Yenilikler internette sınır tanımaz
My Moon Innovative Company, ‘ilk’lerle yoluna devam ediyor. İlk adım internette kısıtlı yayınla şekillenen bir yarışma oldu. Markaların sosyal medyaya verdiği değer ve bunun onlara kazandırdıkları çok fazla. Bu gerçeğin izinde faaliyet gösteren My Moon Innovative Company, 10 aylık bir şirket. Şirketin kurucusu ve başkanı ise sektörde uzun yıllardır çalışmalar yapan Cem Berkcil. Berkcil, “My Moon’un büyük bölümünü internette sunacağı yayınlara odaklanmasını, ayrıca medya satın alma yapmasını, uygulamalar yazıp, sosyal ağ yönetimi ile ilgilenmesini istedik” dedi. Kendi sektör deneyimi ile Türkiye’nin önde gelen markalarına bu başlıklarda hizmet verir hale geldiklerini belirten Berkcil, bazı markalarla da görüşme sürecinde olduklarını söyledi.
Bu çalışmaların yanında Berkcil, kendi geliştirdiği iki proje için geri sayımda. Bunlardan biri Facebook’ta bir oyun. Oyunun büyük ölçüde bittiğini söyleyen Berkcil, futbol merkezli ve gerçek zamanlı bu oyunu hem seyretme hem oynama imkanı olacağını vurguladı, daha fazla detay paylaşmadı ama ekledi: “2012-2013 sezonunun başlaması ile oyun meraklılarıyla buluşacak.” Diğer proje ise, dünyanın ilk ve tek kısıtlı yayın yapan internet sitesi Dokuz Sekiz TV. Berkcil, projeyle ilgili şunları söyledi:
“İnternete 7/24 erişim var. Dokuz Sekiz TV ise dünyada bir ilki gerçekleştiriyor ve her gün saat 21:00-08:00 saatleri arasında kısıtlı yayın ilkesi ile hayata geçiyor.”
Apayrı bir yarışma
Proje liderliğini My Moon’un yaptığı bu kısıtlı yayına ABD’de bir dağıtıcı şirket ve bir Türk şirket de destek sunuyor. Deneme yayınlarının ardından normal yayına başlandığını söyleyen Berkcil, “Kendine has yetenekleri, meslekleri, özellikleri olan dört kadın kendi evlerinde kullanıcılarla sohbet ediyor. Yarışmanın mantığı ‘en çok beğeniyi toplamak” dedi. Her kullanıcının aynı IP’den her gün 1 kez bağlanma ve 3 dakika yayını izleme imkanı var. Devam etmek içinse mobil ödeme uygulamalarını onaylamak yeterli. 1,5-2 ay sonra erkeklerin yarıştığı bölümün kullanıcılarla buluşacağını söyleyen Berkcil, şu detayları paylaştı:
“Her bir yarışma periyodu 3 ay sürecek. Buna ‘Dokuz Sekiz TV’ dedik, sloganı da ‘No Sunshine’ (günışığı yok). Benzer yarışmalarda insanlar sadece oylamalarda SMS göndererek katılabiliyor, ama burada yarışmacılarla konuşabilecekler. ABD’li şirket bize sunucu ve yazılım konusunda danışmanlık sağlıyor. Diğer şirket yarışmacıları buluyor. Biz de reklam ve danışmanlık başlıklarında projeyi yürütüyoruz. Stüdyoda değil, evlerine konuk olduğumuz yarışmacılar birbirini tanımıyorlar. Hepsi farklı yerlerde yaşıyor. Hatta Türkiye’de bile olmayabilir bazıları. Partnerimiz olan şirketle gizlilik anlaşması gereği, biz de dahil olmak üzere kimse yarışma süresince nerede olduklarını bilmiyor. Onlarla internette iletişim kuran kişiler de onların nerede olduğunu bilmeyecek.”
Sınırları aşan yasaklanacak
Yarışma için aktif reklam ve sponsorluk çalışmalarına kademeli olarak başlayacaklarını, SMS ile ödemeler konusunda Mikro Ödeme ile çalışacaklarını söyleyen Berkcil, insanların evde TV’den çok internet başında geçirdikleri zamanı değerlendirmek istediklerini belirtti.
Kullanıcılar, yarışmacılarla anlık iletişime geçebilecek, kamerayı açıp sohbet edebilecek. “Belki bir ünlü, kızlardan birinin evine davetli olacak” detayını veren Berkcil, “Yarışmacılar da çevresi olan, belli standartlarda yaşayan kişiler arasından seçildi” dedi. Yarışmada kurallar net: Siyaset, din, futbol, pornografi yok. Bunlar dışında bir şeyler yapması gereken yarışmacı, bu noktada kendine has yetenekleri ile öne çıkıyor, katılımcılar onları bu özellikleri ile sorguluyor. İlerleyen dönemde yarışmacı olmak isteyenlerden başvurular alabileceklerini söyledi.
Marka danışmanlığı ve strateji konumlandırma odaklı çalışmalar da yaptıklarını söyleyen Berkcil’e göre markalar korkuyor. Çünkü en temelde Ortadoğu’daki karmaşa ışığında belirsizlik var. Türkiye’de birçok üniversitede eğitimler veren, hatta bu gençlerin bazılarıyla birlikte çalışan Berkcil’e göre, sosyal ağlar ve internet reklamcılığı konusunda Türkiye’de bilgi seviyesi pek yüksek değil. Büyük grupların konuyla ilgili yatırımlarına, TV’lerde dönen reklamlara, yabancı yatırımcı ilgisini çeken projelere dikkat çeken Berkcil, “Kişinin özelini, marka hakkındaki duygu ve düşüncelerini TV’deki reklamda değil, sosyal medyada yakalıyorsunuz” dedi.
Viral kampanyaların en sevdikleri çalışmalar olduğunu, ama bunu markalara kabul ettirmenin zor olduğunu da vurgulayan Berkcil, bunun sebebini şöyle anlattı:
“Markalar korkuyorlar. Hem de viral kampanyalar marka bilinirlik oranını anında, hızla yükseltmesine ve bunu da nispeten düşük maliyetle yapmasına rağmen… Ama markalar bu gerçeği öyle ya da böyle kabul edecekler, kaçış yok.”
Facebook’ta tribün coşkusu
“Büyük bir projem daha var, bunun için yatırımcı bulmaya çalışıyorum” diyen Cem Berkcil, 2012 yılı projelerini ise şöyle detaylandırdı:
“Markalarla çalışmalarımız, bir taraftan yarışmamız devam edecek. Yelken yarışları ile ilgili çalışmalarımız olacak. Ayrıca bir e-ticaret sitesi ile ilgili çalışıyor, yeni yayına başlayacak bir haber kanalıyla da görüşüyoruz. Prodüksiyon, medya satın alma ve sosyal medya tarafını yürüteceğimiz bir iş olacak. Etkileşimli projeler ise bizim için asıl önemli olan taraf. Bu nedenle iki yıldır üstünde çalıştığımız, Facebook’ta kurguladığımız ve yeni sezonda kullanıcılara açılacak oyun daha da hareket getirecek. Bu oyunla dünyanın en büyük tribününü oluşturacağız. Bir maçtan önce yapılanlar, maç heyecanı ve daha fazlası bu oyunda olacak. Türkiye liginin ardından hedefimiz, bu oyuna İngiltere ve İspanya ligini de katmak.”