Sosyal medyada hal ve gidiş
İster sosyal medya olsun ister yerleşik (klasik) medya olsun, iletim kanalını kullanan kişinin bilgili ve sorumluluk sahibi olması gerekiyor. Kanalın türü değil, iletinin içeriği önemli. İçerik, sosyal medya sayesinde umuma daha açık hale geldikçe, kişinin sorumluluğu o oranda daha önemli.
Boston saldırısında sosyal medyanın “halini” beğenmeyenlerin yorumları, sosyal medyayı “beğenen” yorumlardan daha fazlaydı. ABD’nin üç büyük ciddi gazetesinden Los Angeles Times, “Sosyal medya kontrolden çıktı” diye yazdı:
• Yalan yanlış isimleri açıkça yayınlayarak, olayla ilgisi olmayan masumları zan altında bıraktılar. Hele, Reddit ve 4chan “gibi” forumlardaki söylenti ve tahmini “gerçek” sanma histerisi?
• Polis telsizini dinleyerek bölük pörçük veri kırıntılarını “kesinleşmiş bilgi” gibi aktardılar.
• Herkes amatör dedektif kesildi ve kendini sanki CSI dizisi kahramanı sandı.
Boston’daki saldırı, akıllı telefon döneminin ilk önemli terör olayı aslında. 11 Eylül 2001’de cep telefonu henüz ilkeldi. Sadece resim çekiyordu. E-posta atıyordu. Sosyal medya yoktu. 12 Ekim 2002 Bali saldırısı e-postaya ekli resimlerle iletildi. 11 Mart 2004 Madrid ana tren istasyonu saldırısı ve 26 Aralık 2004 Güney Asya tsunamisini dünya, telefon videolarından gördü. 7 Temmuz 2005’te Londra’da dört yere yapılan terör saldırısında metrolarda sıkışanlar, olayı yerleşik medyadan önce fotoğrafladılar. Sosyal medyanın doğmasıyla, telefonların akıllanmasıyla, Boston saldırısı, “en” sosyal medyalı dönemin “ilk” büyük olayı oldu. Ne yazık ki bu tür olaylar sürecek. Terör, gündelik yaşamın bir parçası artık. Nerede vuracağı belli değil. Bu nedenle “haberinin” doğru iletilmesi şart.
Medya kuruluşlarının iyi kötü işleyen etik kuralları, denetim mekanizmaları var. Aksasa dahi editoryal süzgeçler, haberin gerçekliğini saptamak için ikili üçlü güvence kapıları var. Bütün bunlara rağmen, örneğin CNN International’dan dünya şunu duydu: “Islamic Chech Republic.” Oysa Chechen demek istiyor. CNN “bile” böyle cahillik yapıyorsa, sosyal medyadaki “ortalama” Amerikalının cehaleti tavanı delecektir – mecbur!
Bu işlere çekidüzen vermek amacıyla Rutgers Üniversitesi’nde (New Jersey) bilimciler, Twitter’daki lafları, “gerçek”ten ayırdedecek bir yazılım üzerinde çalışıyor. “Cidden Hızlı Kaynak Araştırması” (SRSR) adlı yazılım Twitter’cıların ayırt edici özelliklerini 741 ölçüt üzerinden analiz edecek: Görüntü/videoya link veren Tweet’leri, tekrar yollanan Tweet’leri (retweet) v.b.
Ama yazılımın gerçek bir uygulama olarak ortaya çıkmasını hala bekliyoruz. Çıksa da, Twitter’i gerçek habercilik için kullanma güveni artsa…