Nefreti filtrelemek
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Bilişim Hukuku Kulübü’nün düzenlediği Bilişim Hukuku Konferansı’nda “Nefret söylemi” konulu bir konuşma yaptım (goo.gl/gJ1os). Gerek yaptığım konuşma, gerekse sunumum Alternatif Bilişim Derneği’nin bu konudaki çalışmalarına ve görüşlerine dayanıyordu (goo.gl/beN7d).
Bilişim ve internet hukukunun ülkemizde ihmal edilmiş alanlarından olan bu konu, bence Türkçe internetle ilgili can alıcı sorunlardan birini oluşturuyor. Konu oldukça hassas ve karmaşık. Özellikle ifade özgürlüğünün nerede bitip nefret söyleminin nerede başladığı ve her bir ülkede kanun koyucunun konuyu kendi ‘ulusal hassasiyetleri’ ve hakim ideolojik yapısı çerçevesinde hukuksallaştırması oldukça tartışmalı bir durum yaratıyor. Buna özellikle milliyetçi ve ırkçı kışkırtmaları kullanışlı bir iktidar aracı haline getirme eğilimi yüzünden, nefret söyleminin kovuşturulmak bir yana teşvik edilmesi olgusunu da eklersek, mesele iyice çetrefilli bir hal alıyor.
Nefret söylemi, uluslararası hukuk teamüllerine göre ‘her türlü hoşgörüsüzlükten kaynaklanan ve önyargılardan beslenen nefreti yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı çıkaran ifade biçimleri için kullanılır’ (goo.gl/PbRGw, www.nefretsoylemi.org). Söylem herhangi bir ifade değildir, örgütlü bir ifade biçimidir. Bir amacı vardır ve bu amaç genellikle politiktir. Söylem üzerinden dil içerisindeki iktidar ilişkilerini okumak, anlamlandırmak mümkündür. Nefret söylemi de, hakim iktidar ilişkilerinin ürettiği ‘ben/biz’ algısı üzerinden bu ilişkilerin dışında kalan kesimlerin ötekileştirilmesine, dahası hedef haline getirilmesine hizmet eder. İşte bu yüzden nefret söylemini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiremeyiz.
Türkçe internet, özellikle de sosyal medya ve haber sitelerinin okuyucu yorumları nefret söyleminin giderek yükseldiği alanlar. Bu konuda alarm zillerini çalmanın vaktidir. İnternette yayılan, dolaşıma giren nefret söylemine karşı kullanıcıların bilincini ve farkındalığını artırmak ve yeni medya ortamlarındaki karşı örgütlenmelerle barış dilini yaymak gereklidir. Nefret söylemi yayan, farklı olanı hedef gösteren ve nefret suçunu teşvik eden haber sitelerini, okur yorumlarını, web sitelerini, Facebook gruplarını, Twitter mesajlarını ‘şikayet et kaldır’ yoluyla yeni medya ortamından belki ‘yok edebiliriz’ (goo.gl/QtLJ9).
Hatta, kendi öznel ahlak anlayışını vatandaşa dayatan ve işine gelmeyen içeriği erişilmez kılıp politik sansür uygulayan sözde “güvenli” internet filtreleri yerine, nefreti filtreleyebiliriz. Çünkü nefretten ve şiddetten arınmış, barışa imkan tanıyan bir internet, özellikle çocuklar ve gençler için kesinlikle daha “güvenli” olacaktır.