Biraz Voltran gücü, biraz Transformers ergonomisi
Mobil iletişimin, internet erişim hızlarının artması ve bulut teknolojilerin yaygınlaşması ile yakınsama teknolojilerinde de gelişim kendini gösteriyor. Bu da yayıncılık, dağıtım, içerik ve uygulama alanlarında farklı hamleleri beraberinde getiriyor. Sayısal yayıncılık başlığında farklı teknolojik yatırımlar, altyapı geliştirmeler bir gereklilik halini alıyor. Mobil cihazların yaygınlığı ve mobil içerik kavramının niteliğinin gelişmesi; internet, IPTV ve yakınsama başlıklarında potansiyeli yükselttiği gibi, kamunun, operatörlerin, donanım ve yazılım üreticilerinin içerik, genişbant erişim gibi çeşitli başlıklarda yatırımlarını ve uygulama geliştirmelerini de gerekli kılıyor.
Medya tüketim alışkanlıkları kökünden değişiyor artık. Artık izleyici özgür. Hem de her konuda: İstediği saatte istediğini izleyebilir, istediği platformdan ve cihazdan bunu yapabilir. Yani medyaya ulaşım ve tüketimde artık cihaz ve içeriğin patronu olan tüketici karar mercii. Facebook’ta mesajlara bakmak, Avrupa Kupası’nda bir maçı canlı yayında izlemek, bu arada bir pizza siparişi de vermek hayal değil, tek platformda erişilebilen bir gerçek. Veya kaçırdığınız bir filmi veya her hafta heyecanla beklediğiniz dizinin tekrarını, reklamsız kesintisiz izlemek istiyorsunuz. Her cihazdan erişim imkanı ile yayıncılıkta ‘Tüh kaçırdım’ hüznü böylece geçmişte kalıyor ve cihazlar arasında da gerçek bütünleştirme bu şekilde hayat buluyor. Ama kaçırılana yetişmek kadar, yenilikleri kovalamak da bu yapıyla artık mümkün.
Herkesin üstüne görevler düşüyor
Yakınsama temel olarak internet, yayıncılık ve iletişim alanlarının birbirinin içine geçmiş olmasını tasvir ediyor. İşte bu başlık, beraberinde mobil TV, IPTV gibi kavramları da beraberinde getiriyor. Bu yapı, tek bir cihazda iki veya daha fazla teknolojinin birleşmesi anlamını taşıyor. Televizyon ve internet arasındaki bağın da temeli olan yakınsama ile, yazılı içerik, ses ve video, görsel gibi her türlü iletişim unsurlarının IPTV üzerinde yayını mümkün oluyor. Bu bütünleşme, iletişim araçlarında yeni ürün ve hizmet sunumlarını beraberinde getirme potansiyeline sahip.
Bir tanıma göre, farklı teknolojilerin birbirini tamamlayarak daha büyük anlam kazanması yakınsamayı oluşturuyor. Bu, farklı yapılarda sunulan çözümlerin bütünleştirilmesi ve içeriğin de çok farklı, ama birbiri ile bütünleşik platformlarda sunulabilmesi anlamına geliyor. Yakınsama yeni ve farklı hizmetleri farklı cihazlardan kullanabilmeyi, farklı ihtiyaçlara karşı kişiselleştirilmiş çözümleri sunabilmeyi de kapsıyor. Yani yakınsama, bu dinamik değişim yönüyle önemli fırsatları tüm taraflara getiriyor. Farklı şebeke platformları aracılığıyla farklı hizmetlerin tek bir hizmet sunulması, yani sabit telefon, mobil, genişbant gibi ayrı hizmetlerin birarada sunumu bu yapıda söz konusu. Yani, yeni nesil şebekelerin yayılımı burada belirleyici. İşte bu noktada da kamunun üstüne önemli görevler düşüyor. Operatörlerin, internet servis sağlayıcıların başta olmak üzere tüm paydaşların desteklenmesi gerektiği bu yapıda, teknolojiyi standart hale getirirken, hizmet bazında rekabetin ön plana çıkartılması önem taşıyor. Avrupa ülkelerinin birçoğu yeni nesil şebekeler konusunda önemli yatırımlara yıllardır imza atıyor ve yakınsama başlığında önemli noktalara ulaştılar. Bu açıdan ülke bazında genişbant yayılımı da kamunun üzerindeki en önemli görevlerden biri halini alıyor.
