Sayısalcılara anında kadro!
Türkiye’nin önde gelen global yazılım şirketi Etiya, başta yazılım mühendisleri olmak üzere yeni alımlarla insan kaynağını büyütmeye devam ediyor. Yetenekleri çekmek için ‘Sayısalcılar Buraya’, ‘arkadaşını getir’ gibi farklı uygulamalara imza atan şirket, çalışan bağlılığı için de hisse paylaşımından NFT ödüllerine pek çok fark yaratan uygulamaya sahip. İki yıl üst üste Great Place to Work ödülünü almaya hak kazanan şirketin İnsan ve Kültür Direktörü Yaprak Yazgan Tellici, “Gençlerin fikirlerine önem veriyor, herkesi dinleyerek şirkette inovasyon kültürünü destekliyoruz” diyor.
Türkiye’de 200 bin civarında yazılımcı olduğu düşünülüyor. Bu oran Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında çok düşük kalıyor. Türkiye’nin halihazırda yazılımcı ihtiyacı çok fazla. Pandemi sonrası şirketlerde dijital dönüşüm projelerinin hız kazanacağı ve yaşanan beyin göçü de düşünüldüğünde yazılımcı bulmak çok daha zorlaşacak. Bilişim şirketleri şu günlerde kalifiye personel bulabilmek için yoğun mesai harcıyor.
Yaşanan beyin göçüne rağmen çalışan sayısını her geçen yıl artıran bilişim şirketi Etiya hızla büyümesine devam ediyor. 3 kıtada 7 farklı ülkede 1514 çalışanı olan şirket, ağırlıklı olarak bilgisayar ve yazılım mühendislerini istihdam ediyor. Şirket daha çok genç yeteneğe ulaşabilmek için 2021 Temmuz ayından bu yana ‘Etiya Akademi’ adı altında ‘Sayısalcılar Buraya’ sloganıyla bir program yürütüyor. Etiya İnsan ve Kültür Direktörü Yaprak Yazgan Tellici, programla ilgili şu bilgileri verdi:
“Sayısal bölümlerden mezun olanları ön elemelerden geçirerek kendi kadrolarımıza dahil ettiğimiz bir eğitim programı oluşturduk. Bu programda katılımcıları eğitimleri başladıkları andan itibaren Etiya kadrosuna alıyoruz. Ücret ve yan haklar gibi bir çalışanın elde ettiği tüm haklara sahip oluyorlar. 8-10 hafta süren eğitimin ardından, ikinci bir eleme süreci söz konusu olmadan 300’den fazla yeni mezunu kadromuza bu program aracılığı ile dahil ettik. Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden Anadolu’daki üniversitelere kadar tüm sayısal mezunlarına kapımız açık. Etiya, yazılımcı bulabilmek için ‘çalışan referans uygulaması’ da yapıyor. Yani Etiya’da çalışmakta olan birisi şirkete arkadaşını tavsiye ettiğinde ve işe alınan kişi şirkette 6 ayını doldurduğunda tavsiyede bulunan çalışan ödüllendiriliyor.
Her ne kadar şirketin yaş ortalaması 30 olsa da 50’li, 60’lı yaşlarda çalışanlar da var. Bu nedenle şirket tersine mentorluk uyguluyor, yani gençler yaşça kıdemli çalışanlara mentorluk veriyor. Amaç gençlerin bakış açısını yöneticilerin görmesi, birebir dinlemesi ve onların ihtiyaçlarını ilk ağızdan duyabilmeleri. Şirketin CEO’su Aslan Doğan dahil olmak üzere tüm yöneticiler bu uygulamaya katılıyor. Gençler biraz daha ortak aklın egemen olduğu bir şirket istiyor. Neyi, neden yaptığını görmek, yaptıkları işi sorgulamak ihtiyacındalar. Yani sadece ezbere iş yapmak istemiyor. Neye hizmet ettiğini görmek istiyor. Şirket hedefi nedir, nereye ulaşmak istiyor ve bu bütünün nasıl parçası olabilir bunu bilmek istiyor. Aidiyet de böylece daha güçlü hale geliyor. Etiya’da performansı ile fark yaratan, ekibe değer katan çalışanlar için farklı ödül programları da bulunuyor. Bunlar arasında en çok dikkat çeken ReWallet isimli çalışan hisse paylaşım programı. Etiya çalışanları için şirketin %6 oranında hissesini ayırmış durumda ve özgün bir puan sistemiyle çalışanlarını bu programa dahil ediyor. Çalışanların kıdemine, performansına, yıl içinde katıldığı eğitim sayısına ve fark yaratan başarılarına bakılarak bir skor elde ediyor. Bu skorun büyüklüğüne göre çalışanlar, şirketin belirli bir süre sonunda global büyüme kararına bağlı olarak anlamlı bir değere sahip olabilecekler. Sektör çok hızlı değişiyor. O yüzden kendisini sadece teknik anlamda değil, kişisel anlamda da mümkün mertebe geliştirmek için neler yapabiliyorlarsa yapmalılar. Bu bir YouTube’dan TEDx videosu izlemek de olabilir, bir podcast serisi dinlemek de olabilir, teknik belirli platformları takip etmek de olabilir. Bununla birlikte stajlarında kendilerinden istenenin üstüne çıkacak çıktılar da üretmeliler, yani ‘fark’ yaratmalılar. İngilizce bilgisi tabii ki özellikle yazılım sektörü için olmazsa olmazımız.”