Eşgüdüm ve saygı
İstanbul’da yoğunlaşan BİT sektörüne bir sıçrama yaptırmak… Bunu yaptırırken, BİT’i, İstanbul’un en acil sorununa çözüm aramaya teşvik etmek…
Türkiye bilişim sektöründeki bir avuç akil kişi, gönüllü olarak bir araya gelip fikir ürettiler.
İstanbul Kalkınma Ajansı, konuyla ilgilendi. Destek oldu. Başka kurumlar da katıldı: TBV. Sabancı Üniversitesi. TÜBİSAD. TAGES.
Ortaya, BİT’in İstanbul’a nasıl yardımcı olabileceğini özetleyen 54 öneri çıktı. Bunlar, 10 Temmuz’da tartışmaya açıldı.
Umulurdu ki bakan ve belediye başkanı, sadece “ilk bir saat için dahi olsa” katılsınlar ve ülkenin en büyük şehrinin en büyük sorununa önerilen çözümleri duysunlar.
Hayır. UDH bakanlığı ve İBB, dinleyici olarak bile yoktu. Ne de olsa İBB’nin, IBM-Vodafone ve Avea’yla başlattığı akıllı ulaşım projeleri var. Bunu tamamen yeterli görüyor olabilirler.
Yine de Hürriyet gazetesinde Gila Benmayor, “İstanbul’un nasıl Akıllı Şehir olacağı konusu yerel yöneticilerimizi ilgilendirmiyor mu?” diye sordu.
Zaman gazetesinde, FSM Köprüsü’ndeki çağdışı trafik rezaletine dair diğer gazetelerde hiç değinilmeyen, “ihmaller” listesi yayınlandı:
* Köprüdeki şeritler tek tek bakıma alınabilirdi.
* TIR’lar için Ro-Ro seferi yapılabilirdi.
* Şehirlerarası otobüslere Boğaziçi Köprüsü’nden geçme izni daha önce verilebilirdi.
* Sirkeci-Harem araba vapuru seferleri 24 saat aralıksız yapılabilirdi.
* Vatandaşa alternatif güzergahlar -daha önceden- önerilebilirdi.
Bunların yapılabilmesi iki temel öğeye bağlıydı:
Bir: Eşgüdüm, yani koordinasyon.
İki: Vatandaşa gerçek saygı.
Sonradan bazı önlemler alındı. Geçişler bedava bile yapıldı. Oysa, bunlar “baştan” düşünülebilirdi.