“Yatırım cenneti Türkiye”
Koç Holding ve Koç Üniversitesi ortaklığında 2010 yılının Nisan ayında kurulan İnventram, yeni proje ve yatırımlara destek veriyor.Erken aşamadaki, gelişme potansiyeli olan yenilikçi teknolojik buluşları en doğru iş modelleriyle ticarileştirme amacıyla kurulan İnventram, buluş sahipleri ve girişimciler için Türkiye’deki en doğru başvuru noktası olma vizyonuyla çalışmalarını sürdürüyor. Yatırım modelini finansman desteği, yönetim, patentleme ve hukuk ve pazarlama çözümleri olara dört başlıkta toplayan şirket, yatırımlarını 2 ila 5 yıl arasında hayata geçirmeyi öngörüyor.
Genel olarak yaptıkları işi inovasyon avcılığı olarak tanımlayan İnventram Genel Müdürü Cem Soysal, “İnventram yaklaşık iki buçuk yıl önce teknoloji ve inovasyon şirketi misyonuyla kuruldu. Yatırımlarımızı dört şekilde yapıyoruz. Ortada bir buluş varsa önce patent başvurularını yapıyoruz. Daha sonra da bu patenti kullanabilecek büyük şirketlere lisanslama yapma yoluna gidiyoruz. İkinci aşamada şirketlerden hisse satın alarak ya da sermaye artırmak yöntemiyle yatırım yapıyoruz. Üçüncü aşama ise teknolojiyi ticarileştirme. Yani mevcut bir patentin kullanılabilir olması durumunda Koç Grubu şirketlerinde bir ürüne dönüştürülmesine vesile ve ortak oluyorlar. Dördüncü aşamada da kullanılabilir teknolojiler için de aracı oluyoruz. Örnek plaka tanımlama sistemi, insan sayma sistemi varsa bu sistemi konusuna göre Arçelik, Opet ya da Otokar ile buluşturuyoruz. Buna da teknoloji satış danışmanlığı adını verdik” dedi.
Kullanılan kanalların en önemlisinin web olduğunun altını çizen Soysal, “Web üzerinden ayda 70 ila 90 arası proje sadece web üzerinden geliyor. Yıllık bine yakın projeyi sadece portalımız üzerinden alıyoruz. Bugüne kadar da veritabanımızda bin 700’ün üzerinde proje birikmiş durumda. Öte yandan teknoparklar da bizim için önemli kaynaklar ve en verimli kanalımız diyebilirim. Bu alandaki en önemli iş ortaklarımız resmi ortaklığımız olduğu ODTÜ ve Koç Üniversitesi teknoparkları. Ülkemizde 164 tane üniversite var ve buralarda ciddi bir öğrenci kaynağı var kısaca öğrenci kaynağımız da bizim için çok önemli. Üniversitelerin içinde yer alan Ar-Ge faaliyetleri ürüne yönelik çalışmalar da bize ciddi kaynak yaratıyor” dedi.
Ekonomik büyümeyle gelen yatırım
Hızla gelişen ekonomimizde 2002-2011 yılları arasında GSYİH’nin (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) 231 milyar dolardan 772 milyar dolara yükseldiğine değinen Cem Soysal, bu konuda şunları söyledi:
“Yine aynı yıllar arasında gerçek GSYİH yıllık yüzde 5,2 arttı. Ülkemiz 2011’de dünyanın en büyük on sekizinci ekonomisi oldu. 2012 yılı için doğrudan yabancı yatırımında dünyanın en cazip on üçüncü ülkesi olan Türkiye, son dokuz yılda 110 milyar dolarlık yabancı yatırımı da doğrudan çekmiş durumda. Yarısı 29 yaşında altında 75 milyonun üzerindeki nüfusuyla da ön plana çıkan ülkemiz teknoloji geliştirme bölgelerindeki vergi avantajlarıyla da bir cazibe merkezi haline geldi.”
Türkiye’de Ar-Ge çalışmalarının son yıllarda önemli bir büyüme eğilimi içinde olduğuna da dikkat çeken Cem Soysal, “Bu eğilim ülkemizle gelişmiş ülkeler arasındaki farkın da kapanması anlamına geliyor. Bu eğilim paralelinde bizim de kendimize hedef koyduğumuz alanlar var. Bunları özetlemem gerekirse de biyoteknoloji, bilgi teknolojileri ve haberleşme, internet ve mobil servisler, otomotiv, enerji, dayanıklı tüketim malzemeleri, savunma sanayi teknolojileri, temiz enerji teknolojileri, nano teknoloji, ziraat ve gıda teknolojileri ve son olarak da malzeme bilimleri ve kimya. Toplamda onbir alan var ve bu segmentlerin sekizinde Koç Grubu şirketleri liderlik yapıyor. Nano teknoloji gibi üç segmentte ise Koç Holding yatırımı yok ve aslında bunun için de çabalıyoruz” dedi.