Türkiye özelinde ise telekomünikasyon sektöründeki şirketler bu konuda önemli yatırımlara imza atıyor. Ancak her kesimin ortak görüşü altyapı yatırımlarının daha da artırılmasının gerekliliği, yakınsamanın ancak bu şekilde genele, olması gerektiği gibi sunulabileceği. Söz konusu yapının gelişiminde altyapı yatırımlarının desteklenmesi konusunda kamunun da gerekli destekleri vermesi gerektiği üstünde duruluyor.
Tüm paydaşlar arasında tam uyum
Bu arada yakınsama, sadece iletişim sektöründe hayat bulmuyor. İlk adım oradan çıktı belki, ama sonrasında bankacılık uygulamaları, sağlık ve ulaşım alanları, kamu hizmetleri erişim ve ücretlendirme gibi başlıklar da yakınsamadan payını alıyor. İçerik her türlü cihazla elimizin altında. Bunun için tek gereken ise genişbant internetin varlığı ve güncel içeriklere zamanında erişebilmek.
Yakınsama; platformlar arasında birliğin de günümüzdeki adı aslında. Çünkü bu yapı ile telekom şirketleri tarafından sunulan ses, internet servis sağlayıcıların işi olan internet sunumu, televizyon yayıncılığının merkezi olan kanalları tek bir platformda buluşturacak. Hatta bunlar arasında etkileşimi sağlaması ile farklılık yaratacak.
Farklı hizmetlerin farklı cihazlarda değil, tek cihazlarda buluşması da yakınsamayı farklı kılacak. İşte bu şekilde tek başına cep telefonuna benzer bir evrim sürecini bu sefer ses ve görüntü servislerinde de yaşamak mümkün olacak. Ses hizmetlerine cep telefonu ve VoIP servisleri ile ulaşabilmek mümkünken, televizyon yayınları da IPTV üzerinden erişilebilir olduğu gibi, operatörlerin veya yayıncıların internet TV yapılarından erişilebilir, mobil TV kavramı ile ulaşılabilir oluyor.
Tekliflerin birbiri ile bütünleştiği yakınsama dünyasında, oyuncuların da kendilerini buna hazırlaması gerekiyor. Konu sadece teknolojik yetkinlik ve müşteri ilişkileri yönetimi ile farklı tekliflerin sunumuna imkan verecek yapıların hayata geçirilmesi, farklı paydaşlar arasında kesintisiz ve hatasız bütünleşmenin sağlanması da değil. Sektör temsilcilerinin de dikkat çektiği gibi, tüketici birçok şeye tek fatura üzerinden ulaşabilecek, ama sunum tarafındakilerin arasında tam bir bütünleşme şart. Hem de tüketici, içerik ve teknoloji sağlayıcı olarak sorumluluk paylaşımında… İşte bu da, gerek operatörler gerek internet ve TV içerik sağlayıcısı kanallar arasında teknolojileri geliştirme, yetkinliği ölçme konusunda adımları gerekli kılıyor. Tabi bu arada TV platformunu üretenlerin hiç bitmeyen Ar-Ge çalışmalarının da artarak devamını gözden kaçırmamak gerek.
