Emsey Hospital Bilgi Sistemleri Müdürü Zühtü Hanedar: “SAĞLIKTA HER ŞEY ÇOK HIZLI GELİŞİYOR”
“Sağlık ekosisteminde 2000li yıllar sonrasında kamu önderliğinde başlayan dijitalleşme çalışmaları zamanla iki ana kulvarda sağlık ve operasyonel hizmetler olarak ikiye ayrılmaya başladı. Kamunun ödeme sistemlerine entegrasyonu ile başlayan süreç bugün birçok noktada hem sağlık hem de işletme verileri bazında sağlanmaktadır. Medula, E-Nabız, Teletıp, UTS, ITS, kalite yönetim sistemleri gibi ana entegrasyonlar, sağlık ekosisteminin dijitalleşmesinde katalizörlük yaparken; gittikçe büyüyen işletme operasyonları da operasyonel süreçlerin dijitalleşmesini tetiklemektedir.
Başlangıçta HBYS merkezli ilerleyen dijitalleşme, zamanla dikey uzmanlıkları olan çözümlere yöneldi. Artık HBYS sadece sağlık operasyonlarına doğru evriliyor. Aynı şekilde merdiven altı sistem odalarından profesyonel, high availibility özelliklerine sahip veri merkezlerine geçişler sağlandı.
Sağlık ekosisteminde dış kaynak kullanımı ya da buluta çıkış biraz yavaş ilerlese de gelecekte çeşitli regülasyonlar ile hızlanacağı kanısı taşıyorum. KVKK ve diğer mevzuatlar bu alanda biraz ağır hareket edilmesini sağlasa da önceki tecrübelerimiz buradaki gri alanlar ortadan kalktıktan sonra bu sürecin çok hızlı ilerleyeceği yönünde.
Yakın zamanda uzaktan hasta bakım yönetmeliğinin hazırlanması ile hastalarımıza artık uzaktan da sağlık hizmeti verebileceğiz. Bu durumun hem yurtiçinde hem de yurtdışında aktif bir şekilde kullanılabilmesi için planlamalar gerçekleştiriyoruz. Böylece sağlık ekosistemindeki BT birimlerinin hizmetleri son kullanıcıya ulaşan bir ürün boyutuna da evrilecek.
Dijitalleşme sağlıkta her alanda yaşanıyor, büyük veri ile birlikte şimdi büyük sorulara cevap arıyoruz; hedeflediğimiz değeri ne ölçüde üretebiliyoruz ya da doğru değerleri hedefledik mi sorularını daha çok irdeliyoruz. Kurduğumuz sistemlerin verimliliklerini gündemde tutuyor, iyileştirmeler noktasında organizasyonu destekliyoruz. Kurumdaki tüm süreçlerde BT birimlerinin masada olmasını önemsiyoruz. Bu noktada hızlı bir şekilde kurumların bünyelerine giren dijitalleşme konusunu anlamlandırmak, üretilen değeri doğru tespit etmek ve verimliliğin boyutunu ölçmek için birazcık yavaşlamak ve mevcut sistemleri yeniden analiz etmek gerektiğine inanıyorum. Dijitalleşme sürdürülürken kaliteyi sağlamamız lazım. Yoksa birçok noktada dijital israf ile karşılaşabiliriz. Bunun engellememiz lazım. Çünkü dijitalleşme yüksek maliyetli bir operasyon.
Bu süreçte iş ortaklarımız ile yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Teknoloji firmalarının sundukları çözümler artık çok ince noktalarda birbirinden ayrışıyor. Son kullanıcının dahi bir ürün alırken artık ürünün özelliklerinin yanı sıra onu kullananların tecrübelerine yönelmesi akımı kurumsal tarafta da yaşanıyor. Teknoloji firmalarının tecrübeleri bizlerin bir ürüne karar verirken en çok dikkatimizi çeken hususların başında geliyor. Özellikle satış sonrasında teknoloji firmalarının yeterli verimlilik ve değerin sağlanıp sağlanmadığı konusunda daha proaktif davranmaları beklentisini tüm sektörde gözlemliyorum. İşletme körlüğü bazen teknolojide kullanım körlüğü olarak da ortaya çıkıyor. Alınan ürünün tüm özelliklerinin aktif edilmesi noktasında birçok kurumda gerekli verimin sağlanamadığını konuşuyoruz. Satış sonrası destek anlaşmaları bu noktada daha çok çeşitlendirilmeli diye düşünüyorum. Ayrıca yerli girişimlerin sunduğu niş çözümler bizleri çok heyecanlandırıyor. Bu girişimlerle çalışmaktan keyif alıyor, başarı hikâyelerine ortak olmaktan mutluluk duyuyoruz.
Teknoloji ya da dijitalleşme insan-süreç-teknoloji sacayağında yüksek maliyetler içeriyor. Teknoloji seçimi yaparken çok fazla özelliklere sahip fakat bu özelliklerinin tamamı kullanılamayan üründense; bizlere gerekli çözümü sağlayacak, hedeflerimize ulaştıracak özelliklere sahip ürün daha dazla kıymet barındırıyor. Kazanma Sanatı filminde olduğu gibi yıldız oyuncunun değil puan getirecek oyuncunun peşindeyiz.
Son olarak da özellikle yerli ürün üreticilerinin akademi ile birlikte kol kola çalışmasının hem ürünün özelliklerini geliştireceğini hem de bizlere daha çok değer katacağını düşünüyorum. Aksiyon adamı ile düşünce adamının birlikteliğinin sektör için daha fazla değer üreteceğine inanıyorum.”