Ağ teknolojilerinde yeni yaklaşımlar
Yeterli altyapıya sahip bir servis sağlayıcıdan alınan ağ teknolojileri hizmeti, kurumlara; kesintisiz erişim, hızlı bağlantı, üst seviye güvenlik gibi konularda fayda sağlıyor. Mobil teknolojilerin hızla hayatımıza girmesi, kurumların ve bireylerin günlük yaşamlarında önemi her geçen gün artan iletişim olanaklarını artırıyor. Mobil teknolojilerle erişim daha kolay hale gelmekle birlikte iletişimdeki riskleri de beraberinde getiriyor. Bu durum, ağ teknolojileri konusunda hizmet sağlayan şirketlere yeni hizmet modelleri geliştirme ve yeni gelir kaynakları sağlama fırsatı sunuyor. 2009 yılında teknolojinin şekillenmesine yön veren en önemli gelişmelerden biri olan yakınsama 2010’da da gündemin ilk sıralarında olacak. Bilişim ve telekomun şirketler için vazgeçilmez bir araç haline dönüşmesi, teknolojinin küçücük cihazlara sığdırılması ve internetin artan hızıyla yapabileceklerimizin artmasını sağlayan yakınsama ile bugünün telekom operatörleri de yarının hizmet sağlayıcılarına dönüşme yoluna girmiş oldu.
Son yıllarda, artan bant genişliği ile birlikte hücresel şebeke endüstrisinin sadece ses şebekesi olmaktan çıktığını, ses ve veri şebekesi olmaya başladığını belirten Koç.net Hizmetler Müdürü Abdülkadir Üçüncü, aynı mobil telefonların, kablosuz bir telefon olmaktan çıkarak, konuşma, yazışma, müzik dinleme gibi işlevler kazandığını söyledi.
Önümüzdeki dönemde pazarı şekillendirmesi beklenen teknolojiler konusunda da düşüncelerini aktaran Üçüncü sözlerini şu şekilde sürdürdü: “3G, WiMAX, MVNO, LTE, IPTV ve VoIP olarak sıralanabilir. Bu teknolojiler ve beraberinde getirdiklerini ise şu şekilde açıklamak mümkün: 3G ile görüntü nakli mümkün hale gelirken, haberleri anında izlemek, film seyretmek, bir spor müsabakasını canlı takip etmek veya bir gün önce indirilen bir programı izlemek mümkün olacak. 3.5 G’den sonraki gelişmiş mobil teknolojisi olan LTE (Long Term Evolution), sırasıyla GSM/UMTS teknolojilerinin bir sonraki adımı olan yeni nesil bir mobil genişbant teknolojisidir. Önümüzdeki yıllarda, mobil genişbantta WiMAX ve LTE teknolojilerinin rekabetine tanık olacağız.”
İşletmelerin, teknoloji altyapısına yatırım yaparken, toplam sahip olma maliyetinin yüksek olması sebebiyle daha çekingen davrandığını kaydeden Neteks Genel Müdürü Erhan Doğan’a göre, 2009 yılında ivmesi artan bulut bilişim (Cloud Computing), bir hizmet olarak yazılım (SaaS: Software-as-a-Service) teknolojileri, işletmelerin atıl yatırımlar yapmak yerine kullanacakları kadar kaynağı kiralamasını ve maksimum verimi sağlıyor. Doğan, “Örneğin, küçük bir işletmeye yapacağınız antivirüs, antispam yazılım ve donanım yatırımı yerine, bu hizmeti bir servis olarak alabilir ve “kullandığın kadar öde” yöntemiyle giderlerinizi düşürebilirsiniz. Ayrıca, küçük ve orta ölçekli işletmeler, ulaşım, konaklama gibi maliyetlerini düşürmek için internet üzerinden web konferans olanaklarını kullanabilir ve bu iş için özel bir donanım yatırımı yapmak zorunda değildir” dedi.
Yerel alan ağ (LAN) ve geniş alan ağ (WAN) arasındaki hız farkının yavaş yavaş kapandığına dikkat çeken Doğan, genişbant internet hizmetlerinin daha ekonomik fiyatlarla sunulması sonucunda WAN ve internette çalışan uygulamaların çeşitliliğinin daha hızlı artmaya başladığını ifade etti. Doğan, “Bu gelişmeyle birlikte, 2010 yılında, bulut bilişim, sosyal ağlar, sanallaştırma, video ve ses bütünleştirmesi, çevreci BT ve güvenlik kriterlerinin her aşamaya yayılması gibi konular öne çıkacak. Bulut bilişimin yaygın kullanılmasıyla birlikte kullanıcılar, verilerini çevrimiçi ve güvenilir bir şekilde internet üzerinde saklayıp bu bilgilere istedikleri yerden erişebilecekler” şeklinde konuştu.
