2013’te telekom sektörünü neler bekliyor?
Dünya GSM Birliği’nin düzenlediği, 25 Şubat 2013 tarihinde yine Barcelona’da başlayacak Mobil Dünya Kongresi’ne sayılı günler kaldı. 5 milyar kullanıcıyla yeryüzünün en yaygın teknolojilerinden biri olma başarısını yakalamış GSM için üreticisi, operatörü, kullanıcısı dahil onbinlerce ziyaretçi her yıl olduğu gibi bu yıl da orada olacak ve sektördeki gelişmeleri tanımaya ya da tanıtmaya çalışacak. Ancak, diğer yıllardan farklı olarak, bu yılın başında 25 kişilik GSMA Yönetim Kurulu’na girmeyi başaran AVEA dünyanın en büyüklerinin de aralarında olduğu öteki 24 üye ile birlikte etkinlikte ev sahibi konumunda yerini alacak.
Bu yıl önce Avrupa’da, sonra da dünyada rekabetin daha da kızışacağı ve fiyatların daha da gerileyeceği düşünülüyor. Özellikle ellerinde geniş müşteri portföyü tutan büyük operatörler, müşteri kaybını engellemek için kazançlarından çok fedakarlık edecek gibi görünüyor. Artan veri ve uluslararası dolaşım trafiği için fiyat savaşları alabildiğine acımasızlaşacak. Bu bir anlamda, mobile operatörlerin intihar kararı gibi de algılanabilir. Her ne kadar kısa vadede, bu savaştan kullanıcılar kazançlı çıkacakmış gibi gözükse de orta ve uzun vadede yüksek teknolojiye aralıksız yatırım yapmak zorunda olan operatörlerin söz konusu yatırımları zamanında yapamamalarına neden olabilecek. Servislerin kalitesi etkilenecek. Teknolojiyi zamanında kullanan ve kullanamayan ülkeler arasında uçurumlar oluşmaya başlayacak. Gidişatı göstermek açısından Danimarka örneğine bakmak yeterli olur. Artık, bir Danimarkalı için bir ay boyunca yaptığı ses görüşmeleri ve veri iletişimi için ödediği ortalama bedel iki şişe meşrubat fiyatına kadar geriledi.
Rekabet
Rekabette fiyat bazında savaş alabildiğine sürerken teknolojik hamle yapmak isteyen operatörler son bir hamle ile LTE’ye sarıldılar. GSA’nın (Global mobile Suppliers Association) Ocak 2013’teki verilerine göre 66 ülkede 145 operatör müşterilerine ticari olarak LTE kullandırmaya başladı. Tümünün ortak bir rüyası var. Yeni teknoloji yeni fiyatlarla sunulabilir, böylece dibe vuran fiyatlar biraz olsun yukarı çekilebilir. Ancak rüya bazıları için şimdiden kabusa dönmüş durumda. Değil fiyatları yukarı çekmek, LTE yatırımı yüzünden bilançolarını bile bozanların sayısı hayli kabarık. Fakat, artık iş öyle bir noktaya geldi ki; operatörleri bu duruma rağmen LTE’ye ilgi göstermekten alıkoyacak hiç bir şey henüz yok. 2001 ile 2003 yılları arasındaki uçuk lisan bedelleri geçmişte kalmış olsa da, şimdi, hem üreticiler, hem operatörler, hem düzenleyici kuruluşlar ülke çapında tek bir LTE altyapısının kurulup, tüm operatörlerinin ortaklaşa kullanılabileceği iş modelleri üzerine konuşuyorlar. Buna ‘light consolidation’ adı veriliyor. Eğer bu modeller de kurtarmazsa kaçınılmaz olarak operatörler arasında birbirlerini satın almalar ya da birleşmeler göreceğiz.
Akıllı cihazlar
Operatörleri sıkıntıya düşüren bir başka rekabet alanı da özel kampanyalarla müşterilere pazarladıkları akıllı telefonlar oluyor. Samsung Galaxy S3, Apple iPhone 5, Nokia Lumia 929 gibi cihazların üreticileri açısından olumlu karşılanabilecek bu kampanyalar, operatörlerin cihaz bedellerinin bir kısmını isteksiz de olsa üstlenmelerini zorunlu kılıyor.
