Sayısal gündem
Avrupa Birliği’nin bir “Digital Agenda”sı var. ABD’nin teknolojide AB’nin önüne geçmesi ve arayı açması nedeniyle yeni uygulamalar ile internet ve bilişim çözümlerini daha yaygın biçimde kullanmayı teşvik etmeye yönelik politikaları saptayıp üye ülkelerde uygulamaların takipçisi oluyorlar. Biz de arayı kapatmak için benzerini yapmalıyız. AB’nin daha fazla sayıda, çeşitte “sayısal uygulama”yı devreye alması öne çıkıyor, bizim ise, devreye aldığımız uygulamaları doğru düzgün yürütmemiz ağır basıyor. Dolayısıyla bizim “Sayısal Gündem”imiz, AB’ninkinden farklı olmalı.
Geçen hafta Seviye Belirleme Sınavı sonuçları açıklandı. Daha mürekkebi kurumadan, aynı gün, 750’ye yakın öğrencinin değerlendirmesinin yanlış yapıldığı ortaya çıktı, bunlar tekrar değerlendirmeye alındı. Yanlış cevap anahtarı kullanılmış. Bir Anadolu deyişi, “herkes kaşığı oyar da, sapını doğru getiremez” şeklinde. Demek ki, değerlendirmede doğru cevap anahtarını kullanmak, ya da veri girişini doğru yapmak, bizde “gündeme alınması” gereken hususlardan. Bizim uygulamaları değil insan niteliğimizi geliştirmemiz gerek.
Örnekleri çoğaltmak kolay: Önde gelen bir bankanın internet bankacılığında fon içerikli bir vadeli hesap türü seçtim, hata mesajı aldım ve hesap açamadım. Çağrı merkezi ve destek hattı ile iki saate varan uğraş sonrasında benim kullandığım üç ayrı marka ve üç ayrı işletim sistemi olan bilgisayarlarım kabahatli bulundu. Diğer tüm işlemleri yapabilen ve müthiş bir ayrımcılıkla yalnızca bu işlemi yapamayan üç farklı donanım+yazılım (!). Teknik desteğin pişkinliği karşısında pes demekten başka çare yok. Pes ettim, parayı başka bankada vadeli yaptım.
İnternet ve bilgisayarın nimetleri üzerine kurulmuş uygulamalarda bizdeki “insan faktörü” olumsuzluklarını ortadan kaldıracak olan “FATİH” projesi midir? Bilinen şekli ile pek olası bulmuyorum. Sâhi, şimdi yaz tatili, sonbahara okullar açıldığında FATİH’in uygulaması genişleyecek. Eski tas eski hamam mı yoksa iyileştirmeler var mı?