Telefonda Libya var
El Cezire televizyonu, Libya’da Kaddafi Yönetimi’ne karşı başlayan ve sonuçta yönetimi deviren süreçte, üst yönetimin Şubat-Haziran 2011 arasındaki 12,500 telefon konuşmasını satır satır inceleyen 100 dakikalık bir araştırmayı 19 Mayıs gecesi yayınladı.
Kaddafi, oğlu Seyfülislam (Libya’da tutuklu), Başbakan Bağdadi Mahmudi (Tunus’ta hapis) ve Kaddafi’nin sağ kolu ve en güvendiği adamı Tayib el-Safi (Mısır’da saklanıyor) arasındaki konuşmalar, gayet net anlaşılır ve ingilizce alt yazılı olarak milyonlarca izleyiciye sunuldu.
Ama, milyonlarca izleyici, bu kayıtların kim tarafından, nasıl, nerede yapıldığını öğrenemedi. Kayıtları kim tuttu? Bu kişiler, telefonu her açtıklarında bu kayıt, dünyanın neresinde yapıldı? Nasıl saklandı? El Cezire’ye kim servis etti? Daha açıklanmayan başka kayıtlar var mı? Onlarda ne var?
El Cezire’nin 100 dakikalık yoğun ve ince ince hazırlanmış programında ekrana gelen kayıtlarda “Türkler” sözcüğü de ara sıra geçiyordu. Konuşanlar, kişi ismi vermeden, ama Türkiye hükümetini kast ederek, eleştirel ifadeler kullanıyordu. Program, eğer Türkiye-Libya ekseninde hazırlanmış olsaydı, mutlaka çok daha başka konuşmaları da duyacaktık? Ama programda hedef, Libya Yönetimi’nin, ülkedeki aşiretlerle ilişkisinin nasıl bozulduğunu göstermekti. Türkiye, konunun odağında değildi.
Telefon konuşmalarının bu şekilde yayınlanması (Wikileaks’i de hatırlarsak) mahremiyetin “kalmadığını” tamamen kanıtlıyor. Zaten biz eğer Facebook’a veya benzerlerine “içimizi açıyorsak,” bütün bilgimizi herkese açıyoruz. Buraya kadar, kendi rızamızla ve iznimizle bir “açılıp-saçılma-teşhir” söz konusu.
Ama, bir de kendi rızamız iznimiz olmadan, mahremiyetimize “dalma” durumları var. Bunu sekse benzetirsek, “Biri normal cinsellik, ama ötekisi tecavüz.” Telefon konuşmaları ve özel hayat iletişimi ikinci kapsamda. Acaba El Cezire’ye servis edenlerin elinde başka hangi ülkelere ait kayıtlar var?