TÜBİTAK MAM Gemisi deprem araştırmalarına katkı verecek
30 Ekim 2020’de Ege Denizi’nde meydana gelen depremin ardından, Kuşadası Körfezi’ne karadan uzanan fayların depremselliğini araştırmak üzere kolları sıvayan TÜBİTAK’ın başlattığı ‘Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin ve Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleri ile Belirlenmesi Projesi’ kapsamında görev alan TÜBİTAK MAM Gemisi, İzmir Alsancak Limanı’ndan demir alarak 10 gün sürecek seferine 31 Mayıs tarihinde başladı.
TÜBİTAK MAM Gemisi’ni seferine Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal uğurladı. Kacır, 30 Ekim 2020 tarihinde Ege Denizi’nde meydana gelen depremde 117 vatandaşın vefat ettiğini, 1034 vatandaşın da yaralandığını hatırlattı. TÜBİTAK’ın, son dönemde yürüttüğü çalışmalarda, ülkemizin aynı alanda çalışan, farklı üniversitelerde görev yapan araştırmacılarını bir arada desteklemeye gayret ettiğine dikkat çeken Kacır, bunun son örneğinin, 20’ye yakın bilimsel araştırma projesinde 500’e yakın araştırmacının bir araya getirildiği ‘COVID-19 Platformu’nda gözlendiğini ifade etti.
Hâlihazırda Antarktika seferlerinde de ülkemizin farklı üniversitelerindeki bilim insanlarının bir araya getirildiğinin altını çizen Kacır, “Bugün burada bu seferde de, 4 farklı üniversitemizden; İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nden araştırmacılarımız, AFAD ve Deniz Kuvvetlerimizin de destekleriyle, bu araştırmayı gerçekleştirecek.
Jeoloji, jeofizik ve su altı araştırmalarında çalışmalarını sürdüren bilim insanlarımızı bir araya getirmiş olacağız” açıklamasını yaptı. TÜBİTAK MAM Gemisi’nin bugüne kadar pek çok çalışmada, özellikle çevreyle ilgili araştırma projelerinde önemli sorumluluklar üstlendiğine işaret eden Kacır, “Bu sefer vesilesiyle, deprem araştırmalarına da bu gemimizle nitelikli gelişmiş cihaz ve ekipmanlarımızla katkı vermeye çalışacağız” dedi. Bu sefer neticesinde elde edilecek bilimsel çıktıların uluslararası platformlarda da paylaşılacağını ve ülkemizin bu alanlardaki yetkinliğinin tüm uluslararası platformlarda incelenme, gözlenme şansına sahip olacağını belirten Kacır, “Bu seferin sonrasında da 2 yıla yakın bir süre bu çalışmaları sürdüreceğiz. Ülkemizin depreme hazırlık anlamındaki bilimsel çalışmalarına katkılar sunmaya devam edeceğiz” dedi.
Aktif fay hatlarının denizdeki izlerini bulacağız
Depremin karadaki izlerini takip etme konusundaki yetkinliğimize dikkat çeken Prof. Dr. Mandal, “Biz, aktif faylarımızı, depremin karadaki izlerini iyi takip ediyoruz. Bu bölgeyi iyi tanıdığımızı düşünüyoruz. Ama denizden gelen süreçte, bu boyutta yeterli bir bilgiye sahip değiliz. Bu konudaki hedefimiz; öncelikle birinci seferde, denizdeki aktif fay hatlarının, karadan başlayan Kuşadası’ndaki aktif fay hatlarının denizdeki izlerini bulacağız. Hem jeofizik hem de jeoloji alanındaki yetkin hocalarımız, süreçte birlikte yer alacaklar” şeklinde konuştu.
Seferde 11 araştırmacının, 12 de mürettebatın olduğunu belirten Prof. Dr. Mandal, bunun dışında sahada, üniversitelerde, laboratuvarlarda bu sonuçları bekleyip, onları hemen hızlıca irdeleyip, kamuoyuyla paylaşmak üzere görev alan toplamda 40 kişilik bir proje ekibinin, 2 yıl boyunca çalışacağını kaydetti. Prof. Dr. Mandal, “Ülkemizin bu alandaki çalışmaları başka ülke kaynaklarından değil, kendi ülkemizin ürettiği verilerle sağlanacak ve gelecekte karşılaşabileceğimiz depremlere çok daha hazırlıklı olmamız için bilimsel temelli bir çalışma gerçekleşmiş olacak” değerlendirmesini yaptı.