Biyometrik pasaport kargaşası sürüyor
Türkiye’nin uluslararası anlaşmalar çerçevesinde 1 Nisan 2010’dan itibaren biyometrik pasaporta geçme taahhüdü bulunuyor. Fakat bu konudaki çalışmalar henüz tamamlanmış değil. Konu ile ilgili bugüne kadar açılan üç ihale de iptal edildiği için yeni pasaportların Nisan ayına yetişmesi mümkün görünmüyor.Türkiye, 1999’da Chicago Konvansiyonu’na imza atarak 1 Nisan 2010’da biyometrik pasaporta geçme taahhüdünde bulunmuştu. Türkiye, bu konudaki ilk adımları 2004 yılında atmasına karşın biyometrik pasaport ihalesi bugüne kadar üç kez iptal edildi. Son olarak Türk-Malezya ortaklığındaki Kunt Elektronik – IRIS Technologies aldığı ihale geçtiğimiz yıl Eylül ayında iptal edilmişti.
İhalenin iptalinin ardından İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’nın ortak çalışması sonucu biyometrik pasaportların Darphane tarafından basılmasına karar verildi ve biyometrik pasaportların 2010 yılı yaz aylarında tamamlanması öngörüldü.
Kıymetli evrak olmasından dolayı biyometrik pasaportlar konusundaki hummalı çalışma Darphane tarafından yürütülüyor. Biyometrik pasaportlarda AB ülkelerinde kullanılan ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü) standardının, esas olması öngörülüyor. Pasaportun ait olduğu kişinin tüm bilgilerinin yer alacağı yongalar aynı zamanda tüm optik okuyucular tarafından tanınacak.
Güvenlik tartışmaları
Bugün Türkiye’de kullanılan pasaportlar güvenlik açısından dünyanın en riskli pasaportları arasında yer alıyor. Pasaportlar, daktilo ve yazıcılarla üzerine fotoğraflar yapıştırılarak üretiliyor. Birçok ülkede biyometrik pasaport kullanılıyor. Türkiye henüz biyometrik pasaporta geçmemişken dünya biyometrik pasaportların güvenlik açıklarını tartışıyor ve yeni arayışlara gidiyor. İngiltere biyometrik pasaportların kırılabileceğini kanıtlamış durumda. Son olarak Suudi Arabistan’da öldürülen Hamas Lideri’nin sahte biyometrik pasaportlu ajanlar tarafından öldürüldüğü iddiaları ortaya atılmıştı.
Almanya güvenli bulmuyor
Önceki hafta Almanya’daki CeBIT Fuarı’nda yer alan ve biyometrik pasaport alanında teknolojiler geliştiren Bundes Druckerei şirketi, teknolojik olarak hazır olmasına rağmen, Almanya’nın ulusal güvenlik stratejisinde biyometrik pasaportun yer almadığı ve güvenli bulunmadığını açıkladı.
Türkiye’de yapılması planlanan yongalı pasaportlarda vatandaşların parmak izlerinin alınması ve yongalara kaydedilmesi öngörülüyor. Sadece bu açıdan bakıldığında bile parmakizi teknolojileri oldukça geride kalmış durumda. Dünya bu konuda avuçiçi ve iris teknolojilerine yöneliyor ve daha güvenli pasaportlar için çalışmalarını sürdürüyor.
Vatandaş için sıkıntı doğurabilir
İşin diğer tarafında ise vatandaşları bekleyen sıkıntılar yatıyor. Türkiye’nin imzaladığı Chicago Konvansiyonu ve AB tarafından açıklanan eski pasaportlar için tek banko uygulaması vatandaşlara uzun kuyruklarda sıra beklemesine sebep olabilecek. Tabi güvenlik sebebiylede geçişlerde yaşanacak sıkıntılar da göz önüne alınırsa, bu konuda ne tür yol izleneceği merak konusu. Yetkililer tarafından Chicago Konvansiyonu’na uyulmamasının ne gibi sonuçlar doğuracağı net olarak açıklanmamış durumda.
Eski pasaportlar yenilenebilecek
Yetkililerin yaptığı açıklama şu an için Darphane tarafından yürütülen basım çalışmalarının devam ettiği yönünde ve biyometrik pasaportlar tamamlandığında vatandaşlar pasaport yenileme işlemlerini gerçekleştirebilecekler ve yeni pasaportlarını alabilecekler. Eski pasaportların değiştirilmesine yönelik herhangi bir yaptırım olmayacak. Valiliklere ya da emniyete yapılan başvurularda vatandaşların parmak izleri alınacak. Pasaportların 10 yıl geçerlilik süresi olması beklenirken biyometrik pasaportların ücretlerinin de eski pasaportlara göre yüksek olması öngörülüyor. Halen kullanılan pasaportun süresi de biyometrik pasaport ücretinden düşülecek.