Adayların teknolojisi zayıf
ABD’de 2007’de Amerikan Başkanlığı için Demokrat Parti’de iki aday adayı mücadele ediyordu: Obama ve Hillary Clinton. İkisi de daha kampanya resmen başlamadan, eğer başkan seçilirlerse nasıl bir teknoloji ve inovasyon politikası izleyeceklerini açıklamışlardı. Obama’nınki ayrıntılı, Hillary’ninki daha makroydu. Ama ikisi de bu konuyu ciddiye aldıklarını göstermişlerdi.
Hillary, bu tecrübesini şimdiki kampanyada kullanıyor. Engine ve Tusk Ventures adlı iki kuruluşun ortaklaşa yayınladıkları “Adayların Teknoloji Karnesi” aday adaylarının 4 konudaki tutum ve düşüncelerini özetliyor, onlara not veriyor.
Bu 4 konu: Özel yaşamın gizliliği ve kişisel verilerin güvenliği. Fikri mülkiyet, patent reformu. STEM eğitimi, dijital beceriler, işgücü (buna, göçmenlik politikası dahil). İnternet tarafsızlığı, genişbant erişimi, iletişim altyapısı.
Özetle, en “başarılı” aday adayı Hillary. Amerikan eğitim sistemindeki değerlendirme ölçütüne göre A üzerinden B+ alıyor. Aslında A alabilirdi, hatta A- olabilirdi… Aynı partideki rakibi Bernie Sanders de B almış. 3’üncü konuda yetersiz, bu nedenle o dersi “tekrar” edecek.
Diğer adayların önemi yok. Cumhuriyetçi Ted Cruz zaten D almış. Sınıfta kalmamış ama dersini tekrar öğrenmesi gerekiyor. John Kasich ve Marco Rubio ikisi de C+ almışlar. Bence fazla bile onlara. C- yeterdi.
Donald Trump ise tamamen sınıfta kalmış durumda. En bilinen nedenler: Apple, “o” iPhone’un şifresinin kırılması konusunda FBI’la işbirliği yapana kadar Apple’a boykot önerdi. Şifreyi Apple’ın “sakladığını” sanıyordu. Eposta kullanmadığıyla övündü. Terörle savaş amacıyla Bill Gates’in, internetin “bir kısmını” kapatmasını önerdi.