Elektrikli araç dönüşümü daha da hızlanacak
Yaşadığımız yüzyıl, ‘bilim ve teknoloji çağı’. Elektrikli araç şarj istasyonlarının ve yazılımlarının Türkiye’de üretilmesi ise öncelikle istihdam, üretim, teknoloji ve döviz girdisi açısından büyük faydalar getirme potansiyeline sahip. Dünya ülkeleri henüz bu işin başındayken, Türkiye’nin bu alanda yatırımlara yönelmesi, ekonomik ve çevresel kalkınmaya da önemli katkılar sağlayacak.
Türkiye pazarında bu alana hizmet veren ilk oyunculardan olduklarını belirten Voltrun Genel Müdürü Berkay Somalı, “Hali hazırda hem şarj ünitesi donanımlarını hem de bunları uzaktan işletebilmek için gerekli yazılımları geliştiriyoruz. Voltrun markası altında şarj istasyonu ağımızı işletiyoruz” bilgisini verdi. Voltrun markasıyla ağ işletmeciliğinde ilk dört firmadan birisi olduklarının altını çizen Berkay Somalı, kendilerini uçtan uca verdikleri hizmetlerle de ayrıştırdıklarını vurguladı. Somalı, bu yorumunu şöyle detaylandırdı: “Sizin ihtiyacınız evinize bir şarj ünitesi kurmak veya binlerce istasyondan oluşan bir şarj ağı oluşturmak olabilir. Biz de tüm bu kullanım ve işletme tiplerine uygun donanım ve yazılım çözümlerini kendi Ar-Ge ekibimizle geliştiriyor, müşterilerimize son teknoloji ürünleri uygun maliyetlerle sunabiliyoruz.”
Hızlı artış olacak bir dönemdeyiz!
Voltrun ürünlerinin ve yazılımlarının yurt dışına pazarlanması konusunda çeşitli distribütör firmalar ile görüşmeler yürütülüyor. Bu bağlamda yurt içi, yurt dışı fuarlara ve farklı etkinliklere katılım sağladıklarını söyleyen Berkay Somalı’nın belirttiği gibi, fosil kaynakların tükenmeye başlaması ile motorlu taşıt üreticileri, üretim planlamalarını da elektrikli araçlara göre yapmaya başladılar. Voltrun olarak bu gelişmeleri yakından takip ederek, buna göre çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Berkay Somalı, ekledi: “Türkiye’de siyaset kurumunun; bürokrasi ve ilgili meslek odaları ile el ele vererek, tanıtım, teşvik, mevzuat gibi alanlarda sektörü rahatlatması adına çalışmalar yapmasını bekliyoruz.”
Berkay Somalı, elektrikli araçların ve pazarının gelişimini ve bu konuda Türkiye’nin durumunu da değerlendirdi. Buna göre, Türkiye’de yaklaşık 8.000 adet şarj edilebilir elektrikli araç bulunuyor. “Bu rakamın yarısından fazlasının 2021 yılında satıldığını düşünürsek, hızlı artışın olacağı bir döneme girdiğimiz aşikâr” saptamasını yapan Berkay Somalı, 2022 yılının sonunda 10.000 adet aracın yollarda olmasını öngördüklerini ifade etti. Somalı’nın verdiği bilgiye göre, elektrikli araçlara şarj hizmeti sağlayan 3.000’den fazla halka açık veya kısmi açık şarj ünitesi yatırımı yapılmış durumda. Şu anda elektrikli araçların yaygınlaşmasının önünde ise iki temel konu var: Araç maliyetleri ve şarj istasyonu sayısının yetersiz oluşu. Berkay Somalı, 2023 yılı itibariyle batarya maliyetlerinin geleceği nokta ve bununla birlikte, bu sene yayınlanan şarj hizmeti yönetmeliği kapsamında şarj istasyon yatırımlarının artmasıyla tüm bu engellerin ortadan kalkacağı ve elektrikli araç dönüşümünün çok hızlanacağı beklentisini dile getirdi.
Stratejiler daha da gelişmeli
Elektrikli araçların hem çevresel hem de ekonomik olarak katkılarına bakıldığında, fosil yakıtların kullanılmadığı, akü ve pillerle çalışan elektrikli otomobiller Somalı’nın tabiriyle “e-mobilite dönüşümünün temelini” oluşturuyor. Elektrikli araçlara geçişte ekolojik anlamda makro hedef ulaşımda sıfır emisyon sağlayabilmek. Bunu destekleyen Paris İklim Anlaşması ile Türkiye’nin sıfır emisyon hedefleri de göz önüne alındığında, Somalı’ya göre, elektrikli araçların önümüzdeki dönemde çok hızlı bir şekilde artması için ciddi yatırımların yapılması gerekiyor. Bununla birlikte elektrikli araçlar; hava ve gürültü kirliliğine yol açmadığı için toplumsal bazda ruh ve fiziksel sağlığa önemli katkılar sağlıyor. Berkay Somalı’nın belirttiği gibi, elektrik, fosil yakıtlara göre oldukça uygun bir enerji türü olduğu gibi, maliyetleri de düşürmekte. Ayrıca Somalı’ya göre, araçların bakım maliyetlerinin de düşük olması, özellikle operasyon giderlerini düşürürken, toplamda ekonomik bir çözüm de sunmakta. Berkay Somalı, bu potansiyel paralelinde şarj istasyonlarının kurulumu ve yaygınlaşması için Türkiye’de izlenmesi gereken strateji konusunda şu fikirleri paylaştı:
“Önemli adımlar atıldı”
“Ülkemizde bu konu ile ilgili Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından “Şarj Hizmeti Yönetmeliği” yayımlandı. EPDK, elektrikli araçlara enerji sağlayacak olan şarj ünitesi ve istasyonların kurulması, şarj ağı ve şarj ağına bağlı istasyonların işletilmesi ile şarj hizmetinin sunulmasına ilişkin usul ve esasları belirledi. Bu, sistemin kurumsallaşması açısından önem teşkil eden bir çalışma oldu. Ayrıca, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Teknolojik Ürün Yatırım Destek” programı çerçevesinde 15 Nisan 2022 tarihi itibariyle “Elektrikli Araçlar İçin Hızlı Şarj İstasyonları Hibe Programı” da şarj ağı işletmeciliği yapan şirketlerin, hızlı şarj istasyonlarını ülke geneline yaygınlaştırmalarını sağlayabilmeleri için çok önemli bir gelişme oldu. Bu destek ile hızlı şarj istasyonlarına Türkiye’nin her bölgesinde erişim kolaylaşırken, elektrikli araçların yaygınlaşması, uygun ve hızlı ulaşım için önemli bir adım atıldı. Kapsamını açıkladığımız bu iki yönetmelik ile ülkemizde bu işin kurumsal anlamda temelleri atılmış oldu. Bu ve benzer uygulamalarla şarj istasyon ağlarının genişlemesinin sağlanması, elektrikli araçların yaygınlaşması anlamında oldukça önemli adımlar.”