamaya dönüşebilir. Sanal sunucu, sanal depolama, sanal yedekleme, sanal network altyapıları ve uygulama sanallaştırma ile kaynakların verimliği arttırılırken, bulut bilişimin yaygınlaşması da esnekliği bir üst seviyeye taşıyacak. Yeni şube teknolojilerinin uygulanabilir hale getirilmesi, geleceğin şebelerini yaratmak, BT’nin bir diğer çalışma konusu.
E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, 2011 yılı verilerine baktığımızda son bir yıl içinde bankacılıkta e-imza kullanımının arttığını ifade etti. Orhun, şunları söyledi: “ 2010’da kamu ve bankacılıkta ayda 2 milyon e-imza doğrulaması gerçekleşirken, 2011’de bu rakam 3 milyona çıktı. Elektronik imzanın maliyet açısından getirdiği avantajları ve kullanımdaki optimizasyonları fark eden bankacılık sektöründe elektronik imza her geçen yıl yaygınlaşıyor. Banka ve finans sektörü müşterilerinin onlardan talep ettiği bilgi güvenliğini elektronik ve mobil imza ile gidermeyi tercih ederek çok doğru bir adım atmış oldu. Önümüzdeki dönemde elektronik ve mobil imzalı bankacılık işlemleri daha da önem kazanacak. Çünkü banka müşterileri bu teknolojinin sunduğu güvenlik ve kolaylığa alışırken, bankalar da elektronik ve mobil imzanın onlara getirdiğinin maliyet tasarrufunun farkında.”
Symantec Güneydoğu Avrupa ve Türkiye, Bölge Teknoloji Müdürü A. Burak Sadıç’a göre, finans sektörü bir yandan ciroyu artırmaya yönelik olarak yeni müşteriler kazanmaya ve yeni müşteri hizmetleri sunmaya çalışırken diğer taraftan da bütçelerini kontrol altına almaya çalışıyor. Bu ihtiyaçları karşılayabilmek için finans bilişiminin sürekli olarak bir dönüşüm içinde olması ve gelişmekte olan teknolojilerin kullanımında öncü olması da kaçınılmaz oluyor. Bulut bilişim, sosyal medya, mobilite ve büyük veri teknoloji eğilimlerinin hepsi bankaların bilişim altyapılarından başlayıp iş süreçlerine kadar tüm kurumsal yapılarını etkilemeye başladı. Üstelik henüz bu yolun başındayız. Bu önceliklerin yanında geçmişte yaşanan krizlerin doğal sonucu olarak finans sektörü, kurumsal yönetişim, kanun ve düzenleme baskısını da diğer tüm sektörlerden daha yoğun olarak hissediyor. Bu sebepten ötürü teknoloji eğilimlerinden yola çıkarak yapılan tüm yatırımların finans sektörünün vazgeçilmezleri olan güvenlik ve uyumluluk bileşenlerini de göz önüne alması ve yatırım süreçlerine katması gerektiğini de unutmamak çok önemli.
Ödeme teknolojilerine dikkat çeken Cardtek Ürün Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Akgün’e göre, finans sektöründe her geçen gün yeni ödeme teknolojileri gündeme geliyor. Manyetik kartlar, akabinde yonga çözümleri ve kontaksız teknolojilere geçişle birlikte şu anda en son eğilim mobil ödeme teknolojileri. Akgün, “Şu anda mobil ödemeler anlamında Türkiye’de ve dünyada Cardtek PhayMobile ismindeki mobil ödeme sistemlerine şirketimizle birçok kuruma anahtar teslim mobil ödeme sistemleri çözümleri geliştirir durumdayız” dedi.