Bulutta evrim
Dijitalleşme özellikle son 1 yılda pandemi etkisiyle hız kazanan bir konsept. Bu konseptin önemli bir temeli olan bulut bilişim ise 5G, yapay zeka ve makine öğrenmesi, analitik gibi başlıklarla kurumsal verim ve veri işleme hızını, rekabet avantajı ve istihdamın verimini beraberinde getiriyor. İş süreçleri entegrasyonuna dahil olan bu konsept “Yüksek Performanslı Bulut Bilişim 2021” dijital etkinliğinde ele alındı.
Yüksek Performanslı Bulut Bilişim 2021 dijital etkinliği, Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB) Teknoloji Müdürü ve Bilgi Teknolojileri Derneği (BiTekDer) Yönetim Kurulu Üyesi Engin Işık’ın “Geleceğin Bulut Stratejileri” başlıklı sunumuyla başladı. Pandemi ile birlikte hemen hemen her sektörde dijitalleşmenin öneminin bir kez daha ortaya çıktığına, dolaylı olarak bu sürecin bulut hizmetlerini tetiklediğine işaret ederek sözlerine başlayan Engin Işık, Gartner’ın yaptığı bir çalışmaya göre 2025 yılına kadar şu anda kurumsal olarak üretilen verilerin yaklaşık yüzde 75’inin bulut üzerinde oluşturulup işleneceği tahminine dikkat çekti. Genel bulut yapısını ve özel bulutu tanımlayan Engin Işık, “Topluluk bulutu; bulut altyapısının güvenli politikalarla gizlilik gibi değerleri benzer olan, birlikte hareket eden kurum-kuruluşlara paylaştırılmış halidir. En iyi örnek olarak da, ülkemizde kullandığımız e-Devlet uygulamaları gösterilebilir” dedi. Hibrit bulut ise Engin Işık’a göre, günümüzde en çok tercih edilecek, fayda sağlanacak bulut konumunda. Özel bulutun ölçeklenebilirliğini genel bulutun maliyet avantajı ile elde etmek olarak hibrit bulut öne çıkıyor. Engin Işık’ın belirttiği gibi, şirketler müşteri etkileşimlerini genel bulut üzerinde barındırabilirken, şirket verilerini özel bulut ortamında barındırabilirler. Bu noktada IaaS, PaaS, SaaS konseptlerini katılımcılara örnekleyen ve yönetilebilir hizmetler kavramının da gelişimine işaret eden Engin Işık, herkesin aklında oluşan bulut resmini ortaya çıkaran temel kavram olarak hiper ölçekli veri merkezlerini gösterdi. Buna göre, veri merkezi endüstrisinde dünya çapındaki ana trend yıllardır hiper ölçekli veri merkezleri olarak adlandırılan çok büyük veri merkezlerinin ölçek ekonomisi ile yönlendiriliyordu. Pandemiye rağmen çok hızlı bir büyümenin gerçekleştiği görülürken, Engin Işık, “Bu tesislerin yüzde 39’u Amerika’da, yüzde 10’u Çin’de, geri kalanları Japonya, Almanya, İngiltere, Kanada, Hindistan, Singapur gibi ülkelere dağılmış durumda” dedi.