Genişbant
Operatörler bütün bu olumsuzlukları yaşarken, politikacılar vatandaşlarına hep daha da hızlı İnternet erişimi vaad ediyorlar. Avrupa Birliği politikacıları, 27 ülkede yarım milyar insanın yaşadığı evlerin %50’sine götürmek için çabaladıkları 100 Mbps fiberi adeta Avrupa’yı ekonomik krizden kurtaracak mesih gibi görüyor. Kullanıcılara pembe gözlükler dağıtıp, ‘Fiber gelecek, dertler bitecek’ dedirtmeye çalışıyorlar. Oysa, fiber yatırımı nükleer enerji yatırımlarından sonra gelen, dünyanın en pahalı yatırımı. Geri dönüşü çeyrek asırdan başlıyor. Bakım ve onarım masrafları çok yüksek. Yeraltından ve korumalı olarak döşenmesi gerektiği için havai hatların ya da mobil iletişim antenlerinin esnekliğine sahip değil. Bu kadar zorlu bir yatırıma, uzunca bir zamandır, politikacıların bütün ısrarına karşın ‘evet’ deyip kazma vuran bir AB üyesi operatörü ortaya çıkmıyor. Üstelik kurulacak fiber altyapısı için taşın altına elini koymaktan sakınan İnternet şirketleri onu bedavaya kullanmak üzere sırada beklerken, yatırımcıların cesareti iyiden iyiye kırılıyor. Kimi akıllı politikacılar, gidişatı gördükleri için herkesin kazanacağı (win-win) çözümler bulmaya çalışıyorlar. Akıllı (smart) düzenlemeler ve teşvikler getirmeye çabalıyorlar. İnternet şirketlerini de ikna ederek oyun alanı içine çekmeğe uğraşıyorlar. 2013 yılı bu tür girişimlerin netice verip vermediğini de gösteren bir yıl olacak.
Sanal operatörler
Avrupa’daki acımasız rekabetten uzakta yaşayan Amerikalı operatörler için 2013 farklı olabilir. Bugün 5,5 milyon nüfuslu Danimarka’daki operatör sayısı kadar operatöre sahipken, Düzenleyici Kurum, FCC’nin MVNO’ları desteklemesi ile operatör sayısı artabilir. Yine de AB’de 27 ülkede faaliyet gösteren 117 operatör sayısına ulaşılması elbette mümkün değil. Bu da Amerikalı mevcut operatörleri yutulacak lokma olmaktan koruyor. Şimdiye kadar piyasaya girmeye çalışan Sprint Nextel, MetroPCS, Clearwire ve benzerlerinin niye tutunamadıklarına cevap olarak WiMAX ya da CDMA gibi geleceği olmayan teknolojileri seçmiş olmaları da gösterilebilir. Artık, şimdi rekabeti artırmanın tek yolu, GSM, 3G ve LTE teknolojilerinde mücadele verecek MVNO’lardan geçecek gibi duruyor. 2013’te operasyona geçer mi, bilinmez ama Amerika’da MVNO için en kuvvetli aday şu an için Facebook deniyor.
İnternet şirketleri
2012 İnternet şirketlerinin yılı oldu. Google başta olmak üzere, Facebook, Apple, Yahoo, YouTube ve diğerleri büyük başarılar elde ettiler. 2013’te bu şirketler kaliteye ağırlık verecek. Bunun için altyapıyı elinde bulunduran operatörler ile masa etrafında biraraya gelip yeni iş modellerini konuşacaklar.
Görüldüğü gibi, 2013 zorlu bir yıl olacak. Kimbilir, Mobil Dünya Kongresi’nde bu yıl sergilenecekler belki de zorlukların kolayca aşılmasına yarayacak.
Not: Strand Consult’ın Analizlerinden yararlanılmıştır.