Ağ yönetimi proaktif bir yapıya dönüşecek
Sektör temsilcilerine göre önümüzdeki süreç ağ yönetimi açısından ileriki seviyelerde sistemlerin kendi kararlarını kendileri verecek şekilde gelişecek. Tam bir proaktif yapı ile karşılaşılacak. İnnova Teknoloji Çözümleri Direktörü Mehmethan Şişik’e göre de ağ yönetiminde; reaktif bir izleme, sonrasında müdahale etme tarzından, bütünleşik proaktif, eğilimleri izleyen, önlem alan bir yönetim tarzının yaygınlaşacağı bir dönem görülecek. Turcom Sistem ve Network Yöneticisi Haçik Mağden de, kavuşulacak proaktif yapı ile birlikte oluşabilecek hataların daha başlangıç seviyesinden bertaraf edilerek, cihazlar işlevselliğini yitirmeye başladığında gerekli yenileme işlemleri için zaman kaybetmeden üretici şirkete gerekli bilgilendirmenin cihaz tarafından yapılmış olacağını dile getirdi. Gelecekte BT personelinin müdahalesini en aza indirgeyen sistemlerin kendi kendini yönettiği günlerin görüleceğini de belirten Mağden, “Ancak kontrolü elden bırakmak istemeyen insanoğlu, her zaman olduğu gibi son sözü söyleyecektir” diye konuştu.
M2M ağ yönetimini
başka bir noktaya taşıyacak
Gelecekte M2M olarak adlandırdığımız, makineden makineye ağlar çok daha önem kazanacağına işaret eden Netaş CTO’su Necmi Ön de, geleceğe ilişkin değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Zira IPv6 ile beraber gelen yeni IP evrenindeki gelişmiş özellikler ve IP adres bolluğu, günlük yaşantımızda da kullandığımız pek çok cihazın ağa bağlanması anlamına geliyor. Şu an yurtdışında kullanımları yavaş yavaş başlayan IP adresine sahip ve ağ üzerinden erişimi olan klima, buzdolabı, bireysel depolama, kapı, mikrodalga fırın, saat, televizyon gibi pek çok cihaz ağ yönetimine dahil olacak. En basit tanımıyla, gelecekte bütün bireyler IP adresi bulunan pek çok cihaza sahip olacak ve bunları sadece şirketlerin değil, bireylerin de ihtiyaçları doğrultusunda yönetmesi gerekecek. Günümüzde servis sağlayıcı şirketlerin sundukları servislerin kalitesini, müşteri açısından kullanım ve erişim performanslarını en ince detayına kadar, müşterinin yaşadığı gerçek deneyime göre raporlayıp, en yüksek düzeyde tutması zorunlu hale geldi. Dolayısıyla ağ yönetimi, günümüzün ve geleceğin en önemli konularının başında yer alıyor.”
Ağ yönetiminin
evrimi otomasyon yönünde
Prolink Sistem Mühendisi Serhat Kahraman’a göre de ağ yönetiminin evrimi daha çok otomasyon yönünde gelişmekte. Operasyondaki insan etkisinin azalmasının hem operasyonel maliyetlerde, hem de kullanıcı etkilerinden kaynaklanabilen hata payında düşüşü sağladığını belirten Kahraman, şöyle konuştu: “Bu konuda bir örnek vermek gerekirse, topolojide erişim seviyesinde bulunan anahtarlara bağlı kullanıcı portlarında sflow/netflow gibi bir yöntem ile dahili trafiğin bir yazılım tarafından gerçek zamanlı olarak incelenmesi, bu verilerin çeşitli imzalar ile karşılaştırılarak ağın ve sunduğu servislerin sürekliliğini tehlikeye atacak bir eşleşme bulunması durumunda ilgili portun otomatik olarak kapatılabilmesi ve ağ yöneticisine alarm gönderilmesi gibi uygulamalar ağı yönetenlere hızlı ve efektif çözümler sunmaktadır. Her geçen gün genişleyen bilgisayar ağları sorunlara kendi içerisinde otomatik çözümler bulabilen, performansı ve güvenliği artıracak değişiklikleri insan etkisi olmadan gerçekleyebilen yönetim sistemlerine ihtiyaç duymakta ve bu yönde gelişmektedir.” Vitel Manage Engine Ürün Yöneticisi Tuğba Ateş ise gelecekte ağ yönetimi konusunda öngörülen gelişmeleri şöyle özetledi: “Gelecekte de öngörülen, tüm hata ve arızaların daha detaylı olarak analiz edilmesini sağlayan araçlarla müdahale sürelerinin kısaltılması ve iş süreçlerindeki kesintilerin engellenmesi için gelişmiş otomatik çözüm sistemlerinin devreye girmesidir. Böylece hem gözden kaçan sorunlar için harcanan uzun süreler kısalacak hemde pek çok teknik personelle yapılabilen işler çok daha az kişiyle çözümlenebilecektir.”
