Lojistikte geleceğin rotası!
Pandemi ile yaşanan değişim süreci, lojistik ve taşımacılık sektörünün temel işlerini yürütme şeklinde de değişimi beraberinde getirdi. Global lider seçme ve yerleştirme firmalarından Wyser’in hazırladığı “Lojistik Sektörü” raporunda; önümüzdeki beş yıl içinde sektörü etkileyecek temel trendler açıklandı. Wyser Türkiye- Kıdemli Direktörü Berat Demirel, lojistik şirketlerinin yakın gelecekte gerçekleşecek değişiklikleri öngörebilmesi, böylece yetenek havuzlarında ve çalışanlarında belirli beceri seti zayıflıklarından kaçınılması için dijitalleşmeye önem vermesinin önemine dikkat çekti.
Dünyada “ESG” kısaltmasıyla tanımlanan çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim temelli gereksinimler ve çoklu kanal, gümüş ekonomi, toplu kişiselleştirme, sürdürülebilirlik, bilinçli satın alma gibi yaşam tarzı trendleri; lojistik ve dağıtım operatörlerini de değişime itiyor. Bu noktada Berat Demirel; “Araştırmamız gösteriyor ki dünyada, büyük veri madenciliği ve analizinin benimsenmesi, tahmine dayalı analiz ve senaryo planlaması gibi konularda personel gelişimine ve becerilerinin geliştirilmesine, gelecekteki temel rollerin belirlenmesine ve bu rolleri doldurmaları için doğru kişilerin bulunmasına yatırım yapılması gerekecek” dedi. Wyser’in araştırmasına göre önümüzdeki beş yıl içinde lojistik sektörünü etkileyecek temel trendler şöyle:
Tedarik Zinciri Esnekliği: Üretimin bölgesel hale getirilmiş tedarik zincirleri aracılığıyla pazarlara yaklaştırılması talebi uzun süredir tartışılıyordu ve pandemi süreci bunun bir gerçeklik haline gelmesini sağladı. Tam otomatik üretim daha yaygın bir hale geldikçe işçilik maliyetleri önemini kaybediyor ve vergiler, enerji, iş yapma kolaylığı, mali istikrar gibi diğer maliyetlerin etkileri çok daha yüksek hissediliyor. Daha yerelleştirilmiş tedarik zincirlerine yönelik bu hamle, faaliyetlerin temel esnekliğini artırıyor. IoT, büyük veri, tahmine dayalı analiz ve yapay zeka, lojistik sektörünü dönüştüren; hızı, dönüşümü ve verimliliği tamamen farklı bir düzeye taşıyan etkenler. Bu da çok daha esnek tedarik zincirlerini, yani kişiselleştirilmiş müşteri gereksinimlerine seslenen tedarik zincirlerini mümkün kılıyor. Daha kısa teslimat sürelerine yönelik müşteri taleplerini karşılarken uygun maliyetli bir şekilde çalışmak da hurda ve arz fazlasını azaltıyor.
Yeşil Lojistik: Gelişmiş enerji yönetim sistemlerine, elektrikli ve güneş enerjili araçlara ve daha başka yeşil girişimlere odaklanan yeni bir değer zincirinin oluşturulması, toplam karbon ayak izinin gerçekçi bir biçimde azaltılmasına fayda sağlayacak. Bu trend doğrultusunda tedarik zinciri yöneticisinin rolü, görevin “icra etme” ve “satış maliyeti” odağından uzaklaşacak ve şirketin sürdürülebilirlik girişimlerinin merkezindeki yöneticisi olmasını sağlayacak. Bu yaklaşımı benimseyenler, uzun vadede azaltılan maliyetler, daha az atık ve çevreye yönelik azaltılmış negatif etki sayesinde kazançlı çıkacaklar.
Teknoloji ve 5G: IoT, 5G ile çıkışa geçmeye hazırlanıyor ve ana özelliklerden biri de kargo takibi olacak. Mallara uygun maliyetli ve düşük güçlü sensörler takılabilecek, ürünler fabrikadan mağazadaki raflarına kadar güvenilir bir şekilde takip edebilecek. Sürücüsüz araçlar, lojistik endüstrisini büyük ölçüde etkileyecek olan 5G şebekesinin kullanılmasına önemli bir örnek. Ayrıca yapay zeka gerçeği de var. Robotik ve otomasyon, 3D baskı ve daha yeni birçok başka teknoloji; tedarik zinciri iş modellerini yeniden tanımlayacak. Veri yönetiminde daha düşük seviyedeki gecikmeler, lojistik gibi çok fazla veri üreten sektörlerin; her zamankinden daha büyük miktarlarda veri dağıtacağı ve değiş tokuş edebileceği anlamına geliyor