Veri miktarı 5G ile kat be kat büyüyecek
Bu noktada bazı trendler, mimaride öngörülebilir bir değişikliğe yol açacak. Işık’a göre, bunların başında IoT ve 5G yapılanması geliyor. “Bizim de kurum olarak son 1 yılda üzerinde çalışmalarda bulunduğumuz, diğerlerine göre daha fazla değinmek istediğim konu; ‘edge computing” diyen Engin Işık’a göre, bu konseptte verilerin oluşturduğu, tüketildiği yerlerde bulunan mikro veri merkezlerine yönelen bir trend oluşuyor. Globalde yoğun çalışmalar yapılırken, ülkemizde de bu veri bütünlüğü sağlanıyor. “Sınır Veri Merkezi” olarak adlandırabilecek bu yapılarda, büyük bir veri merkezinden ziyade daha küçük ve butik yapılar ortaya çıkıyor. Sınır bilişim yapısının, 5G ile beraber daha da hayatımıza girecek bir konu olduğuna dikkat çeken Engin Işık, 5G ile oluşturulan, aktarılan veri miktarında çok yüksek artışlar meydana geleceği gerçeğine dikkat çekti. Işık, akıllı şehirler, IoT, drone ile teslimat gibi tüm hizmet süreçleri ile 5G’nin işlemlerini gerçekleştirmek için edge computing yapılarına bağların da güçleneceğine işaret etti. “Bu, Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiren bir konu. Çünkü ülkemizdeki mikro veri merkezi olarak kabul edilebilecek orta ölçekli veri merkezleri bu yapıları ASP’ler tarafından domine ediyor. Bu sağlayıcılar bir altyapıya, bu yapının oluşturulması için gerekli tesislere de sahipler. Bu firmalar, sınır bilişimin öncüleri olacaklardır. Arkalarındaki ticari veri merkezi, 5G ile birlikte çok hızlı hareket etme kabiliyetlerinin oluşacağını öngörüyoruz” beklentisini vurgulayan Engin Işık, şöyle devam etti:
Uç noktaların gücü önemini artıracak
“5G, bir veri merkezi teknolojisi değil, ama veri merkezi trendlerini etkileyecek bir katalizör görevi görecek. 5G’nin büyümesine bağlı olarak sınır veri merkezlerine olan talep, mevcut veri merkezlerine olan talepten önemli ölçüde farklılık gösterecektir. 5G bu noktada bir katalizör görevi göreceği için edge computing, kuantum bilişim tarafını tetikleyecek bir yapı olacaktır. Robotlar, yapay zeka ve otomasyon kavramları her zaman karşımıza çıkıyor. Bu kavramlar, veri merkezleri için de çok önemli hale geldi. Doğru becerilere sahip kişileri işe almak, bu kişileri iş yerinde tutmak ciddi bir zorluk haline geldi. Bu durum pandemi ile daha ön plana çıktı. Bulut güvenliği de güncelliğini koruyan bir konu. Bulut bilişim yaygın kullanım olanakları sayesinde dünyadaki işletme ve tüketici pazarlarını en hızlı şekilde ele geçiren pazarlardan biri oldu. Görece kısa bir süre içerisinde esneklik, çeviklik ve maliyet tasarrufu konularındaki başarısı ile BT ve işletme stratejilerinin önemli bir parçası haline geldi. Bulut bilişim yakın gelecekte de gelişen teknolojilerin entegrasyonunu sağlamaya ve yeni iş modellerini stratejik bir avantaj olarak şekillendirmeye devam edecek. Gün geçtikçe daha fazla şirket IaaS, SaaS, PaaS veya hibrit bulut çözümlerinden yararlanan kurumsal sistemlere yatırımlar yapmakta. Bu ortamlar birçok fayda sağlarken, aynı zamanda bilgi yönetimi, güvenlik, kişisel veriler gibi alanlarda riskler meydana getiriyor. Bu dönüşümün bir parçası olarak risk ve kontrollerin herhangi bir yeni iş sürecine dahil edilmesini sağlamak gündemde yer alan etkenlerden biri.”
İşi servis sağlayıcıya bırakın
“Yüksek Altyapılı Bulut Teknolojileri Kullanmanın Yararları” başlıklı sunumuyla Arena Bilgisayar Bulut Proje Yöneticisi Onur Tandoğan, Microsoft Azure odağında, buradaki servislerin sağlayabileceği katma değerler ile alakalı hibrit mimarileri değerlendirdi. Hibrit modellerin öne çıkacağına işaret eden ve burada PaaS mimarilerinin belirleyici önemine dikkat çeken Onur Tandoğan, ekledi: “PaaS tarafı, ilgili seviyelere gelme durumunda yük genişletme ya da daraltma gibi anlık mimariler kurmanızı sağlıyor, ayarlamalarını da gerçekleştirebiliyor. Bu noktada siz sadece kendi altyapılarınızla ilgileniyor, arka planda tamamen servis aldığınız sağlayıcıya teslim ediyorsunuz.”
