Afetlere dirençli kentlerin anahtarı yapay zekada
Yapay zeka, Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi yeni nesil teknolojiler, doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak ve afet yönetiminde etkinliği artırmak için de başat rol üstlenmeye başladı. ResearchandMarkets araştırmasına göre 2023 yılında dünyada 6,7 milyar doları bulan afet yönetimdeki dijital teknoloji pazarının 2030 yılına kadar 5,5 kat artışla 37,3 milyar dolara yükseleceği öngörülüyor.
Günümüzdeki hızlı teknolojik ilerlemeler, doğal afetlere karşı alınacak tedbirler ve afet yönetimi süreçlerinde de yeni bir dönemi işaret ediyor. Yapay zeka ve nesnelerin interneti (IoT) gibi teknolojilerin desteğiyle geliştirilen yenilikçi yaklaşımlar, gerek afet öncesi planlamalarda gerek afet sonrası yönetim süreçlerinde etkin çözümler vadediyor. Küresel pazar araştırmaları şirketi ResearchandMarkets, 2023 yılında afet yönetiminde dijital teknolojilerin pazar payının 6,7 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığını açıkladı. Araştırmaya göre 2030’da afetlere karşı geliştirilen dijital teknolojilerin pazar büyüklüğünün her yıl yüzde 30 oranında artarak 37,3 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Erken uyarı sistemleri can ve mal kaybının önüne geçiyor
Yapay zeka, siber güvenlik ve akıllı şehir teknolojileri gibi alanlarda faaliyet gösteren yeni nesil teknoloji şirketi Cerebrum Tech’in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erdem Erkul, afetlere dirençli kentler yaratmak ve etkin bir afet yönetimi için yapay zeka uygulamalarından faydalanmanın zorunluluk haline geldiğini vurguluyor. Dr. Erkul, “Afet yönetimi, doğal afetlerin ve acil durumların etkilerini en aza indirme, zararları azaltma ve toplumların hızlı bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olma amacını taşıyan kapsamlı bir süreç. Yapay zeka, büyük veri analizi ve öğrenme algoritmaları sayesinde, doğal afetlerin erken tespiti ve uyarı sistemlerinde çığır açan gelişmeler sunuyor. Japonya’da deprem ve tsunami alanında, Çin’de orman yangınlarına karşı, Hindistan’da ise sel baskınlarına yönelik yerel sensörler ve uydu görüntüleri gibi kapsamlı verilerin analiz edildiği sistemler başarıyla işliyor. Böylece bir nebze de olsa insanların güvenli alanlara yöneltilmesi ve enerji santralleri gibi riskli yapıların kullanım dışı bırakılması mümkün oluyor” dedi.
Uydu görüntülerinin analizi ilk müdahalelere hız kazandırıyor
Afet bölgelerinde uydu ya da drone ile çekilen görüntülerin hızla incelenmesinin hasar tespit ve ilk müdahale çalışmalarına hız kattığını belirten Dr. Erkul, “Böylece, afetin etkilediği bölgede gerekli iş gücü ve malzeme talepleri hızlı bir şekilde karşılanabilir. Oluşturulan haritalar sayesinde, arama kurtarma ekipleri için öncelikli konumlar belirlenebilir. Sosyal medya verileri toplanarak insanların konumları belirlenebilir. Ayrıca yapay zekadan faydalanarak afet öncesinde farklı şiddetteki afetlere yönelik tüm senaryolar için hazırlıklar yapılabilir. Geçen sene yüreğimizi yakan, büyük can kayıplarının ve yıkımın yaşandığı 6 Şubat deprem felaketinde bu olanaklar sınırlı olsa da uygulandı. Cerebrum Tech olarak, uydu görüntülerinin analizi ve haritalama çalışmalarına biz de elimizden geldiğince destek sağlamıştık. Gelecekte bu sistemlerin daha da ön plana çıktığını göreceğiz” ifadelerini kullandı.
Robotlar enkaz altında hayat kurtarıyor
Dünyada afet sonrası çalışmalarda robotların öne çıktığı örneklerin de daha sık görülmeye başlandığını söyleyen Dr. Erkul, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekiplerin erişemediği alanlara robotlarla ulaşabilmek arama kurtarma çalışmalarında başarıyı yükselten çok önemli bir faktör. Ses ısıya duyarlı görüntüleme sistemleriyle enkaz altında canlı varlığı tespit edilebiliyor ve bu robotlarla ilkyardım, gıda ya da su gibi hayati malzemeler afetzedeye ulaştırılabiliyor. Tüm bu yeni teknolojiler, afetlerde can ve mal kayıplarının önüne geçmek açısından büyük ümit vadediyor” değerlendirmesini yaptı.