Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sabri Gökmenler: “Kendimizi Teknolojiyi Takip Etme Yarışı İçinde Buluyoruz”
“Bulut bilişim kavramı yaklaşık 10 yıl önce ajandamıza yüksek öncelikle girmesine, biz teknoloji yöneticilerinin bu alanda çok iştahlı olmasına rağmen, özellikle Türkiye’de yerleşik bankaların verimlilik sağlayacak büyüklükte bir bulut bilişim altyapısına geçişi maalesef regülasyon kısıtları nedeniyle henüz yeterli seviyede değil. Ben bunu bir türlü birbirine kavuşamayan sevgililerin aşk hikâyelerine benzetiyorum bir türlü kavuşamıyorlar ama emekli olmadan önce kavuşacaklarına da inanıyorum. Bu birlikteliği gerçekten sürdürülebilir değer yaratan, işimizi kolaylaştıran, sadeleştiren, maliyetlerimizi azaltan ve en sonunda da hepimizin ortak paydası olan eşsiz bir müşteri deneyimi sunumunun değişmez bir parçasına dönüştürmek istiyoruz.
Ayrıca bankacılık sektörü için geçerli olan sıkı regülasyon durumu çözüldükten sonra sunulan hizmetlerin kullanılabilirlik ve süreklilik seviyelerini garanti altına alabilecek yeterlilikte Türkiye sınırları içinde birden fazla veri merkezinde yedeklenecek şekilde yatırım yapılması gerekiyor ki bugüne kadar müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerin kalitesindeki standardı koruyabilelim. Bankacılık sektöründe ulaştığımız seviyede müşterilerimizin neredeyse bir dakikalık kesintiye dahi tahammülü yok. Böylesine bir kullanılabilirlik seviyesi beklentisine bulut hizmet sağlayıcılarının taahhüt verip veremeyeceği de çok önemli bir soru işareti. Ayrıca bu taahhütlerin sağlanamaması nedeniyle müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerin kesintiye uğraması durumunda hem problemin en kısa sürede çözülmesi hem de kesinti sonrasında sorumluluğun paylaşılması için hesap verilebilirlik kapsamında cezai koşulların işletilebilmesi gerekiyor. Bunu da iş ortaklarımızla birlikte çok dikkatli bir şekilde yönetmemiz gerektiğine inanıyorum.
Bir yandan iş modellerimizi geleceğe hazırlamaya çalışıyoruz ki bulut bilişim bunun için çok ciddi bir kaldıraç, diğer yandan bugünün gerektirdiği/beklediği operasyonları sorunsuz ve kesintisiz bir şekilde karşılamamız gerekiyor. Bunları yaparken kendimizi teknolojiyi takip etme yarışı içinde buluyoruz. Bütün bu çalışmaları yaparken aynı anda gelecek için kritik herhangi bir teknoloji bazlı fırsatı ıskalamadan bugünün zor koşullarında gerekenleri hayata geçirmek gerçekten önemli bir meziyet.
Regülasyonların izin verdiği ölçüde kamusal bulut kullanımını da deneyimlemekteyiz. Ülkemizde BDDK ve KVKK’yı gözeterek yaptığımız değerlendirmelerde daha kısıtlı bir kullanımımız olsa da Londra Şubemizin tüm teknoloji altyapısını İngiltere mevzuatı gereği İngiltere sınırları içindeki kamusal bulut altyapısına başarıyla aktardık. Bu da bizim kamusal bulut kullanımı ve yönetimi deneyimlerimizi oldukça artırdı. Aynı şekilde Almanya’daki bankamızda da benzer geçiş süreci devam ediyor. Geleceğin sadece özel ya da sadece kamusal bulut kullanımına doğru gitmeyeceği, hibrit bulut hatta dağıtık bulut kullanımına doğru gideceği düşüncesindeyiz. Bu amaçla farklı kamusal bulut sağlayıcılarında esneklik ve sorumluluk paylaşımı doğrultusunda deneyimimizi artırmanın yanı sıra özel bulutumuzda da güvenlik ve gizlilik gereksinimlerini sağlayarak genişlemeyi sürdüreceğiz.
Sektörümüz gereği bünyemize dâhil ettiğimiz teknolojiler ya da yazılımlardan temel mimari beklentilerimiz bulunuyor. Bu mimari beklentilerimiz esasen güvenlik, kullanılabilirlik, ölçeklenebilirlik, dayanıklılık, performans gibi alanlarda hep daha iyisini yapmak adına oluyor. Buna yönelik çeşitli teknik çerçeveler olabiliyor. Bu çerçevelere uygun teknolojiler ve yazılımlar her zaman hem sektörde hem de Bankamızda daha çok tercih ediliyor. Bu çerçevede iş ortaklarımızdan beklentimiz bulut temelli yazılım prensiplerini uygulamaları ve bu doğrultuda geleceğe dönük teknik altyapılarla kendilerini sürekli yenilemeleri yerinde olabilir.”