e-Ticarete yeni düzenlemeler geliyor
Türkiye’de 15 milyar dolarlık bir hacme ulaşan e-ticaret ile ilgili birçok yasal boşluk bulunuyor. Hem bu boşlukları doldurmak, hem e-ticarete olan güvenin artırılmasını sağlamak hem de hızla artan mesaj kirliliğini önlemek amacıyla yeni bir yasa tasarısı hazırlandı. Tasarının Mart ayı içinde yasalaşması bekleniyor.
2009 yılı sonunda görüşe sunulan “Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı”nın, Mart ayında tekrar ele alınarak TBMM Adalet Komisyonuna gönderilmesi bekleniyor. Tasarının yılın ilk yarısında yasalaşması öngörülüyor.
E-Ticaret ile ilgili çalışmalar; Dış Ticaret Müsteşarlığı koordinatörlüğünde Adalet Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Mesleki Yeterlilik Kurumu, Türk Patent Enstitüsü, Bankalar Birliği ve Türkiye Bilişim Derneği’nden oluşan “Elektronik Ticaret Direktifi Çalışma Grubu”nun 2008 yılında bir rapor taslağı hazırlamasıyla başlamıştı. Çalışmanın ardından elektronik ticarete ilişkin yasa tasarısı hazırlanmasına yönelik Adalet Bakanlığı tarafından kurulan “E-Ticaret Kanunu Hazırlama Komisyonu” çalışmaları yeniden ele aldı. 2009 yılı Ekim ayı sonunda tamamlanan “Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı Taslağı” geçtiğimiz yıl sonunda kamu ve özel sektör temsilcilerinin görüşüne sunulmuştu.
Kamu ve özel sektörden alınan görüşler e-Ticaret Kanunu Hazırlama Komisyonu tarafından Mart ayında tekrar ele alınarak görüşülecek ve aynı ay içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu’na sunulacak. Tasarının Mart ayı içerisinde yasalaşması da gündemde.
e-Ticaretin Türkiye’deki hacmi
Bankalararası Kart Merkezi’nin internet sitesinde açıkladığı rakamlara göre, e-ticaret işlemleri hacmi 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 33,7 oranında artarak 15.7 milyar Türk lirası düzeyine ulaştı.
E-Ticaret yasa tasarısı taslağının amacı internet ortamındaki ticarete olan güvenin sağlanması olarak ifade ediliyor. e-Ticaret Kanunu Hazırlama Komisyonu Başkanı ve Kadir Has Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Tekin Memiş, yasa tasarısı taslağının, devletin bu alanı güvenilir bir pazar haline getirmek amacıyla yapacağı düzenlemeleri içerdiğini ifade ederek, “Taslağı hazırlayan komisyon, ‘asgari düzenleme’ ilkesini benimsedi. Yani sadece Avrupa Birliği direktiflerindeki ve ihtiyaç olan istenmeyen mesajlar konusunda düzenlemelerle yetinildi” diye konuşuyor.
Düzenleme nasıl olacak?
Tasarının iki ana konusu bulunuyor. Bunlardan ilki, bilgi verme, ikincisi ise istenmeyen elektronik iletiler. Bilgi verme yükümlülüğü iki alanda var. Birincisi, normal hizmet sağlayıcıların bilgi verme yükümlülüğü. İkincisi de ticari iletişim için bilgi verme yükümlülüğü. Sözleşmenin yapılabilmesi için bazı teknik adımların izlenmesi gerekecek. Elektronik işleme başlayacak olan kimse bir web sayfasını açtığı zaman, bu web sayfasında hangi adımların izleneceğini ve web sayfası sahibini bilmesi sağlanacak. Sözleşme metninin sözleşmenin kurulmasından sonra hizmet sağlayıcı tarafından saklanıp saklanmayacağı da işlemin başlangıcında kullanıcı tarafından bilinecek. Yine hizmet sağlayıcı, bir mesleğe mensupsa ve bu meslek mensuplarının uymakla yükümlü olduğu birtakım davranış kuralları varsa (doktorlar, eczacılar vs), bu tür etik kurallarına nereden ulaşılacağı sorusunun cevapları da ilgili web sayfasında yer alacak.
Tekin Memiş, tasarının ikinci ana çekirdeğinin e-postalarla ilgili olduğunu ifade ediyor ve devam ediyor:
“İstenmeyen e-postalar ve kısa mesajlar Türkiye için sıkıntı haline geldi. Örneğin aldığımız 10 tane kısa mesajdan yaklaşık 8 tanesi ilgisiz yerlerden gelmektedir. O kadar çok mesaj geliyor ki, bunlar artık sorun teşkil ediyor. Türkiye, ‘spam’ yayan bir ülke olarak AB üyesi ülkelerle yan yana koyulduğunda ilk 3 sırada yer alıyor. Bu nedenle bu alanda düzenleme yapmak gerekiyordu.
Dünyada iki tane sistemin olduğunu gördük. Bununla ilgili komisyonumuz araştırmalar yaptı. Dünyada genel olarak ‘opt-in’ yani önceden izin alma sistemi de denilebilecek sistemin benimsendiğini gördük. E-ticaret her ne kadar ‘opt-out’ denilen ve ilk mesajdan sonra bir daha almama hakkı olarak tanımlanabilecek sisteme uygunsa da, bu konuda getirilen direktiflerin ‘opt-in’ sistemine ağırlık verdiğini gördük. Bu nedenle tasarıda ‘opt-in’ sistemi benimsenmiştir. Taslağa göre, artık herhangi bir e-postanın gönderilebilmesi için mutlaka kullanıcıdan önceden izin alınması gerekiyor. Kişinin onayı alınmadan gönderilen e-postalar yasal olmayan e-posta olarak nitelendiriliyor. Burada bir istisnamız var. Bu istisnaya göre tacir ve esnaflara önceden izin alınmaksızın ticari amaçla reklam gönderilebilir.
Kullanıcı bir daha bu mesajı istemediğini söylüyorsa, esnaf ve tacir bu sistemden çıkabiliyor. Şunu belirtmeliyim ki hepimizin şikayet ettiği istenmeyen elektronik ileti konusunda ülkemizde ilk defa yasal bir düzenleme yapılıyor.”