Teknoloji devlerinin sunucuları ABD hükümetine açıldı mı?
Edward Snowden isimli kişi Guardian ve Washington Post’a birtakım bilgileri paylaşmak istediğini açıkladı. Eski CIA çalışanı olan ve Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi’nde (NSA) bir süre kontratla çalışan Snowden’ın verdiği bilgilere göre, ABD hükümeti dünya çapında istihbarat bilgilerini topluyor. Hükümetin, Prizma (Prism) denen bir yapı içerisinde bireylerin akıllı telefon ve internet aktiviteleri kayıtlarına ulaşılabildiği iddialar arasında yer aldı. Paylaşılan belgelere göre, NSA’in konuşma kayıtlarına, depolanan veriye, ses trafiğine, dosya transferine ve sosyal medya verisine doğrudan erişimi bulunuyor.
Teknoloji devleri Prizma’ya dahil olmuş
Aslında veri toplanmasıyla ilgili ilk dalga, ABD’nin büyük telekom operatörlerinden biri olan Verizon’dan istenen görüşme kayıtlarıyla başladı. Konuşma süreleri, konum ve konuşmaları gerçekleştiren telefon numaralarının şirketten talep edildiği ABD hükümeti tarafından kabul edildi. Yaklaşık 99 milyon abonesi bulunan bir operatörden üç aylık konuşma kayıtlarının bilgisi talep edildiği belirlendi.
Ortaya çıkartılan dokümanlara göre Prizma, dokuz dev teknoloji şirketinin verilerine ulaşma şansına sahip. Bu şirketler arasında Microsoft, Yahoo, Google, Facebook, PalTalk, AOL, Skype, YouTube ve Apple yer alıyor. Bu şirketlerin sunucularında internet aramaları, özel mesajlar ve görüntülü sohbetler de dahil olmak üzere bireylerin kişisel verilerinin tamamına yakını yer alıyor. Hedefli reklam konusunda bu şirketlerin bireysel verileri kullanmasını içimize sindirmeye çalışırken, verilerin doğrudan ABD hükümetiyle paylaşılması teknoloji devlerinin marka değerleri açısından çok önemli sorunlar yaratacak. Bu markaların birçoğu FBI ya da NSA’in yasalar çerçevesinde talep ettiği verilerle ilgili kamuoyuna daha fazla bilgi paylaşmak için ABD hükümetine başvuruda bulundu. Bu yolla şirketler, yasalar dahilinde istenen veriler dışında bilgi paylaşımında olmadıklarını anlatmaya çalışacak. Tüm şirketler benzer açıklamalarla sunucularını doğrudan hükümete açmadıklarını aktardı.
Tüm dünya istihbaratı NSA’in yazılımında
Guardian’da yer alan haberlere göre, NSA’in kullandığı veri madenciliği yazılımı “Boundless Informant” (Sınırsız Muhbir) bilgisayar ve telefon ağlarından gelen verileri ülkelere göre sınıflandırıyor ve kategorize ediyor. NSA’in aracının odaklandığı nokta esas olarak, metadata denilen, e-posta ya da anlık mesajın içeriğinden ziyade iletişim bilgilerini kaydetmek. Yani iletişim bilgileri toplanıyor ve analiz ediliyor ve içerik öncelikli olarak görülmüyor.
Sadece bir ayda 3 milyar veriyi ABD bilgisayar ağlarından çekebilen NSA’in yazılımı, kullanıcıların harita üzerinde seçtikleri ülkelerdeki metadata yoğunluğunu ve ülkeden toplananların detaylarını görebiliyor. Belgelerden birinde, programın, ‘X ülkesinde nasıl bir istihbarat altyapısı/kapsamımız var’ gibi sorulara yanıt bulmak için hazırlandığı belirtiliyor.
Harita, Mart 2013’te küresel bilgisayar ağlarından 97 milyar parça veri toplandığını gözler önüne seriyor. En çok bilgi toplanan ülke, 14 milyar veri parçasıyla İran olurken, ikinci sırada 13,5 milyar veriyle Pakistan yer alıyor. ABD’nin en yakın müttefiklerinden Ürdün, 12,7 milyar veriyle üçüncü sırada yer alırken, Mısır 7,6 milyar veriyle dördüncü, Hindistan ise 6,3 milyar veriyle beşinci sırada kendine yer buluyor. Alınan bir ekran görüntüsünde Türkiye’nin nispeten daha az veri toplanan bir ülke olduğu görülüyor.
ABD dışındaki ülke vatandaşları da etkilenir mi?
Facebook gibi küresel şirketlerin birçoğu verilerini ABD’de tutuyor. Bu demek oluyor ki, eğer iddialar doğruysa, tüm dünyadaki kullanıcıların kişisel verileri de ABD hükümeti tarafından izlenebiliyor. Avrupa Adalet Komiseri Viviane Reding, ABD’de ortaya çıkan bu gelişmelerin AB vatandaşlarının temel haklarını ihlal etmesinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Avrupa’daki veri koruma yasalarına göre, sosyal medyadaki bilgiler dahil olmak üzere vatandaşların verileri bilgisi dışında paylaşılamaz.
NSA Direktörü Keith Alexander, terörizmle mücadele amacıyla telefon ve internet hatlarını takip ettiklerini açıkladı. Teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan yeni araçlar sivil özgürlüklerle güvenlik endişelerinin yeniden bir araya geldiğini gösterdi.