“Sofistikasyon”
Dünyada en karmaşık (sofistike) ürünleri İsviçre üretiyor. En yalın olanları da Nijerya. Birincisine 100, diğerine 0 puan verirseniz ve sıralamaya bakarsanız, Türkiye 14. sırada ve puanı 69; 15 ve 16. sırada aynı puanla Rusya ve Hindistan var, ardından 68 puanla Suudi Arabistan geliyor. Aşağı doğru gidildiğinde bir eşitlik gözlenmesine karşılık, yukarı doğru, Türkiye’nin komşusu Kanada 80 puanda. Meksika ve Çin 83’er puanla ondan yukarıda. Türkiye, yukarı doğru oluşmuş bu eşiği bir türlü aşamıyor. Aşmak, orta düzey teknolojilerden ileri teknolojilere geçmek demek.
TEPAV tarafından derlenmiş başka bir grafiğe bakıyorum, PISA değerlendirmesinde 5 ve 6 puan alan öğrencilerin toplam öğrenciler arasındaki yüzdesi 1,5 gibi. Bu oran Çin’de 24 (on beş kat). Çin’in ihracatı içerisinde ileri teknoloji gerektiren ürünlerin oranı yüzde 28 gibi, bizimki yüzde 2’nin altında sürünüyor. Bir Trakya deyişi vardır: “ne kadar köfte, o kadar ekmek!”. Sıçramaya devam, ama boyumuz uzamazsa, zor aşarız eşiği.
Sanayimiz, yalın ürünlerden daha karmaşık olanlara geçmekte daha cesur olmalı. Kanımca, Ar-Ge teşviklerinde sofistikasyon derecesine bakılmalı (bunun uluslararası kabul görmüş ölçüm mekanizması var) ve yalın ürünlere daha az teşvik verilmeli. Sistemler, ürünlerin bir araya gelmesi, ürünler alt birimlerin bir araya gelmesi ile oluşuyor. Türkiye’de bileşen (component) üretimi çok az. Ağırlık, birim ve ürün üretiminde. Çok az sayıda sistem üretimi var. Sistem tasarımı her alanda en karmaşık olan uğraş. Kanımca, buna bir şekilde ek teşvik verilmeli. Sofistikasyon özendirilmeli. Çünkü, eminim, az sayıdaki yetkin insanımız da bu tür işler olmadığından, yeteneklerini kullanamadıkları için köreliyorlar.
Ama, basit işleri karmaşık hâle getirip sistemi aldatmayı “yemeyecek” bir düzen olmalı. Yoksa “bir barometreyi kullanarak binanın yüksekliğini ölçmek” için, “barometreyi binanın en üst noktasından aşağı bırakıp yere çarpana kadar geçen süreyi ölçüp, yüksekliği oradan hesaplayacak” insanımız hazırda bekler.