Doğan, sosyal ağların, günümüzün en hızlı yükselen eğilimlerinden biri olduğunu ifade ederek “Yarattığı rüzgara artık sadece bireysel kullanıcılar değil büyük şirketler de yakalanmış durumdadır. Sosyal mecralar, eğlence aracı olmaktan çıkıp, bilgi ve haberlerin anlık paylaşıldığı alanlar haline gelmiştir. Bu sayede, gerek işletmeler gerekse reklamverenler, sosyal mecraları daha verimli kullanabilmektedir” dedi.
Mobilite çağının Türk halkına en son yansımasının 3G teknolojisi olduğunu belirten Mobisis Profesyonel Hizmetler Koordinatörü Mahmut Cenk Ünlü’ye göre “Her ne kadar 3G’nin sağladığı yüksek veri hızlarına kurumsal pazarda henüz çok ihtiyaç olmasa da, aynı anda hem sesli iletişim, hem de veri iletişimini desteklemesi çok önemli bir avantaj.”
Kurulan 3G ağları ile birlikte ses, veri, video ve uzaktan yönetim gibi gelişmiş çokluortam özellikleri; e-posta, web sayfası görüntüleme, faks, video konferans gibi özellikler sahada kullanılabilir hale geldiğini belirten Ünlü, kablosuz ağlardaki yeni gelişmelere de değindi. Ünlü şunları kaydetti: “ Bu arada 802.11n protokolünün son hale gelmesiyle birlikte kablosuz ağlarda da 3G benzeri bir değişim süreci başladı. 54 Mbit olan kablosuz erişim hızları 400 Mbps seviyesine geldi. 1-2 seneye kadar tüm cihazların bu standardı destekleyeceğini düşünüyorum. WiMAX tarzı genişbant, wireless teknolojilerinin de yeni yönetmelikle ülkemizde kullanılmasının sağlanmasıyla birlikte özellikle geniş alanlar için alternatif kablosuz erişim imkanları doğdu.”
İhtiyacı doğru karşılayan ve tasarruf sağlayan, verimliliği artıran bir çözümün getirisini doğru hesaplamak gerekli diyen Ünlü, “Mesela uzaktaki bir deponuzun WAN bağlantısı koptuğunda 3G teknolojiyisle ‘dial-backup’ sağlanıp sistemin çalışmasını sağlamak mümkün, bu depodan çıkacak ürünlerin bir araba üretim hattını beslediğini varsayarsak, hattın birkaç dakika bile durması, yapılacak tüm yatırımın üstünde bir maliyet çıkarabilir” şeklinde konuştu.
Günümüzde ağ teknolojilerinin gelişimi, kişisel erişimlerin, artık kablolu yerine kablosuz bir bağlantıyla yapılır hale gelmesine dönüştüğü söyleyen Anadolu Bilişim Hizmetleri Profesyonel Hizmetler Müdürü Bektaş Özkan “Yeni nesil ağlar her yerden, her türlü ortam üzerinden istediğiniz bir kaynağa yüksek ve güvenli bir şekilde erişmenizi sağlayacak, bir anlamda komple bir şehrin tümleşik bir ağa dönüşeceği yapıya gidiyor” dedi.
Özellikle 3G ve sonrasında gelecek olan 4G teknolojileri ile artık cep telefonlarında ve taşınabilir bilgisayarlarda daha yüksek hız ve kapasitelerin görüleceği bir hayatın çok da uzakta olmadığını belirten Bektaş, böyle bir sistemde sanal ağların da evrim geçireceğini ve güvenliğin daha da önemli hale geleceğini ifade etti. Bektaş’a göre “Kablolu ağlar ise daha çok bir bina yada kampüs için olan ağ cihazlarının, merkez ağ cihazlarıyla haberleşmesinde kullanılacağı bir ortamla sınırlı kalacaklar. Yüksek kapasiteye sahip hızlı veri iletişim altyapıları sağlayan Metro Ethernet ve xDSL teknolojileri kurumlara daha uygun maliyette internet erişimi sağlamalarına olanak tanımaktadır.
Bütünleşik iletişim teknolojilerinin de geliştiği düşünülürse aynı altyapıdan, ses, görüntü ve verinin birlikte akmasıyla ciddi bir maliyet avantajı oluşmaktadır.”