İçerik sunumunda hız kazanılıyor
Yakınsamanın en önemli itici gücü olan mobil cihaz ve uygulamaların gelişmesi içerik konusunda da beklenen zenginliği adım adım yaratıyor. Markalar bu yeni platforma özgü reklamları, oyun şirketleri bu gelişmiş cihaz yetkinliklerine paralel oyunları, TV yayıncıları bu küçük ekranda daha farklı bir TV deneyimi yaşatmanın yollarını buluyor, sürekli bu adımları geliştiriyor. Yakınsamanın potansiyelini ortaya koyan en belirgin örnek sosyal medya desek yalan olmaz. Bundan 5-6 yıl öncesine kadar sadece bilgisayar başında takip edilen mesajlar, yorumlar, oyunlar, bugün yetkin cep telefonları ve 3G internet bağlantısıyla hep elimizin altında. Az zamanda mobil cihazlar ve cep telefonları arasındaki yakınsama hızı ve bunun kitlelerde yaygınlaşması göz önüne alındığında, bundan sonrasının da hızlı olacağını tahmin etmek zor değil. İşte bu yüzden tüm paydaşlar teknolojik ve içerik bazında, tüketici taleplerini ve onlara hizmet bedellerini ulaştırmada tek sesliliği sağlayabilmeli. Geldiğimiz noktada tüketiciler, birçok yeniliğe hazır görünüyor, bundan sonrası paydaşlara kalıyor. Bu konuda gerek operatörler, gerek bankalar, gerek bazı otomotiv şirketleri, kargo şirketleri gibi artırılabilecek birçok örnek var. Bu örnekler, cep telefonu üreticilerinin veya operatörlerin marketlerinde erişime ve kullanıma hazır.
TV’de kişisel etkileşim zamanı
Yakınsama, ilk akla gelen örneğiyle cep telefonlarında yenilik demek ama en önemli geleneği de kökünden değiştirdiği için olaya IPTV kadrajından bakmak da elzem. IPTV; temelde istenen içeriğin istenen zaman oluşturulması, buna ulaşımı ve bunun dağıtımı, paylaşımı da içeren bir yapı ortaya koyması. Bu yönüyle IPTV, etkileşim ve kişiselleştirme gibi son yılların iki büyük eğiliminin de en kapsamlı yansıması. IPTV, geleneksel televizyon alışkanlığını ortadan kaldıran bir olgu. Genel kanı; yakın bir gelecekte bu yayıncılık yapısının tüketicilerin de birincil tercihi olacağı yönünde. Çünkü bu yapı; izleyen, pasif olan izleyiciyi yapının içine dahil ediyor.
Burada televizyon ile kişisel etkileşim belirleyici. Yani izleyicisini ve onun tercihlerini, sevdiği programları bilen bir televizyon var karşımızda. Televizyon kumandası da sadece kanallar arasında gezinti ve ses ayarı için değil, sosyal medyaya giriş ve bir programla ilgili yorum yapma veya yorum bırakmanın, bir televizyon dizisinde hoşa giden bir kıyafeti tek bir tuşla alışveriş sepetine ekleyebilmenin de sırrı. İnternet ve televizyonu birleştirerek izleyicisine etkileşim imkanı sunan IPTV, dünyada giderek büyüyen bir fenomen. Patronun ‘gerçekten’ izleyici olduğu bu etkileşim yapısı ile yorum ve önerilerin de sürekli takip edilmesi gerektiği açıkça ortada. İşte bu da, teknolojilerdeki yakınsama, cihazlardaki gelişime ek olarak, geleneksel içerik yapısının da değişmesini gerekli kılıyor.
IPTV; bir taraftan telefonla konuşup, bir taraftan televizyon izleyip, bir taraftan müzik parçaları indirebilecek. Bu üç adım da tek ana cihazla ve tek fatura ile yapılabilecek. Genel kanı, bu bütünselliğin, tüketici tercihlerinde de belirleyici olacağı yönünde. IPTV yapısında ‘izle-öde’ sistemi de ön planda. Bu da tüketici tercihlerini, sevdikleri ve sevmedikleri yayınları anlamak, müşteri ilişkileri yönetimi ve içerik geliştirme adına kullanılabilecek çok önemli bir araç. Bu yapının gelişmesinde tüketici tercihlerinin geliştirilmesi, yayıncıların da içerik konusunda yenilikler yapması, televizyon üreticilerinin etkileşimli televizyon konusunda tüketici tercihlerini yönetebilmesi gerek. Yapı, ‘kitle’ iletişiminin yerini ‘bireysel’ iletişimin almasını sağlayacak. Standart cihazla her izleyici farklı yayınları, farklı içerikleri takip ve talep edecek.