PaaS’ta binden fazla servis var ve Onur Tandoğan’ın belirttiği gibi, tüm sağlayıcıları dahil edince çok daha fazlası gündeme geliyor. “Sadece Microsoft tarafında binden fazla servis var. Bu yapı, 5G, IoT ile birlikte çok daha büyüyecek” diyen Onur Tandoğan’ın dikkat çektiği gibi, 5G’nin varlığı ile birlikte verinin analizi, raporlanması, buna göre aksiyonların alınması öne çıkacak. Klasik mimariler ise artık ekstra bir külfet ve yatırım maliyeti getirecek.
“Herhangi bir depolama bağımlılığı, kaynak sıkıntısı yaşamadan istediğiniz kadar veriyi, istediğiniz veri tabanında analiz edip raporlayarak arka planda analitik araçlarla makine öğrenmesi algoritmalarla şekillendiriyorsunuz” örneğini veren Tandoğan, şu vurguyu yaptı: “Günün sonunda bir altyapı mimarisi kurmak ve yönetmekle ilgilenmiyorsunuz. Servis sağlayıcı bunu sağlarken, siz sadece işinizle ilgileniyorsunuz.”
Hiper bütünleşik altyapı güç kazanacak
“PaaS daha hızlıdır, daha ucuzdur ve daha az risklidir” sloganlarıyla yola çıkılıyor ve Tandoğan’ın belirttiği gibi, PaaS’ta bir mimari dakikalar içerisinde oluşturulabiliyor. Kullandıkça ödeme yapıldığı için de bir yatırım yapmaya gerek yok. Genel ve özel bulut ortamlarının geçen 1 yıl içinde çok hızlı bir şekilde birleşmeye başladığına işaret eden Onur Tandoğan, şöyle devam etti:
“Türkiye bazında çok fazla hiper bütünleşik altyapı kullanan firmalar yok. Klasik mimariler kullanılıyor. Hiper tümleşik yapı kullanılsa dahi günün sonunda sanal makineler üzerinde çalışıyoruz. Sanal makineler üzerindeki servislerin yönetimi, bunları sürekliliğini sağlamak bize kalıyor. Yapay zeka, yüz tanıma, ses tanıma gibi bilişsel sistemlerin altyapılarının kurulması ciddi bir maliyet ve üçüncü parti yazılımlar gerektiriyor. Bu noktada genel bulut, klasik altyapı mimarinizi doğrudan Azure ya da diğer sağlayıcılara bağlayarak hazır servisleri kullanma avantajları sağlıyor. Azure Hybrid Concept adı verilen 4-5 tool’un bir araya gelip sisteminizi doğrudan bir hibrit mimariye çevirme yöntemi mevcut. Verilerinizi yurtdışına çıkarma ile ilgili kaygılarınız olmasına rağmen Azure kullanmak istiyorsanız, mevcut altyapınızı bir Azure Stack konsepti ile Azure altyapısına çevirebiliyorsunuz. Ekstra bir kaynağa ihtiyacınız olduğunda sahip olduğunuz Azure aboneliğiniz size bunu sağlıyor.”
Risklere karşı hazır olmak gerek
Günümüzde halihazırda önemli olan bulut servislerin ilerleyen süreçte önemini daha da artıracağı herkesin hemfikir olduğu bir geçek. Bu gerçeğe odaklanan “Dijital Dünyanın Yaşam Platformu: Bulut Sistemler” başlıklı panel, etkinliğin de son adımı oldu. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Danışmanı Galip Zerey‘in yönettiği panelin konuşmacıları ise AvivaSA Emeklilik ve Hayat Bilgi Güvenliği ve Uyum Lideri Gülçin Aktaş, Alo-Tech Kurucusu ve CTO’su İdris Avcı, SAASPASS Kurucu Ortağı ve Genel Müdür Yardımcısı Ömer Faruk Karataş ve LINBIT Çözüm Mimarı Yusuf Yıldız oldu. Bulut sistemleri ile öne çıkan veri merkezleri kapsamında internet değişim noktaları ve fiber altyapı da önem kazanıyor. Bu gibi başlıklardaki sorunları çözme çabasına odaklanan panelistlere göre, bulut bilişimin Türkiye’de de hızlı gelişimini sağlayan birçok faktör var. Ancak bulut bilişimle birlikte veri güvenliği ve çeşitlenen siber saldırılara karşı duruş, ayrıca yasal düzenlemelere uyum da önemli gereklilikler.