İsteksiz Matematikçi Darwin
Darwin, birçok yeteneği olmasına rağmen matematiğe ilgisiz biriydi. Hatta matematikten nefret ederdi. En basit matematiksel kuralları anlamadığını ve bunların bir faydası olmadığını düşünüyordu. Ancak, tarihin bir cilvesi ile matematiğe katkıda bulunmuş oldu!
Bir dağ çiçeği üzerinde çalışırken bunların bir kısmını başka benzer ama farklı çiçeklerle, bir kısmını ise kendi cinsinden çiçeklerle tohumladı. Aynı cinsten bitkilerin tohumlanmasının (döllenmesinin) iyi olmayacağını biliyordu. Ancak farklı cinslerin çiçekleri onun beklediğinden çok daha gür ve iriydiler! Üstelik bu farklılık bir tek nesilde ortaya çıkmıştı. Bunun bir rasgele gelişme olup olmadığını anlamak istiyordu. Yedi farklı cins çiçek üzerinde deneylerine devam etti ve her seferinde çok gür ve iri bitkiler elde etti. Bu sonuçların rasgele olup olmadığını matematiksel (istatiksel) olarak doğrulamak için analiz gerekiyordu. Böylece nefret ettiği matematiğe ihtiyacı oldu!
Bir kuzeninden yardım istedi: Francis Galton. Bir istatistikçi olan Galton, standart sapma kavramını bulan kişiydi. Ancak Galton ona pek yardımcı olamadı. Standart sapmayı hesapladılar ama Galton bunları yorumlayamadı. Galton, sadece az sayıda deney yaptığını ve belki 50 kadar deney yapıp sonuçlarına bakması gerektiğini Darwin’e söyledi.
Darwin’in problemini “bira” kısmen çözdü! The Guinnes bira şirketi ürettikleri biranın kalitesini ucuz bir şekilde monitör etmek için bir Oxford mezunu genç bir matematikçi William Gosset’e bir görev verdi. Gosset rasgele olaylarla sürekli olayları ayıran bir metot buldu ve bu metot bu gün bile kullanılmaktadır. Guinnes firması Gosset’in metodunu yayınlamasına izin vermedikleri için o da “Student” ismi adı altında yayınladı; bu metot bu yüzden Student’s Test adı altında bilinmekte!
Ancak Gosset’in testi Darwin’e pek yardımcı olmadı. Metodu uygulayınca, gür çiçeklerin rasgele oluşma ihtimali yüzde 5 çıktı; bu sonuç yeteri kadar itimat vermiyor. Ancak Gosset’in analiz metodu deney sonuçlarını tekdüze bir şekilde dikkate alıyordu.
10 yıl kadar sonra başka bir istatistikçi Ronald Fisher, Darwin’in deneylerini çok dikkatli yaptığını ve çiçekleri ikili bir şekilde eşleyerek sonuçları elde ettiğini fark etti. Fisher kendi analiz metodunu bu eşlemeleri de dikkate alarak uygulayınca gür çiçeklerin rasgele oluşma ihtimalini yüzde 0,01 olarak elde etti. Bu da rasgele olmadıklarının yeteri kadar inandırıcı bir ispatı tabii.
Darwin, ikili eşleme metoduyla farkında olmadan istatistiğe çok önemli bir katkıda bulunmuş oldu! Darwin’in ikili eşleme metodu, bu gün istatistik bilimi içinde Experimental Design dediğimiz geniş ve önemli bir alanın doğmasına neden oldu.