Kaç Kontör = Kaç Kuruş
MOBİL hat operatörleri hepimizi iyice meraklandırıyor şu günlerde. Bize artık kontör yerine lira veya kuruş ile konuşma satın alacağımızı söylemeye başladılar. Yayınlanan reklamlarla beraber bu konu çoğumuzun günlük hayatına bir anda girmiş oldu. Çünkü, mobil hat kullanıcılarının güncel verilerle zaten yüzde 75’i kontör kullanıyor.
Aslında konu, 2009 Eylül ayında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun kararıyla gündeme geldi. BTK, 6 aylık bir geçiş süresi sonucunda tüm operatörlerin ‘kontörlü hat’ olarak da ifade edilen ön ödemeli hatları artık TL veya kuruş olarak ya da dakika/saniye birimi ile kullandırmasını öngörüyordu. Bu süre artık 1 Nisan’da sona ermiş oldu ve tüm operatörler şu anda yeni uygulamaya geçerek mevcut kontörleri dönüştürmeye yönelik çalışmaları da tamamlıyorlar.
Önceki uygulamada kontör sayısının temel alınması tüketicinin ne kadar süreyle kaç liraya görüşme yaptığını tam anlayamamasına neden olabiliyordu. Standart tarife paketlerine hediye kontör, kişi tercihli görüşme, avantajlı saat gibi kampanyalar da eklendiğinde tüketicinin kafası iyice karışıyordu. İşte bu uygulamayla BTK, ilk bakışta yaşanılan belirsizliklere karşı tüketicileri gözetmeye yönelik önemli bir düzenlemeyi hayata geçiriyor. Böylece geçmişte Telsim’in Pratik Hat adıyla denemeye çalıştığı ama pek de tutmayan benzeri uygulama artık sektör standartı oluyor.
Tabi bu ücretlendirme mekanizması değişikliği sadece sesli aramalar için değil SMS, MMS ve diğer mobil hizmetler için de geçerli olacak ve kontörle ücretlendirme geçiş süreci sonrası artık kullanılmayacak.
Yani operatörler, yeni düzenleme gereği dakika/saniye ya da para yükleme esasıyla görüşmeleri ücretlendirebilecek. Böylece kullanıcılar olarak hangi operatörün hangi tarifede kaç kontöre kaç dakika konuşturacağı gibi karışık hesaplarla ve kıyaslarla uğraşmaktan artık kurtuluyoruz.
Faturalı hat ve ön ödemeli hat rekabeti
İşin diğer bir boyutunda ise yeni ön ödemeli mobil hizmetler jargonunun sokakta dilimize nasıl oturacağını bilemiyoruz. Herhalde bu konuda mobil operatörlerin seçeceği iletişim tonu bizi bir yola alıştıracak:
“Sizde 250 dakika Turkcell var mı?” ya da “Ya bakar mısınız, Vodafone 250 dakika ile Avea 250 dakika arasında fiyat farkı kaç kuruştur?”
Aynı zamanda daha önce pek net görülemeyen bazı soru işaretlerinin de tüketicilerin kafasında iyice netleşebileceğini tahmin etmek zor değil:
“Hmmm, şimdi bu operatörlerin sattıkları ön ödemeli 100 dakika ile faturalı 100 dakikanın ücretinin aynı olması gerekir mi acaba?”
Sonuçta, bu tip soru işaretlerinin zaman içinde sektörde cevapları oluşacaktır. Bazılarının cevabı mobil operatörler tarafından önerilecektir. Bazısı ise tüketici davranışlarıyla operatörleri bir yöne gitmeye zorlayacaktır. Ama her şekilde bu uygulamanın tencere kapak misali bir yaşam birlikteliğimiz olan mobil telefonlarla ilişkimizi daha olumlu ve samimi kılmaya yönelik bir kapı açtığını söyleyebiliriz.
Diğer taraftan, bu zorunlu geçişin mobil operatörlerin karlılıkları üzerindeki etkileri bir risk faktörü olarak tartışma konusu şeklinde değerlendirilebilir. Mevcut durumda, tarifeler/kampanyalar konusunda yine BTK ile bir denetleme süreci işliyor olsa da, uygulamada müşteri özelinde kontör başına ödenen paçal tutar ve kampanya önermesinin değeri gibi konularda tüketici açısından tam anlaşılamayan bir resim olabiliyor. Özetle bu yeni geçiş mobil operatörlerin tüm tarife ve kampanya çalışmalarını müşteri önünde daha anlaşılır ve daha kıyaslanabilir hale getiriyor. Tabi bu da müşteri farkındalığına bağlı olarak kar marjı ve etkileri açısından operatörlerin gelir kurgusunda farklılaşmaya yol açabilir. BTK’nun kuruşa geçişle beraber konuşma baz birim fiyatına yönelik yapacağı düzenlemeler de tüketiciye etkisine göre “bir” vadede faturalı hatlara bir dönüşü teşvik edebilir.
Bununla beraber yeni düzenlemenin bir başka anlamı da, faturalı ve ön ödemeli hatlar arasında yaşanacak şeffaf bir rekabet dönemini müjdelemesi şeklinde özetlenebilir. Bu rekabet içinde mobil operatörler hangi tarafı tutacak veya zaman içinde tutmak zorunda kalacak hep beraber izleyeceğiz. 2009 yılı sonu verilerine göre Türkiye’de kontörlü kullanıcı oranı toplam için yüzde 75’lik paya sahip. Bu oran bir önceki yıl~yüzde 80 idi. Ön ödemeli hatların halen para birimi ile çalıştığı Avrupa’da ön ödemeli hatların oranı ise yüzde 58. Yukarıda belirttiğim üzere kontörlerin kuruşa dönmesi mobil operatörlerin fiyat politikalarında yapacakları harekatlar paralelinde sektörde yine faturalı hatlara yeniden dönüşle devam edebilir. Bu anlamda, operatörlerin ön ödemeli hatlardaki fiyatlama rekabeti de daha net görülebilecek sanırım.
Sonuç olarak, mobil internete doğru giden dünyada kullanıcı ergonomisinin daha şeffaf ve rasyonel koşullarda ön ödemeliden mi yoksa faturalı hizmetlerden mi yana ağır basacağını yakında görmeye başlayabileceğiz. Yeni düzenleme ışığında, mobil operatörlerin bu geçişi abonelerinin müşteri deneyimlerini artırıcı bir fırsat olarak görmeleri uzun vadeli mobil-internet dönüşüm sürecinde de anlam taşıyabilir. Aldığı hizmetin maliyetini daha iyi anlayan kullanıcılar daha gerçekci tercihlerle mobil operatörlere daha geçerli davranış bilgisi toplama olanağı sağlayabilir. Müşteri beklenti ve davranışlarının gerçekci analizi ile müşteri segmentasyonu, müşteri hedefleme ve tüketiciye yansıyan işlevsellik çalışmalarının katma değeri yükselebilir. Aynı zamanda bu şeffaflık, yakınsama çağında mobil operatörlerin kendilerini konumlamaları ve önceliklerini iyi anlamaları açısından da değerli bir girdi sağlayacaktır.
emresay@superonline.com