Bu yönüyle yayıncıların yatırım maliyetlerinde artış da kaçınılmaz olacak. Ama IPTV abone sayısında beklenen istikrarlı artış, bu alanda yapılan çalışmalardan da istikrarlı ve yükselen bir gelir anlamına gelecek. Bu yapıda kral olan izleyici ve onun tercihi olan içerik. Bu yapı, genel reklam uygulamalarında farklılıkları ve yenilikleri, kişiye özel sunumları, kişiselleştirilmiş teklif ve örneğin ödeme planlarını ortaya koyacak.
Genişbant iletişim yapısının ve kapsamının yaygınlık kazanması, IPTV’nin gelişiminde de önemli bir paya sahip olacak.
Reklam, artık kanal değiştirten cinsten olmayacak
RTÜK verilerine göre, Türkiye’de radyo ve TV yayıncılık sektörü 18 milyon haneye ulaşıyor. Yine RTÜK kayıtlarındaki medya hizmet sağlayıcısı sayısı bin 300’ün üstünde. Bu yapıda kral olansa içerik. Bu, kaliteli içeriğin her platformda bir izleyici bulabileceğini ortaya koyarken, IPTV de, internetin daha da pazara erişen bir dağıtım aracı olmasını sağlayacak. Bu dağıtım platformu ile içerik, reklam yapısı gibi başlıklarda önemli değişimler hızlı bir biçimde kendini gösterecek.
Öte yandan, IPTV ile internet TV’yi de karıştırmamak gerek. IPTV; kapalı, kişiye özel bir TV yapısı ve içinde sosyal medyadan filme, spordan dizilere kadar tüm içerik kişiye, onun tercihlerine özel. İnternet TV’ye kıyasla sunulan ve gerek duyulan teknik özellikler de çok daha yüksek. Ama internet TV’yi bu yolda önemli bir ilk adım olarak tanımlamak yanlış olmaz.
Artık cep telefonuyla kaydedilen görüntü ve sesleri paylaşmak, genişbant internetin yaygınlığı ile bunların paylaşımının kolaylaşması geleneksel TV ve ses aktarım cihazlarının pabucunu dama atacak. Sabit ve mobil operatörlerin internet hizmeti sunmaya başlamaları bu yolda zaten önemli bir adım olmuştu ve IPTV, bunun birkaç adım ilerisini oluşturuyor.
Bu, genişbant internet hizmetine erişebilen kullanıcıların televizyon görüntüsünü de internet protokolü üzerinden dağıtan bir teknoloji. Yapıda ‘On Demand’ yani ‘isteğe bağlı içerik’ ile kullanıcının tercih ettiği ve ekrana yansıyan içerik kapsama alınırken, ‘triple play’, yani ‘üçlü oyun’ yapısında ise TV, internet ve telefon gibi iletişim ihtiyaçlarının tek bir paketle kapsama altına alınması hedefleniyor.
Bu yapının başarısında bahsettiğimiz gibi içerik kral. Ama yayın merkezinin yazılım ve güvenlik gibi bileşenleri, erişim sistemleri altyapısı gibi teknik başlıkları da hesaba katmak gerek. Zaten bu bileşenler, IPTV’nin yayılım hızında da belirleyici olan temel unsunlar. Bu yayın olgusu, kişiye kendini özel hissettirme özelliğine sahip. Arşivleme sistemi, istenen zamanda istenen şeyi izleyebilme ve paylaşabilme olanağı var. Ama bunun gelişimi, hizmet sağlayıcıların yatırımlarına, altyapı çalışmalarının geliştirilmesine ve hukuki düzenlemelerin eksiksiz biçimde hayata geçmesine bağlı.
