Kestirimler
1995-98 yılları arasında yapılmış, çoğunda benim de yer aldığım çalışmaların belgelerini, Nazan Tuğbay saklamış, inceledim. 1998 yılında Ulaştırma Bakanlığı’nın bir belgesi olarak yayınlanan TUENA çalışmasında yaptığımız hesaplamalar ile telefon abone sayısının 19,5 milyondan geri dönerek 2010 yılında 17,2 milyona ineceğini, ADSL abonelerinin sayısının da 2010’da 10,6 milyona ulaşacağı sonucuna varmışız. İyi kestirim. TUENA’cıları kutlamak gerek.
Ancak tüm sektörlerin kaldıracı durumundaki bilişim uygulamalarını edinmiş olmak ile, onu kullanmak farklı şeyler. Ondan yararlanarak katma değer ortaya koymak ise, bambaşka bir şey. İlk ikisi cebinizdeki paranın azalmasına, sonuncusu artmasına neden oluyor. Bilgi ekonomisinden, bilgi toplumundan söz etmek, ancak sonuncusunu yapabildiniz mi mümkün. İnsanların eline birer tablet tutuşturuluverdiğinde bilgi toplumu olunuvermiyor.
Bilgi toplumu olmak, toplumun yeniden tasarlanması ile mümkün. Sanıldığı gibi teknolojik bir olay değil; aksine toplumsal bir olay. Bu nedenle de Türk toplumuna odaklı bir yaklaşım gerekli. Bir yabancı ülkenin kullandığı şablona, ülkemizi çekiştire tıkıştıra uydurmaya çalışmak, başarılı sonuçlar vermeyebilir. Kendi stratejimizi, yolumuzu, kendimiz, mevcut kazanım ve eksiklerimizi, olanaklarımızı dikkate alarak çizmeliyiz. TUENA’daki güçlü görüşü tekrarlarsak, en uygun yolu çizeriz. Yol haritasındaki en güçlü yanımız ise, FATİH Projesi.
FATİH, teknolojinin topluma kazandırılması güdüsüyle başlatılmış olmasına karşılık, bilgi toplumu stratejisi ile birlikte yoğrulur, bir bütün oluşturabilirse, bilgi toplumu olma yolunda şimdiye kadar hiçbir ülkenin kullanmaya cesaret edemediği kadar kuvvetli bir olanak sağlayacak. FATİH’in öngördüğü teknolojik olanakları, bilgi toplumu olma yolundaki sosyolojik ihtiyaçlar ile buluşturmak gerekli. Böylece hem dünyada bir “ilk”i gerçekleştirmiş, hem de 10 yıl sonra hayata atılacak kuşağı, bilgi toplumu bireyleri olarak yetiştirmiş oluruz. İlgilenenleri, Bilişim Zirvesi FATİH oturumuna
beklerim.