Aselsan Türkiye’nin en büyük Ar-Ge evi
Aselsan Kripto ve Bilgi Güvenliği Müdürü Ali Yazıcı, Ar-Ge odaklı bakış açılarını ve yatırımlarını anlatırken yeni projeleri ve hedefleri hakkında da bilgi verdi.
Aselsan olarak kuruldukları günden bugüne kadar, hep katma değer olarak Ar-Ge’ye önem verdiklerini kaydeden Ali Yazıcı, dolayısıyla bunun meyvelerini topladıklarını söyledi. Yazıcı, “İleriye, yeni teknolojilere yatırım yapmazsanız sadece günü kurtarabilirsiniz. Biz her zaman, gelecek teknolojilerle ileriye dönük projeler üreterek müşterilerimizin beklentilerini karşılayan, aynı zamanda da teknolojiyle örtüşen projeleri hedefledik. Ar-Ge’ye para harcadığınızda da onu geri alabilmeniz lazım. Dolayısıyla ortamdaki teknolojik gelişmeleri, ileriye dönük gelişmeleri sağlıklı öngörüp bunları ileriye doğru projeksiyonla düşünmek ve bu doğrultuda yatırım yapmak gerekiyor. Aselsan olarak, nitelikli insan gücüne sahibiz. Toplam 4500 kişiye ulaştık; 2500 kişi Ar-Ge’de çalışıyor. 4500 personelimizin üçte biri doktora ve yüksek lisansa sahip. Doktora ve master programlarını destekliyoruz; halen de 667 arkadaşımız yüksek lisans ve doktoraya devam ediyor, tamamlandığında toplam personel sayımızın yarısı yüksek lisanslı ve doktoralı olacak. Dolayısıyla Türkiye’nin en büyük Ar-Ge evi olduğumuzu düşünüyoruz. Aselsan’ın toplam 4 tane Ar-Ge merkezi var; geçen yıl da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ar-Ge konusunda ödül aldık. Gölbaşı’nda bir yerleşkemiz daha yapılıyor” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin 4G altyapısını kuracağız
Ali Yazıcı, “Yakın zamanda, Aselsan, Netaş, Argela ortaklığıyla Dördüncü Nesil (4G) Haberleşme Teknolojisi Geliştirme (ULAK) projesine imza attık; Türkiye’nin 4G altyapısını kuracağız ana üstlenici olarak. Mobil teknolojiler, BT’deki tüm gelişmeler siber güvenliği çok önemli hale getiriyor. Dolayısıyla siber güvenliğe de çok büyük yatırım yapıyoruz. Siber Güvenlik Üst Kurulu’ndaki eylem planlarındaki alınacak önlemler doğrultusunda, Türkiye’nin siber güvenliğinde de aktif olarak yer almak istiyoruz. Siber güvenlik esasında vatandaş odaklılığın bir zorunluluğu. Artık sadece devlet değil, vatandaş da siber tehditle karşı karşıya” dedi.
2013 hedefi 900 milyon dolar
Yazıcı, 2000 yılını; 800 milyon dolar, 2011’i ise 750 milyon dolar ciroyla kapattıklarını dile getirdi, 2013 yılı için öngörülerinin 850-900 milyon dolarlar civarında olduğunu kaydetti ve “Ciroyu artırmak için ürün yelpazesinin geliştirilmesi gerekiyor. 4G/ LTE konusunda el terminali geliştirmeyi öngörüyoruz. Türkiye’nin 4G altyapısı oluşturulduğunda, kriptolu 4G uyumlu terminal cihazlar da olacak. Temel olarak 4G teknolojisi; aynı zamanda kamu kurum ve kuruluşlarının ortak ihtiyaçlarının karşılanması için öngörülüyor. Artık mobil uygulamalara yönelik olarak, hem 3G hem 4G teknolojleriyle çalışabilir küçük, hafif boyutlarda mobil teknolojiler geliştiği için mobil IP teknolojilerine uygun bir cihazı şu anda geliştiriyoruz. Ayrıca 112 acil sistemi Aselsan olarak gerçekleştiriyoruz; şu anda Antalya ve Burdur’da kurulu. Tek bir numarayı; 112’yi aradığınızda tüm hizmetler eş zamanlı olarak geliyor” açıklamasını yaptı.
