Öğrenimsiz eğitim
YGS sonuçlarının basında ele alınış tarzı, bu konuya bakış açılarını özetliyor: Mevcut kötü durumu daha da kötü yansıtanlar… Mevcut kötü durumu yokmuş sayıp kişisel başarı öykülerine odaklananlar…
YGS sonuçları, 21 Nisan Cumartesi gazetelerinde yayınlandı. Bazı gazeteler, istatistik “okuma” becerisi kısıtlı yazı işleri nedeniyle olsa gerek, “4 sorudan azına doğru yanıt verenler” kategorisini “1 soruyu bile çözmeyenler” diye özetledi. Oysa, 4 sorudan az çözenler 3 veya 2 veya 1 doğru yanıt vermiş olabilir. Bu olasılıkları okuyucuya yansıtmadılar. Ya da ellerindeki veriler, bu olasılığı araştırmaya uygun değildi.
Yine de mevcut durum, geçen 2011 yılı YGS sonuçlarına göre artarak kötüleşmiş. Basit bir önce-sonra karşılaştırması bile bunu gösteriyor.
Ayrıca, her 4 kategoride (Türkçe, Sosyal Bilim, Matematik, Fen) 40’ar sorunun 40’ını birden doğru yapanların sayısı “ağlanacak” kadar az – bu koca memlekette, bunca milyon öğrenci arasından:
Türkçede sadece 40 kişi. Sosyal Bilimde sadece 56 kişi. Matematikte 1,316 kişi. Fende 437 kişi.
O kadar.
Ülkemizdeki öğrenim sorununu teknolojiyle çözemeyeceğimizi söyleyen eğitimciler var. Teknoloji, bilgiye erişimi sadece kolaylaştırır. Ama, öğrenmeyi sağlayacak olan: Tablet değil, öğretmendir. Tartışmalarda, öğretmen eğitimini iyileştirmek, yaşam koşullarını (dolayısıyla meslekten zevk almalarını) iyileştirmek gibi hedefler duymadık. Uzaktan eğitimle öğretmenlere tablet eğitimi verildi, veriliyor. Tablet “eğitimi” sadece teknik bir kolaylık ve kullanım alışkanlığı kazandırır. Ama tablette bilgi arama, bulma, üretme, bunu öğrenciyle paylaşma? O nasıl olacak?
Yaklaşan fırtına: Aralık ayında PISA 2011 açıklanacak!