Yayıncılık mantığında değişim
Geleneksel TV alışkanlığının IPTV ile ortadan kalktığı açıkça ortada. Bu yepyeni kitle iletişim aracının bireylerden ne kadar ilgi göreceği de bundan birkaç yıl önce bir soru işaretiyken, bugün hızlı kabul edileceğini göstermiş görünüyor. Tek yönlü iletişimin karşılıklı ve etkileşimli bir yapıya dönüşmesi, sosyal medyanın tadını alan bireylerin de tercih noktası. Yani IPTV; televizyon ve internet ilişkisinin giderek güçlendiğinin de kanıtı. Bu güçlenme; küresel bazda IPTV odaklı çalışmaların, yeniliklerin de birbirini izlemesini sağlıyor. Ses, veri ve görüntünün eş zamanlı sunumu ‘kullanıcıya hakimiyeti sunmak’ halini alıyor. Bu üçlü adımların tek faturada birleşmesi tüketici adına karmaşıklığı önlüyor.
Ödediğin kadar izle yapısının televizyondaki yansıması olan ‘Pay TV’ de IPTV bünyesinde yer alan bir yapı ve bazı sektör yetkililerine göre, IPTV’nin potansiyelini ölçmek adına önemli bir siftah oldu. Gelinen noktada ise, örneğin e-devlet uygulamaları da IPTV’den erişilebilir olacak. Varolan yapıda zaten kişi istediği zaman istediği dizi veya filmi izleyip, oyun oynayabiliyor veya istediği bilgilere erişebiliyor. Birçok sektör uzmanına göre bu, IPTV anlamında sadece ilk adımlar.
Bundan fazlası ve IPTV yapısında kapsamlı bir içerik pazarının oluşması, tüketici ilgisindeki artışa paralel artacak yatırımlara bağlı. Yatırımların artması ile kitle iletişiminde bireysele giden yol da güçlenmiş olacak. Daha doğrusu kitle iletişiminden ziyade, kitlesel sunumlar, bunun içinde belli segmentlerde bireysel sunumlar, tüm bunlar içinde bireysel tercihler ön planda olacak. İşte bu nedenle, aynı internet dünyasında olduğu gibi, büyük ölçekli internet sitelerinin yanında daha küçük ölçekli, hedef kitlesi belli siteler oluştuğu gibi, IPTV pazarında da yatırım maliyetlerinin makul seviyelere inmesi ile büyük ölçekten küçük ölçeğe yayılan bir içerik yayıncılığı hayat bulabilecek.
IPTV, televizyon izleme ve masanın öbür tarafında da yayıncılık alışkanlıklarını kökünden değiştirmeye son birkaç yılda başladı. Bunda cihaz üreticilerinin hamleleri ve yayıncıların bu konudaki adımlarının payı belirleyici. Ama belirttiğimiz gibi, bundan sonrasında çok daha geniş bir paydaş grubuna düşen, içerik, fiyatlandırma gibi başlıkları içeren konular var. Çünkü sektör yetkililerinin de dikkat çektiği gibi, IPTV protokolünde sınır yok. İnternet böylece bilgisayar veya cep telefonu ekranından kurtulurken, yayıncılık da çok farklı bir anlam ve kapsama kavuşuyor. Akşam TV programında neler olduğundan ziyade, bireyler kendi programlarına göre TV’de neleri izleyeceklerini, bunları izlemeyeceklerse de alternatiflerini kendileri saptayabilecek. Birey kendi içeriğini üretmese bile, istediği içeriği gerçek anlamda seçebiliyor olacak. İşte işin sadece TV yayıncılığındaki bu yönü, geleneksel TV reklamcılığını, reyting ölçümlerini de değişmek zorunda bırakacak. E-eğitim, e-devlet uygulamalarında da benzer köklü değişimlere hazır olmak gerekecek. Çünkü örneğin genele değil, kişiye özel bir eğitim platformu böylece hayal olmayacak.