Donanım nedir?
En beğendiğim tariflerden bir, “yazılım çuvalladığı vakit bilgisayarın yumruklanacak kısmına donanım denir” şeklinde.
Altı yıl oluyor, otomobilimin kontağını kapatıp anahtarı kilitten aldığımda bile motorun çalışmayı sürdürdüğünü görünce “yazılım arızası” diye servise götürdüm. Teknisyen, içinden “ukala” diye geçirmiştir, “kontak kilidi bozulmuş değiştireceğiz” dedi. Halbuki, arabam, İskandinav ülkeleri için yapılmış uzaktan kumanda ile motor çalıştırıp aracın ısınmasını ve buzlarının çözülmesini sağlayan opsiyona geçmiş ve oradan çıkamıyordu. Göstergesinde buna ilişkin mesajlar vardı. Öğlen, servisten bir telefon geldi. Kilit değişmiş ama bir şey düzelmemişti. Teknisyen, “Abi ne demiştin?” diye soruyordu. Bu sefer “Tercihlerimi yedekle, aküyü sök, tekrar tak, tercihlerimi geri yükle” önerimi dinledi, yarım saat sonra “arabanız hazır” diye aradı. Sözün özü, yazılım arızası, dünya devi şirket ürünlerinde de oluyor.
Son örnek, geçen haftaki yazımda örnek gösterdiğim bankacılık sektöründen. Önde gelen bir bankamız, internet bankacılığı yüzünü yeniliyor. Anlaşılan tüm yazılım güncelleniyor. Pazartesi baktım, internetten vadeli hesap açamıyorum. Çağrı merkezi, genel arıza var dedi. Akşama arıza sürüyor. e-Posta ile şikayet yazdım. “Giderildi” yanıtı geldi ama gene hesap açamıyorum. Sonunda anlaşıldı. “Ortak hesap”ların internetten vadeli hesap açılışı çalışmıyormuş. Bu, bir banka için “yangın” demek. Çarşamba, “bir haftaya kadar giderilir” beklentisi dile getirildi. Bu ise, bir banka için intihar demek. Eski sisteme dönüş (roll back) köprüleri atılmış olmalı. Zamanında, tasarladığımız ürünlerin sınama, doğrulama, zorlama deneylerini çok özenle yapardık. Sahaya uygulamaya gidildiğinde eski sisteme geri dönüş mutlaka her aşamada mümkün kılınırdı. Ne oluyor? Yazılımda ipin ucu kaçıyor mu?
Eğer bu tür beceriksizliklerle bezenmiş uygulamalar yapılacaksa, vazgeçtim, geçen hafta dile getirdiğim e-Devlet uygulamalarındaki beklentilerimi geri alıyorum, ikinci dalga falan olmasın.