Bilginin gerçek zamanlı kullanılması gerekiyor
Sanal Hava Boşluğu Projesi (SAHAB) ile ilgili de bilgi veren Yazıcı, “Sanal Hava Boşluğu çok özgün bir proje. BT çok hızlı gelişiyor, dünya sayısallaşıyor. Sayısallaşan bir dünyada artık bilişim teknolojilerini kullanmak bir seçenek değil zorunluluk haline geldi ki artık kişilerin de hayatına girmiş durumda. Bilginin de farklı kurumlar tarafından gerçek zamanlı paylaşılması gerekiyor. Dolayısıyla “paylaşamam” demek mümkün değil. Bilgiyi bir yerde tuttuğunuzda hiçbir değeri olmuyor, gerçek zamanda paylaşmanız gerekiyor; bunun için de SAHAB tek çözüm. SAHAB ile işletim sisteminin açıklıklarının kullanılarak siber tehdit yaratılması mümkün değil. Bu özelliğiyle de dünyadaki tek çözüm. SAHAB sadece istediğiniz bilgileri, istediğiniz kişilerle paylaşmanıza olanak sağlıyor. Türkiye’de bu sistemi her kamu kurum ve kuruluşunun alacağını öngörüyoruz” dedi ve kriptolama çözümlerinin de, KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) ile bütünleştirmek üzere Noterler Birliği ve TNB ile görüşmelerinin sürdüğünü de ekledi.
İhracat için yenilikçi teknolojiler ve rekabetçi güç şart
Aselsan olarak sedece yurtiçi değil yurtdışı pazarları da hedeflediklerini aktaran Ali Yazıcı şu açıklamaları yaptı: “Yurtdışı pazarlarda da askeri ve sivil dengesini korumaya çalışıyoruz. Ciromuzun yüzde 25’ini ihraç ediyoruz. İhracat yapabilmeniz için yenilikçi teknolojinizin ve rekabetçi gücünüzün olması gerekiyor. Yaptığımız Ar-Ge yatırımları sayesinde Aselsan savunma ve siber teknolojilerde kendi teknolojisine sahip duruma geldi. Kendi ürününü üretebiliyor yani bir marka olmuş durumda. Şu anda 20’den fazla kriptolu çözümümüz var; sadece Türkiye’de değil, 2000’li yıllardan sonra kriptolu ürünlerimizi NATO başta olmak üzere, yurtdışına; Uruguay, Pakistan, Suudi Arabistan, BAE’i de dahil olmak üzere toplam 38 ülkeye ihraç ediyoruz. Aselsan olarak hedefimiz şu anda edinmiş olduğumuz tecrübeleri ileriye yayarak, teknoloji üreticisi olmak, bunu yaygınlaştırmak ve sürdürülebilir bir hale getirmek. Sorumluluk anlayışımız çerçevesinde; ekosistemimizle alt üstlenicilerimizi oluşturuyoruz ve belli işlerimizi onlara aktarıyoruz. 730 milyon dolarlık aktarım gerçekleştirdik. Buna paralel olarak, devlet tarafından da başka bir ekosistemin oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin geleceği Ar-Ge’de. Ar-Ge’yi destekleyen fonlar, yasalar var ama desteklenecek teknolojilerin her yıl ya da periyotlarla belirlenmesi ve oralara odaklanılması gerek. Devlet olarak hangi alanda markalaşmayı seçiyorsanız, şirketlerin de oraya kanalize edilmesi gerekiyor. Türkiye’de yazılım sanayisinde çalışan şirketler; genellikle 5-10 kişilik ekibe sahipler ve bu şirketler bu nedenle Ar-Ge yardımlarından faydalanamıyorlar. Türkiye için bunlar itici güç.”