Erişimde tam ve bütünsel kontrol esas olmalı
Pandemi dönemi ile birlikte sanallaştırılmış yapılara yönelik kurumsal ilgi doğal olarak arttı. Bu artışın arkasında güçlü, güvenilir bir mimari olması önemli. Citrix bu noktadaki çözümleriyle pandeminin çok öncesinden bu yana sanallaştırılmış uygulamalar ve masaüstü konusunda çalışmaları yerine getirebiliyordu. Pandemi dönemi ile hayat bulan yenilikleri ve stratejileri bir webinar ile VAS Bilişim BT Müdürü Cem Balık ile ele aldık.
VAD neleri kapsar? Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Citrix uzun yıllardır uzaktan eğitim teknolojilerine yönelik ürünler geliştiriyor. Tek ürün VAD değil. Artık bir ürünün başarılı olabilmesi için bir ekosisteme ihtiyaç var. Bu ekosistemde ürünü tamamlayan ürün ailesine ihtiyaç var. Sadece bir yerden erişmek yetmiyor, onu monitör de edebilmeli, proaktif çözümler de üretebilmeliyiz. Hatta bunu kontrol eden mekanizma da geliştirmek zorundayız.
Her birinin arkasında güvenliği de kurgulamak gerekiyor.
Günümüzde en çok konuşulan şeylerden bir tanesi; güvenlik. Büyük güvenlik üreticilerinin de haklandığı bir dönemdeyiz. Güvenlik bizim alanda çok zor bir kulvar. Kurumlar olarak elimizdeki en büyük silahları kullanmalı ve uygun politikalar oluşturmalıyız. Bunu yaparken kullanıcının üretkenliğine, rahat çalışabilmesine dikkat ederken veri güvenliğini de dikkat etmek gerekiyor. Bu kapsamda ilk olarak Citrix ürünlerinin nasıl bir kapsamda olduğunu, neleri içerdiğini, ekosistemin içerisinde neler olduğunu özetlemek istiyorum. Citrix ürün ve çözümlerini üç temel alana ayırıyoruz: Workspace, Analytics ve Networking. Workspace bizim çalışma ortamımız. Sanal uygulamalarımızın, desktop’ların yer aldığı alan. Networking buraya erişimi içeriyor. Bunun yanında Load Balancing, Verification Firewall gibi ADC ürün ailesi ve onu tamamlayan çözümlerin olduğu bölümümüz var. Analytics; hem desktop, hem de ADC yapısından alınan veriler AI teknolojisi ile birleştirip proaktif bir çözüm ve ürün ailesinin yer aldığı bölüm. İlerleyen günlerde Analytics bölümünün ön plana çıkacağını şimdiden söyleyebilirim.
Digital workspace aslında, pandemi ile birlikte çok sık kullanılmaya başlanan bir kavram. Digital workspace, birkaç ürünün bir araya gelmesiyle bir çözümü oluşturuyor. Citrix Digital Workspace’de kullanıcının güvenliğine, esnekliğine ve üretkenliğine fayda sağlayacak tüm ürünleri bir araya getirmeye alışıyoruz. Bunların en başında; sanal uygulamalar ve sanal desktop’lar geliyor. Bizim şirketimizin içerisindeki veri merkezinde çalışıp kullanıcının bilgisayarına ekran görüntüsünün gönderildiği, herhangi bir yerden, herhangi bir internet bağlantısı üzerinden uygulamalara erişebildiği alanımız. Şirketler olarak bunun yanında çok farklı uygulamalar kullanıyoruz. Çok önceden şirket içi uygulamalar kullanıyorduk. Bunlar sadece şirket içerisinden erişim sağlanabilen uygulamalardı. Sistem içerisinde çalışan Windows gibi uygulamalardı. Ancak çözümler ile birlikte uygulamalar değişti. SaaS adını verdiğimiz servis olarak sunulan çok fazla uygulama kullanıyoruz. Bu, bizim hayatımıza belirli bir kolaylık, zorluk getiriyor. Zorluk kısmında; gün içerisinde 15-20 tane uygulama ile çalışma zorunluluğu kullanıcılara getiriliyor, bunları tek bir platformda toplamak zor hale geliyor. Avantaj kısmında; tümünün kuruma sağladığı yetenekler, entegrasyon yetenekleri yer alıyor. Bunun içerisinde tek bir uygulama geliştirilip finans, üretim planlama onun içerisinde çalıştırılıyordu, diğer departmanlar oraya veri girebiliyorlardı. Ama bu uygulama, tüm departmanlarının gerekliliklerini sağlayacak yetkinlikte olmayabiliyordu. Artık ihtiyacımıza yönelik çözümleri modüller halinde kullanabiliyoruz. Citrix Digital Workspace, burayı da değerlendirip çözüm sunabiliyor. Son kullanıcılarını cihazları da bu alan içerisinde. Kullanıcılar sadece uygulamalar, desktop’lar aracılığıyla çalışmıyorlar. Dosyalar kullanıyorlar. Word, Excel, Outlook gibi uygulamaları kullanıyorlar. Onların paylaşımına ve bir arada çalışmaya çok ihtiyaç duyuyoruz. O alanlara bağlanacak bağlantı alanımız da var. ADSL hatları üzerinden, 3G/4G üzerinden bağlantı sağlıyoruz. Burada da verimliliği sağlayacak çözümü Citrix, ürün ailesi içerisinde bize sunuyor.
Bu da özgürlük demek, değil mi?
Aslında son kullanıcı cihazının bir önemi yok. Bu cihaz içerisindeki Citrix Digital Workspace uygulamasının olması, bizim için yeterli. Bu uygulama ile birlikte kullanıcılarımızı herhangi bir internet bağlantısı üzerinden kurum içerisindeki kaynaklarımıza, uygulamalara, dosya ve çözümlerin her birine eriştirebiliriz. Bunun yanında ürün ailemiz gelişiyor. Artık biz public cloud sağlayıcıları destekliyoruz. Bu noktada tüm servis sağlayıcılarla entegrasyonlar hazır durumda. Oracle, Azure, Amazon, Google Cloud vb. tümünde sanal uygulama, sanal desktop’ları tek bir noktadan yönetip bunlara erişebilir noktaya geliyoruz. Bunun en güzel kısımlarından bir tanesi; esneklik. Belirli bir platforma bağlı kalmıyoruz. O gün ihtiyaca en kolay şekilde uyum sağlayabilen çözümleri bir arada kullanabiliyoruz. Bir seçim yapmak zorunda değil. İstek dahilinde yarısı Azure, yarısı Amazon’da tutulabiliyor. Örneğin; Avrupa’da Amazon’un servisleri iyi değil olmaması noktasında farklı bir cloud’u kullanabiliyorum. IDC’nın yaptığı araştırmaya göre de kurumların cloud yönündeki seçeneklerinin tek bir platforma bağlı olmak değil, birden fazla bulut kullanma yönünde. Bu anlamda platform bize bir özgürlük sunuyor.