Ağ izleme araçları öne çıkacak
Alcatel-Lucent Enterprise Türkiye ve Azerbaycan Teknik Satış Müdürü Adil Can da, günümüzde ağ yönetiminde çığır açacak konulardan birine işaret etti. Can, bulut mimarisinin gelişimi ile birlikte Servis olarak yazılım (SAAS-Software as a Service) mantığı ile çalışan ağ izleme araçları özellikle düşük yönetim maliyetleri, daha iyi destek sunmaları ve güncelleme ile yama yönetimi gerektirmeyen uzaktan erişimleri gibi sayesinde günümüzde ağ yönetiminde yeni bir çığır açmaya başlayacağını dile getirdi. Yaklaşık 30 yıldan sonra ilk kez Windows tabanlı cihazların sayısında ciddi bir düşüş yaşandığına dikkat çeken Aruba Networks Ülke Müdürü Bülent Tekkaya da, bu durum, akıllı cihazların sayısındaki artışın henüz başlangıç aşamasında olduğunu gösteriyor diyerek şöyle konuştu: “Geleceğin ağ yönetimi farklı işletim sistemlerine sahip yeni nesil cihazların, ağa güvenli, lokasyon bağımsız ve BT desteğine ihtiyaç duymaksızın, kolaylıkla bağlanabileceği bir yapı üzerine kurulacaktır. Tüm bu gelişmelerin, önümüzdeki dönemde BYOD fenomenine uyum sağlamayı başarmış, verimli NAC çözümleri ile kurumların ağ yönetimini kolaylaştıran üreticilerin rekabet edeceği bir ortamın habercisi olduğunu söyleyebiliriz.”
KoçSistem İletişim Teknolojileri ve BT Güvenlik Çözüm ve Hizmetleri Grup Yöneticisi Orhan Düz’e göre gelecekte ağ yönetimini BT sektöründeki bulut bilişim ve sanallaştırma gibi eğilimler şekillendirecek. Ağ yönetimiyle ilgili yeni araçların, bulut bilişimle birlikte gelen yeni yapıların yönetimini adresleyecek çözümler olması gerektiğini belirten Düz, değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Uygulamalar mevcut durumda tek bir veri merkezinden kullanıcılara hizmet verirken, gelecekte uygulamaların dağıtık mimari olarak çalışması yaygınlaşacaktır. Özellikle kritik uygulamalarda performans ve hata yönetimi konusu bu kapsamda önem kazanmaktadır. Oluşabilecek bir performans veya erişim probleminde hatanın kaynağının hızlı bir şekilde bulunması ve çözülmesi kritik düzeyde önem arz edecektir. Kullanıcıların aldıkları yanıt süreleri gibi değerler önem kazanacaktır. Bu durumda birden fazla servis sağlayıcıda çalışabilecek uygulamalarda ağ yönetim yazılımlarının kendi arasında bütünleşmesi ile SLA yönetim yazılımlarının bütünleştirmesi gerekebilecektir. Benzer şekilde artan sanallaştırma ve kaynakların farklı veri merkezlerindeki kullanımı, beraberinde güvenlik yönetimiyle ilgili yeni yaklaşımları getirecektir.”
Symantec Türkiye Kıdemli Teknoloji Danışmanı Aydın Aslantaş önümüzdeki süreçte daha önem kazanacak güvenlik konusunun ağ yönetiminde de etkili olacağı görüşünde. Nisan ayı sonunda Symantec tarafından 17. sayısı yayınlanan İnternet Tehditleri Raporu’na göre hedefli saldırılardaki devamlı yükselişin devam ettiğine ve 2010 senesine göre tekil tehditlerde yaklaşık yüzde 50 oranında bir artış yaşandığına işaret eden Aslantaş, bu açıdan bakıldığında yakın gelecekte sanal, fiziksel ve bulut dünyasında bulunan sistemlerin daha da melez hale gelmesi ile güvenliğin en önemli konu olarak karşımıza çıkacağını yineledi. Aslantaş sözlerini “Bu doğrultuda gelecekte aktif sistemlerin ürettikleri verilerin, melez dünyada yer alan diğer sistemlerin ürettiği veriler ile ilişkilendirilerek daha hızlı aksiyon alınmasını sağlayan, akıllı bir karar destek sistemine sahip ve 0 gün tehditlerine karşın daha proaktif bir yaklaşım sunan sistemlerin yakın geleceğin en önemli konusu haline geleceğini düşünüyorum” şeklinde noktaladı.