Hacettepe Teknokent ihtiyaçtan doğan buluşlara imza atıyor
Teknokentlerin hedeflerinden olan ‘fikrin fiziki ürüne dönüşmesi’ne dair çok doğru çalışmalar, Hacettepe Teknokent şirketlerinde kendine yer buluyor. İşte birkaç ilgi çekici örnek…
Metin madenciliğiyle patent dedektifliği!
Hacettepe Üniversitesi Teknokent mühendisleri, geliştirdikleri yazılımla, bir fikir ya da ürünün henüz düşünce, geliştirme aşamasındayken patentinin alınıp alınmadığını teşhis edebiliyor. Araştırma ve geliştirme yapan birçok insan, günler geceler boyunca üzerinde çalıştığı bir fikrin ya da ürünün daha önce patentinin alındığını ancak patent başvurusu yaptığında öğrenebiliyor. Hacettepe Teknokent bünyesinde çalışmalarını sürdüren Tengen Genel Müdürü Volkan Yıldırım, bu hayal kırıklarının önüne geçmek istediklerini söyleyerek, geliştirilmesi düşünülen bir fikrin, ürünün henüz kavram geliştirme aşamasındayken patentinin alınıp alınmadığını, geliştirdikleri yazılımla teşhis edebildiklerini belirtti ve bu tür analizlerin araştırmacıya zaman ve ekonomik açıdan büyük kazanımlar sağladığını kaydetti. Dünyada var olan bütün teknik bilginin yüzde 80’inin patent yayınlarında saklı olduğunu vurgulayan Yıldırım,
“Türkiye’de ve dünyada artmakta olan patent yayınlarının takip edilmesini kolaylaştırmak için metin madenciliği teknikleri kullanıyoruz. Bu tekniklerle büyük metin verileri içerisinde saklı olan anlamlı bilgileri çıkartmak mümkün oluyor. Patent analizi ve takibi yaparak şirketler kendi projelerinde patent alınabilecek konuların da farkına varıyor” diye sözlerini bitirdi.
Dünya üniversitelerinin mikroskobu Türkiye’den!
Türkiye’nin ilk nanoteknoloji şirketi olan NanoManyetik Bilimsel Cihazlar Genel Müdür Yardımcısı Münir Dede, uç mikroskoplarının en yaygın üyesi olan Atomik Kuvvet Mikroskopları’nın (AKM/AFM) Türkiye’deki tek, dünyadaki sayılı üreticilerinden biri olduklarını söyledi.
Türk mühendislerle yaptıkları Ar-Ge çalışmasının ardından geliştirdikleri AKM’yi dünyaya tanıttıklarını ve ülkeye döviz girdisi sağladıklarını belirten Dede, kan hücresinden cep telefonu kamerasının piksellerine kadar her şeyi AKM ile inceleyebildiklerini bildirdi.
Münir Dede, AKM’lerin kabaca yüzeye yaklaştırılan bir sonda ya da tarayıcıyla, yüzeyin farklı fiziksel ve kimyasal özelliklerini anlayabildiğini, taramanın ardından raporlama yapabildiğini söyledi.
“Standart bir atomik kuvvet mikroskobu bugün 70-80 bin dolarlara mal olabiliyor ve herkesin satın alabileceği cihazlardan değil. Bunu herkesin kullanabileceği hale getirmek için kaliteden ödün vermeden fiyatını düşürmek gerekiyor. Biz iyi bir optik mikroskop fiyatına yakın fiyatta bir AKM tasarlayıp bunu özellikle sadece üniversiteler ve araştırma enstitüleri değil liselerde de kullanılabilecek hale getirdik. Oxford, Harvard ve MIT gibi üniversite ve araştırma kuruluşlarının da olduğu dünyanın ilk 100 üniversitesinden 15’inde ürünümüz tercih ediliyor” açıklamasını yapan Dede, her geçen gün yurtdışından yeni siparişler aldıklarının altını çizdi.
Türkiye’de uzay simülatörü yapan ilk ve tek şirket
Türk bilim adamlarının ve mühendislerinin Hacettepe Teknokent’te yürüttükleri çalışmalarla ‘uzay simülatörü’ yapıldı. Nanovak şirketinin yaptığı simülatör, geçtiğimiz günlerde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın düzenlediği I. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi’nde Ar-Ge İnovasyon Projesi’nde gösterdiği başarı nedeniyle birincilik ödülü de aldı. Nanovak Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Zafer Durusoy, üretilen simülatörün bir uzay ortamı yarattığını ifade ederek, “Uzayda eksi 100, artı 175’e varan ısı değişiklikleri var. Uzaya gönderilen uydunun, elektronik bir kartın uzay ortamına uyum sağlayıp sağlamayacağını, söz konusu sıcaklıklarda çalışıp çalışmayacağını görmek ve test etmek için simülatörün içi vakumlanarak, arındırılıp istenilen gaz ortamı sağlanıyor ve uzayla buluşacak parçalar test edilebiliyor. Uzaya gönderilen cismin boşlukta çalışıp çalışmayacağını açıkça görebiliyoruz. Uzay simülatörü sadece uzay çalışmalarında değil, savunma sanayi ürünlerini test etmekte de kullanılıyor” dedi.
Servis derdine son!
Hacettepe Teknokent’te geliştirilen, GSM, GPRS, GPS ve web tabanlı, insana bağlı olmayan bir yazılım sayesinde öğrencilerin servis sorunu bitiyor. ‘ServisCell’ yazılımıyla; servis eve yaklaşırken veli otomatik olarak aranıyor, çocuk okula vardığında ise SMS ile bilgi veriliyor. Hacettepe Teknokent’te Ar-Ge faaliyetlerini sürdüren Polar Teknoloji’nin geliştirdiği yazılımla öğrenci, veli ve servis şirketlerinin erişim ve ulaşım sorunu çözülüyor. Polar Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Diker, buluşların bir ihtiyaçtan doğduğunu ifade ederek, “Çocuğumun servisinin ne zaman geleceğini, gecikip gecikmeyeceğini, çocuğumun okula varıp varmadığını merak ediyordum ve bu projeyi geliştirmeye karar verdim” açıklamasını yaptı.